MURAT EMİR EREN
Nihat Doğan’ın anlık hezeyanları, bir televizyon geleneğini daha hayata geçirdi. Epeydir ‘çıldırtan ekran yüzleri’ne hasrettik. Semra Kaynana silindi gitti, Ajdar tokat yiyeli beri suskun, Tülin’le Caner ayrı, eh uzun zamandır resmi binaların önünde soyunan deli oğlanlar, kızlar da görünmüyor. Kala kala Nihat Doğan’a kaldık! Yazık bize!
TELEVİZYONU var eden, izleyicinin ilgisi. Televizyonda yayınlanan programlar da izleyicilerin ilgisini çektikleri oranda başarılı sayılıyor. Peki izleyicinin ilgisi, sevgiden mi yoksa nefretten mi ileri geliyor? İzleyicinin ilgisini çeken yayınla, izleyicinin içten içe duyduğu nefreti istismar eden yayın arasındaki fark ne? İşte o farkı yaratan, izlemesek, kafamızı her gece yastıklara gömüp, kaçmaya çalışsak bile kurtulamadığımız ve pasif nefretimizle büyüyen o isimler...
Nihat Doğan
Portre: Son efsane Nihat Doğan’ın Türkiye’nin gündemine önce Kırdın Kalbimi, Benim Olmazsan Taciz Ederim gibi şarkılarla geldiğini hepimiz biliyoruz. Seda Sayan’la olan ilişkisinin de şöhretinde etkili olduğu kesin. Sırf bunlar dahi Nihat Doğan’ı ilgi çekici bir figür haline getirebilecekken Doğan bir de ‘en güzel sözler’, ‘en iyi kısa mesajlar’ gibi kitapların çok satanlar arasına girdiği memleketimizde, ürettiği aforizmalarla da etkili oldu.
Şöhret yolunda fuleli çalımlarla ilerleyen Doğan’ın son marifetleri ise Survivor’da sürüyor. Survivor’da Türkiye’yi bizlere emanet ettiği videosundan tutun da, adadaki bombastik repliklerine kadar her şeyiyle, Semra Kaynana’nın, Tülin’le Caner’in, Ajdar’ın bıraktığı reyting boşluğunu dolduruyor.
Lakin Nihat Doğan’la ilgili enteresan bir durum da kendisine şöhretli isimlerin, kerli felli yazarların da kayıtsız kalamaması. Doğan’la ve aforizmalarıyla “ilgileniyormuş gibi yapıp” dalga geçme ekolü yeni trend (gerçekten dalga geçtiğiniz hiç anlaşılmıyor)! Yerli şöhretlerin Doğan’ın yaptıklarından bahsetmenin, kendi şöhret konumlarını daha matah bir noktaya taşıdığı algısı Doğan’ın ‘Türkiye’ye veda’ videosundan bile daha acınası.