Müddessir Suresi Kur'an-ı Kerîm'in yetmiş dördüncü suresidir. Müddessir, tıpkı bir önceki surenin ismi müzzemmil gibi, "örtünüp bürünen" demektir. Kıyamet gününden ve Kur'an'ı reddeden müşriklerin cehenneme sürüklenecekleri haber verilen Müddessir Suresi meali ve tefsiri günümüzde araştırılmakta. Biz de Müddessir Suresi Türkçe anlamı ve Arapça okunuşu gibi detayları haberimizde derledik. İşte Müddessir Suresi okunuşu ve fazileti…
Bismillahirrahmanirrahim
1.Ya eyyuhelmuddessiru.
2.Kum feenzir.
3.Ve rabbeke fekebbir.
4.Ve siyabeke fetahhir.
5.Verrucze fehcur.
6.Ve la temnun testeksiru.
7.Ve lirabbike fasbir.
8.Feiza nukıre fiynnakuri.
9.Fezalike yevmeizin yevmun 'asiyrun.
10.'Alelkafiriyne ğayru yesiyrin.
11.Zernuy ve men halaktu ve hıyden.
12.Ve ce'altu lehu malen memduden.
13.Ve beniyne şuhuden.
14.Ve mehhedtu lehu temhiyden.
15.Summe yatme'u en eziyde.
16.Kella innehu kane liayatina 'aniyden.
17.Seurhikuhu sa'uden.
18.İnnehu fekkere ve kaddere.
19.Fekutile keyfe kaddere.
20.Summe kutile keyfe kaddere.
21.Summe nezare.
22.Summe 'abese ve besere.
23.Summe edbere vestekbere.
24.Fekale in haza illa sıhrun yu'seru.
25.İn haza illa kavlulbeşeri.
26.Seusliyhi sekare.
27.Ve ma edrake ma sekaru.
28.La tubkıy ve la tezeru.
29.Levvahatun lilbeşeri.
30.'Aleyha tis'ate 'aşere.
31.Vemâ ce'alnâ ashâbe-nnâri illâ melâ-iketen(ﻻ) vemâ ce'alnâ 'iddetehum illâ fitneten lilleżîne keferû liyesteykine-lleżîne ûtû-lkitâbe ve yezdâde-lleżîne âmenû îmânen(ﻻ) velâ yertâbe-lleżîne ûtû-lkitâbe velmu/minûne(ﻻ) veliyekûle-lleżîne fî kulûbihim meradun velkâfirûne mâżâ erâda(A)llâhu bihâżâ meśelâ(n)(c) keżâlike yudillu(A)llâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ(u)(c) vemâ ya'lemu cunûde rabbike illâ hu(ve)(c) vemâ hiye illâ żikrâ lilbeşer(i)
32.Kella velkameri.
33.Velleyli iz edbede.
34.Vessubhı iza esfere.
35.İnneha leıhdelkuberi.
36.Neziyren lilbeşeri.
37.Limen şae minkum en yetekaddeme ev yeteahhare.
38.Kullu nefsin bima kesebet rehiynetun.
39.İlla ashabelyemiyni.
40.Fiy cennatin yetesaelune.
41.'Anilmucrimiyne.
42.Ma selekekum fiy sekare.
43.Kalu lem neku minelmusalliyne.
44.Ve lem neku nut'ı mulmiskiyne.
45.Ve kunna nehudu me'alhaidıyne.
46.Ve kunna nukezzibu biyevmiddiyni.
47.Hatta etanelyekıynu.
48.Fema tenfe'uhum şefa'atuşşafi'ıyne.
49.Fema lehum 'anittezkireti mu'ridıyne.
50.Keennehum humurun mustenfiretun.
51.Ferret min kasveretin.
52.Bel yuriydu kullumriin minhum en yu'ta suhufen muneşşereten.
53.Kella bella yehafunel'ahırete.
54.Kella innehu tezkiretun.
55.Femen şae zekerehu.
56.Ve ma yezkurune illa en yeşaallahu huve ehluttakva ve ehlulmağfireti.
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
1.Ey örtünüp bürünen (Peygamber!)
2.Kalk da uyar.
3.Rabbini yücelt.
4.Nefsini arındır.
5.Şirkten uzak dur.
6.İyiliği, daha fazlasını bekleyerek (bir kazanç elde etmek için) yapma.
7.Rabbinin rızasına ermek için sabret.
8, 9.Sûr'a üfürüldüğü zaman var ya; işte o gün çetin bir gündür.
10.Kâfirler için hiç kolay değildir.
11.Beni, yarattığım kişiyle başbaşa bırak.
12, 13.Ona bol mal ve gözü önünde duran oğullar verdim.
14.Kendisine alabildiğine imkanlar sağladım.
15.Sonra da o hırsla daha da artırmamı umar.
16.Hayır, umduğu gibi olmayacak. Çünkü o, bizim âyetlerimize karşı inatçıdır.
17.Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.
18.Çünkü o, düşündü taşındı, ölçtü biçti.
19.Kahrolası nasıl da ölçtü biçti!
20.Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti!
21.Sonra (Kur'an hakkında) derin derin düşündü.
22.Sonra yüzünü ekşitti, kaşlarını çattı.
23, 24.Sonra arkasını döndü ve büyüklük taslayıp şöyle dedi: "Bu ancak nakledilegelen bir sihirdir."
25."Bu, ancak insan sözüdür."
26.Ben onu "Sekar"a (cehenneme) sokacağım.
27.Sekar'ın ne olduğunu sen ne bileceksin?
28.Geride bir şey koymaz, bırakmaz.
29.Derileri kavurur.
30.Üzerinde on dokuz (görevli melek) vardır.
31.Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkar edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve mü'minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kâfirler, "Allah örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi" desinler. İşte böyle. Allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır.
32, 33, 34, 35, 36, 37.Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.
38.Herkes kazandığına karşılık bir rehindir.
39.Ancak ahiret mutluluğuna eren kimseler başka.
40, 41, 42.Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: "Sizi Sekar'a (cehenneme) ne soktu?"
43.Onlar şöyle derler: "Biz namaz kılanlardan değildik."
44."Yoksula yedirmezdik."
45."Bâtıla dalanlarla birlikte biz de dalardık."
46."Ceza gününü de yalanlıyorduk."
47."Nihayet ölüm bize gelip çattı."
48.Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.
49.Böyle iken onlara ne oluyor da, öğütten yüz çeviriyorlar?
50, 51.Onlar sanki arslandan kaçan yaban eşekleridirler.
52.Hatta onlardan her bir kişi, kendisine açılmış sahifeler verilmesini istiyor.
53.Hayır, hayır! Onlar ahiretten korkmuyorlar.
54.Hayır, düşündükleri gibi değil! Şüphesiz bu (Kur'an) bir uyarıdır.
55.Artık kim dilerse ondan öğüt alır.
56.Bununla beraber, Allah dilemedikçe öğüt alamazlar. O takvaya (kendisine karşı gelmekten sakınılmaya) ehil olandır, bağışlamaya ehil olandır.
Müddessir Suresi, mushaftaki sıralamada yetmiş dördüncü, iniş sırasına göre dördüncü sûredir. Surede başlıca, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.s) tebliğ ve davetle gönderilmesi, inkarcıları uyarması ve müşriklerin ona karşı çıkması gibi konular anlatılmıştır. Kıyamet gününün sıkıntılarından söz edilmiş, Kur'an'a sihir ve beşer sözü diyerek onu reddeden müşriklerin yakıcı cehenneme sürüklenecekleri haber verilmiştir.
Bazı kaynaklarda Müddessir sûresinin faziletiyle ilgili olarak yer alan, "Allah Müddessir sûresini okuyan kimseye Mekke'de Muhammed'i tasdik eden ve yalanlayan kimselerin her biri sayısınca on sevap verir" meâlindeki hadisin (meselâ bk. Zemahşerî, IV, 188; Beyzâvî, IV, 349) sahih olmadığı anlaşılmaktadır (Muhammed et-Trablusî, II, 725).