Ayak ve bacaklarınız kilo almanın dışında şişiyorsa dikkat! Bu durum sağlığınız için önemli bir işaret olabilir. Bacakta ödem yani sıvı birikimi kalp yetmezliğinin önemli bir işaretidir. Kalp krizi ve kalp hastalıkları belirtileri genellikle zayıf ve sinsidir. Hiç beklemediğiniz bir anda kalp hastası olabilir, kriz geçirebilirsiniz. Günümüzde kalp hastalığı riski; kötü alışkanlıkları bulunan, sağlıksız beslenen ve spor yapmayan kişilerin yanı sıra, sağlıklı bireylerde de ortaya çıkabilmektedir. New York'taki NYU Langone Tıp Merkezi'nde çalışan kardiyologların yaptığı araştırmalara göre kalp krizi kadınlarda, menopozdan sonraki 10 yıl içinde daha sık görülmektedir. Yine bu araştırma, 50 yaşın altındaki 30 bin kadında kalp hastalığı olduğunu belirtmektedir. Ayrıca tip 2 diyabet ve yüksek tansiyon gibi her yaştan kadın ve erkekte görülen hastalıklar, kalp krizi geçirme riskini artıran diğer faktörler arasında yer alıyor. Kalp krizi geçiren kadınların hemen hemen yarısı, kalp krizi öncesi dönemde bir süre devam eden uykusuzluk yaşadıklarını söylemiştir. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri istatistiklerine göre ise kalp hastalığı olan her dört kişiden biri hayatını kaybetmekte, 35 yaş üstü kadınların ise başlıca ölüm nedenleri arasında kalp hastalıkları bulunmaktadır. Özellikle genç kadınlarda kalp hastalıkları semptomları gözle görülememekte ve çoğunlukla önemsenmemektedir. Birkaç adımda bu semptomların farkına varmanız mümkün... ŞİŞ AYAK BİLEKLERİ Şişmiş hissedilen ayak ve bacakların sebebi kilo alımı olmayabilir. Pek çok nedenden kaynaklanabilen bacak şişkinliği, kalp kapakcığında meydana gelen herhangi bir problemden dolayı da oluşabilir. Kardiyolog Golberg'e göre bacakta sıvı birikimi yani ödem oluşumu konjestif kalp yetmezliğinin yaygın bir semptomudur; kalbiniz kanı uygun oranda işleyememektedir. Bu şişme daha kötü bir hal almadan, kalp damar hastalıkları doktoruna görünmeniz gerekir. BAŞ AĞRISI Migren, endişe, uykusuzluk, oksijensiz kalma, su tüketimi azlığı ve çeşitli ilaçların yan etkilerine bağlı olarak ortaya çıkan baş ağrılarının bir diğer nedeni kan pıhtısı olabilmektedir. Baş ağrısı tek başına kalp hastalığı semptomu değildir. Yalnız boynunuzdaki sertlik, yorgunluk veya baş dönmesi gibi diğer semptomlarla birlikte yaşanıyor veya ani bir şekilde ortaya çıkıyorsa, anevrizma (damar şişkinliği) tehlikesi olabilir. Bu tür durumlar tıbbi müdahale gerektirebilir. TÜKENMİŞ HİSSETME Tükenmiş hissetmenin ve yorgun düşmenin pek çok nedeni olabilir. Merdiven çıkarken, yürürken, hareket ederken yorulmanız sizi endişelendirmesin. Fakat tüm bunları yaparken daha önce hissetmediğiniz anormal bir yorgunluk hissediyorsanız, vücudunuz artık daha çabuk yoruluyorsa o zaman kalbinizle ilgili bir hastalıktan şüphelenebilirsiniz. KARIN KRAMPLARI Birçok kişi kalp ağrısını doğrudan göğsünde veya sol kolda hissettiğini söylemektedir. Fakat ağrı, vücudun başka yerlerine de yayılabilme özelliği gösterir. Mide krampları ve karın krampları bunun en yaygın örnekleri arasındadır. BAYILMA Bayılma, kan basıncında düşüşün bir sonucudur. Bayılma çeşitli ilaçların yan etkilerinden kaynaklı olabileceği gibi, ciddi bir sağlık sorununun da göstergesi olabilir. Kalbin çok hızlı veya çok yavaş atması, kan akışında meydana gelen herhangi bir değişiklik, aortik bir yırtıklık, kalp kapakçıklarında hasar veya bozukluk bayılma olarak kendini gösterebilir. Bayılma hafife alınacak bir semptom değildir. Kalp hastalığı habercisi olabileceği gibi beyinle ilgili bir sorunun alarmı da olabilir. Dolayısıyla bu semptomun geçmesini beklemek ya da zamana bırakmak yerine en kısa sürede doktora görünmelisiniz. BAŞ DÖNMESİ Bu semptomların birçoğu gibi, ara sıra baş dönmesi de endişe kaynağı değildir. Baş dönmesi çok hızlı ayağa kalkma, dehidrasyon, açlık vb. nedenlerden kaynaklı olabilir. Baş dönmeniz sürekli hale gelir ve sizi endişelendirirse doktora görünmenizde fayda var. Baş dönmesi, kalbinizde damar tıkanıklığı gibi bir hastalığın habercisi olabilir. GÖĞÜS AĞRISI Kalp krizi öncesi, göğüs ağrısı şikayeti en bilinen belirtiler arasında yer alır. Ancak her göğüs ağrısı, kalp krizi geçiriyor ya da geçirecek olduğunuz anlamına gelmez. Bir araştırmaya göre, kalp krizi geçiren kadınların sadece yüzde 30'u kriz öncesi dönemde göğüs ağrısı yaşadıklarını belirtmektedir. Ankete katılanlar arasında, kalp krizi öncesi dönemde, vücudunun farklı yerlerinde yaygın ve sebepsiz ağrılar yaşadıklarını söyleyenlerin sayısı çok fazla. Vücudun belli yerlerinde sebepsiz baskı ve gerginlik hissi, boyun, omuz, kol, hatta çene ve sırtta yanma hissi; kriz öncesi dönemde yaşanan şikayetler arasında yer alıyor. NEFES DARLIĞI Bilinen bir rahatsızlığa bağlanamayan ve beklenmedik bir zamanda gelişen nefes darlığının, kadınlar için kalp krizi riski belirtisi olabileceği belirtilmektedir. Nefes darlığının yanı sıra tamamen bağımsız öksürük şikayetiniz varsa, bu da ciddiye almanız gereken bir sinyal olabilir. MİDE YANMASI Beslenme şekliniz ve hali hazırda sahip olduğunuz mide rahatsızlıkları; mide yanmasına neden olabilir. Daha önce yaşamadığınız mide yanmaları veya hazımsızlık şikayetleri gelişmeye başladıysa, bu durumu geçiştirmeyin. Kalp krizi geçiren kadınların neredeyse yüzde 40'ı kriz öncesi dönemde mide yanması veya hazımsızlık yaşadıklarını belirtmiştir. Mide yanmasının dışında, sebepsiz gelişen mide bulantısı ve kusma da kadınlarda gözlenen kalp krizi belirtileri arasında yer almaktadır. KALP KRİZİ RİSKİNDEN KORUNMAK İÇİN BEL ÇEVRENİZİ ÖLÇÜN, DÜZENLİ EGZERSİZ YAPIN Günde ortalama yedi-sekiz saat uyumaya özen gösterin. Yapılan araştırmalar, düzenli ve yeterli uyumanın, kalp sağlığını korumada atılacak en önemli adımlardan biri olduğuna işaret etmektedir. Günde altı saatten az uyuyan ve yedi-sekiz saat arası uyuyan kişilerin dahil edildiği bir araştırma, yeterli uyumanın kalp krizi ile ilişkisini ortaya çıkarmıştır. Buna göre, günde altı saatten az uyuyanlar, günde yedi-sekiz saat uyuyanlara göre tam iki kat fazla risk altında. Bel çevrenizi ölçün. Kilolu olup olmamanız, sağlığınız hakkında ipucu veren önemli bir veridir. Son yıllarda artan obezite oranı, bilim adamlarını obezite ile beraber gelen sağlık problemlerini incelemeye yöneltmiştir. Her geçen gün yeni bir tanesi neticelenen araştırmalara göre; fazla kilolu olmak, kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere pek çok hayati hastalığa davetiye çıkarır. Yapılan son araştırmaların bir kısmı, boy-kilo oranınız kadar bel çevrenizin genişliğinin de önemli olduğunu vurguluyor. Düzenli egzersiz, şehir hayatının içinde kaybolanlar için mucize niteliğinde bir dilekten ibaret. Yapılan araştırmalar haftada üç gün 30-60 dakika boyunca aerobik yapmanın, kolesterol seviyesini düzenlediğini, yüksek tansiyonu kontrol altına aldığını ve kalpdamar hastalıklarına yakalanma riskini düşürdüğünü gösteriyor. Düzenli egzersiz ile birlikte bir de sağlıklı beslenmenizi sağlayacak bir diyet programına uyacak olursanız, saydığım bu sonuçlara çok daha etkin ve hızlı bir şekilde ulaşabilirsiniz. Atıştırmalıkları özenle seçin. Havuç, elma dilimleri gibi sebze ve meyve parçalarını yanınızdan ayırmayın.