2024 yılı Berat Kandili için kısa bir süre kaldı. 'İki şey arasında ilişki olmaması; kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması' anlamlarına gelen Beraet kelimesinden alınan isim bağışlanma ve tövbe anlamlarına geliyor. Bu gecede bağışlanmak ve tövbe etmek adına ibadetlerini eda edecek olan Müslümanlar Berat Kandilii ne zaman sorgulamasına başladı. İşte 2024 dini günler takvimi
Hicri takvime göre, Şaban ayının 14'üncü gününü 15'e bağlayan gecesi Berat Kandili eda edilir. Buna göre Berat Gecesi bu sene 24 Şubat Cumartesi günü idrak edilecek.
Berat, kameri aylardan olan Şaban ayının 15. gecesidir. Berat Gecesi, Kur'an-ı Kerim'in levh-i mahfuzdan dünya semasına toptan indirildiği gecedir.
Berat ise; borçtan, suç ve cezadan, hastalıktan kurtulmak demektir. Berat kelimesinin bu anlamlarla bağlantılı olarak bu geceye de Berat Gecesi denildiği bilinir ve bu nedenle de günahları bağışlananlara Allah'ın bu gecede berat yazacağı müjdelenmiştir.
Berat Arapça berâe/berâet (البرائة) kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Berâet, "iki şey arasında ilişki olmaması; kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması" anlamına gelir. Şâbanın on beşinci gecesinde müslümanların Allah'ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umularak bu geceye Berat gecesi denmiştir. Berat gecesi için Arapça eserlerde "şâbanın ortasındaki gece", "mübarek gece", "rahmet gecesi" ve "sak (الصك = belge) gecesi" mânalarına gelen terkipler kullanılmaktadır.
Hz. Peygamber'in, "Allah Teâlâ -rahmetiyle- şâbanın on beşinci gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla kişiyi bağışlar" buyurduğu rivayet edilmiştir (Tirmizî, "Ṣavm", 39; İbn Mâce, "İḳāmetü'ṣ-ṣalât", 191). Diğer bir rivayete göre de Hz. Peygamber, "Şâbanın ortasında gece ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, 'Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona âfiyet vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle!' der" buyurmuştur (İbn Mâce, "İḳāmetü'ṣ-ṣalât", 191).
