Sabah gazetesi spor yazarları Metin Tekin, Gürcan Bilgiç ve Levent Tüzemen gündemdeki spor haberlerini değerlendirdi. METİN TEKİN O kadar güzel sahneler ki rekabetin sahada kaldığı, saha dışında ise dostlukların olduğu bir zirveydi. Türkiye'nin en keskin iki kulübü de Galatasaray ve Fenerbahçe'dir. Başkanların bu tablo içinde olması beni mutlu etti. Bu sürdürülebilir bir görüntü müdür, ondan çok umutlu değilim. Yaşananlar ya da kurulacak cümleler bu tabloları tersine çevirebiliyor. Bu tablo keşke tribünlere da yansısa ama bu şartlarda zor. METİN TEKİN Olabileceği konuşuluyor ama genç futbolcunun çıkması yani altyapının verimli olması keşke yabancıyı kısıtlamadan geçse. Temel sorun bu değil. Esas sorun bizim bu oyuncuları yetiştiremeyişimiz. 'Yabancıyı kısıtlayınca, bir sürü yetenekli genç çıkacak' düşüncesi hayalcilik olur. METİN TEKİN Bunu geçmiş dönemlerde de gördük. Öncelikle altyapı için iyi eğitimci antrenörler yetiştirmek gerek. Yeterliliği olan eğitimciler şart. METİN TEKİN 9 hafta sonra 'bırakacağım' söylemindeki bir Advocaat'la yola devam etmek hiç de kolay değil. Bir şekilde Fenerbahçe'nin Ziraat Türkiye Kupası'ndaki hedefini sıcak tutması gerek. METİN TEKİN Profesyonel dünyada, 'Sezon sonu yokum' gibi bir açıklama yapabilirsiniz ama Türkiye şartlarında takıma yansıması farklı olabiliyor. O yüzden bu ligin sonuna kadar olan süreçte ben Fenerbahçe'den olumlu- olumsuz her türlü sonucu beklerim. METİN TEKİN Beşiktaş ligin lideri olunca ve oynadığı oyuna baktığınız zaman sanki kalan tüm maçları kazanacakmış gibi düşünüyorsunuz. Ama lig öyle bir kulvar değil. Finale giderken her takım, beklenenin dışında sonuçlar alabiliyor. Başakşehir berabere kalınca, Beşiktaş puan farkını açabilir diye düşündü herkes ama öyle olmadı. Puan farkını 4'e çıkaramadığınız müddetçe yarış hep sıcak kalır. Kalan 9 haftada iki takımın da daha çok puan kaybedeceğini düşünüyorum. Beşiktaş'ın bir de Avrupa kulvarı olduğunu düşünürsek bu yarışın son 2 haftaya kadar devam edeceğini söyleyebilirim. Ama bana göre; artık yarış bu iki takım arasında sürecek. Üçüncü takımın girme şansı yok. LEVENT TÜZEMEN Dursun Özbek yönetiminde Galatasaray ile Fenerbahçe'nin çok fazla restleştiğine, sürtüştüğüne ve öfkeli dil kullanıldığına tanık olmadım. Bu kucaklaşma bence, sunidir, ayrıca Galatasaray'ın dinamikleri ve taraftar grubu Özbek'in, Aziz Yıldırım'la el sıkışmasına tepki gösterdi. Bunun sebebi, Yıldırım'ın Galatasaray ile ilgili sözleridir. Eğer bu tablonun içerisinde Trabzonspor ve Beşiktaş başkanları da olmuş olsaydı daha mantıklı ve etkili olurdu. LEVENT TÜZEMEN Yabancı oyuncu serbest bırakıldığında ben karşı çıkmıştım ve gerekçe olarak da, 'Biz Brezilya gibi dünyanın her yerine futbolcu ihraç eden bir ülke değiliz' demiştim. Bir ülkenin futbol ekolü vardır. Son 5 seneye bakalım yabancı sayıları ile ilgili ne kararlar alınmış, ne sözler verilmiş ve bu sözlerin ne kadarı tutulmuş. Cumhurbaşkanımızın altyapı ile ilgili söylemine, sonsuz destek veriyorum. Türkiye'nin 15 yılda yapmış olduğu muhteşem tesisleşmeye bakarsak devletimizin değişim ve yenilenme hızına büyük paralar harcamalarına rağmen kulüplerimizin ayak uyduramadığını görüyoruz. 'Ağaç yaşken eğilir' sözünü hatırlatarak altyapılar konusunda, TFF ve Bakanlığımızın kulüplerimize ciddi bir yaptırım uygulaması gerekli. LEVENT TÜZEMEN Fenerbahçe'nin ruh hali ve başarı performansı geçen seneki Galatasaray'a çok benziyor. Başta Volkan Demirel olmak üzere Mehmet Topal ve yerli oyuncular kupayı kazanıp, kendilerini camiaya affettirmek isteyeceklerdir. Fenerbahçe yönetiminin 'sezon sonuna kadar Advocaat'la devam edelim' düşüncesine katılmıyorum. Bu saatten sonra emekliye ayırmış Advocaat'la futbolcuların ilişkisi ciddi sıkıntılar yaratır. Bence camia içinden biri göreve getirilirse futbolcuların sorumluluk alma güçleri de artar. LEVENT TÜZEMEN Ligin boyu kısaldıkça Başakşehir ve Beşiktaş'ın daha çok stres yaşayacağını düşünüyorum. Türkiye'nin en iyi kompakt oyununu oynayan Başakşehir'in, Karabük'ten 3 gol yemesi, yaşadığı bu stresin ve gerginliğin göstergesidir. Beşiktaş'ın, Antalya'daki puan kaybının iki nedeni var. Avrupa ve lig maçlarının kısa sürede oynanmasının oyuncularda yaratmış olduğu mental yorgunluk. İki; Şenol Hoca'nın kadro derinliği olmasına rağmen özellikle Antalya deplasmanında rotasyona gitmemesi. GÜRCAN BİLGİÇ Samimi veya değil, kulüp başkanları bu pozları ve görüntüleri hep vermeli. Onlar camiaları temsil ediyorlar ve bir fotoğraf ile milyonları etkiliyorlar. Sokaktaki taraftarın bile birbirine bakışı değişir. İletişim budur. Türkiye'de metot 'düşman' yaratmaktan geçtiği için, yöneticiler başarısız olduklarında hemen en kolay hedefe dikkatleri çekmek istiyorlar. Rakip takım, hakemler veya medya... Değişmesi gereken bu bakış açısıdır. Bu yöneticilerin olduğu süreçte, bu fotoğrafların olmaması sorgulanmalı. İki başkan, Cumhurbaşkanı'nın ricasıyla tokalaşıyor. Sonra medeniyet, kurumsallaşma falan diyorlar. Kısacası, fotoğraf versinler yeter, samimiyet onların olsun. Altyapıdan oyuncu gelmesinin yabancı sayısı ile bir alakası yok. Kısıtlıyken de oyuncu bulamıyorduk. Bu bir takım kültürü olmalı. Teknik adama yönetim olarak gençlere şans vermesini söylerseniz, o da gereğini yapar. Bugün sadece Altınordu takımı böyle bir projeyle yönetiliyor. Yetiştirmeden, üretmeden hiçbir kulüp mali olarak kendini toparlayamaz. Bankalardan kredi alarak, kulüplerini batıran yöneticilerden de böyle vizyonlar çıkmaz. Bugünkünden hiç farkı olmaz. Ne olacaktı yani; Advocaat devam etse, bu takım; bu orta saha harikalar mı yaratacaktı. Fenerbahçe kadrosu sezonu, bir-iki oyuncu haricinde minimum profesyonellik ile yaşıyor. Sadece yumurtanın kapıya geldiği maçlarda çok farklı oluyorlar. Bu nedenle kupada çok ayrı bir takım ve performans izleyeceğiz. Advocaat'ın yeni sezonda olmayacağını oyuncular daha şubat ayında biliyorlardı. Hatta 'istifa' sesleri nedeniyle Aziz Yıldırım'ın bile yeni sezonda olup-olmayacağı belli değil. Kalan dokuz haftada iki takım da daha çok puan kaybedecekler. Başakşehir, artık ciddi şekilde şampiyonluk adayı ve çok tecrübeli olmasına rağmen kadro bu yükün altından kalkamıyor. Karabük maçında hayal aleminde gibi oynadılar. Eğer mental olarak geriye dönmez ve eskisi gibi 'makine' formunu yakalamazlarsa, devamlı Beşiktaş'a bakacaklar. Beşiktaş'ın yoğun trafiği takımı çok etkiledi. Her türlü ihtimallerde final Başakşehir Stadı'ndaki maçtır. Kim bu maça puan olarak önde girerse, avantajı da cebine koyar.