Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Tolga Hüner, safra kesesi taşlarının uzun zaman sessiz kalabileceği gibi hiç beklemediğimiz bir anda da şiddetli sancılarla ortaya çıkabileceğini kaydederek taşların safra kanallarında tıkanmalara ve iltihaplanmalara yol açabileceğinin altını çiziyor. Vücudumuzun sindirim sisteminde önemli bir katkısı olan safra kesesinde oluşan taşlar, ciddi sağlık problemlerine neden olabiliyor. Karaciğerin salgıladığı ve yiyeceklerin sindirilmesine yardımcı olan safranın depolandığı ve konsantre edildiği safra kesesi, karaciğerin alt yüzünde kese şeklinde bulunuyor. Safra kesesi safrayı konsantre ederken, bazı durumlarda safra içinde çökeltiler (kolesterol kristalleri, pigment birikintileri) oluşmaya başlıyor ve giderek büyüyerek safra kesesi taşlarına neden olabiliyor. KİLO VE KOLESTEROL RİSKİ ARTIRIYOR Safra kesesi taşlarının oluşmasına yol açan birçok faktör bulunuyor. Bu faktörlerden en önemlilerini'Safra yoğunluğunun artması, bazı kan hastalıkları, safra yolu tıkanıklıkları, kanda bazı maddelerin fazlalaşması' olarak sıralayan Dr. Tolga Hüner, yaş ilerledikçe, kilo arttıkça ve kolesterol seviyesi yükseldikçe taş oluşma riskinin arttığını belirtiyor. Dr. Tolga Hüner, özellikle kadınlarda (fazla kilolu, beyaz tenli, sarışın ve çok doğum yapan) riskin yükseldiğine dikkat çekerek, aile hikayesinin de önemli bir faktör olduğunu ekliyor. Sanılanın aksine yiyecek ve içeceklerin safra taşı oluşumuna doğrudan bir etkisinin bulunmadığını söyleyen Dr. Tolga Hüner, 'Ama eğer safra kesenizde taş varsa bazı yiyecekler (özellikle yumurta, yağlı yiyecekler, kabuklu bakliyat grubu besinler, alkol) safra taşının ağrı yapması ihtimalini yükseltiyor' diyor. YAĞLI YEMEKLER ATAK BAŞLATIYOR Safra kesesi taşı olanlarda gıdaların sindirimi etkilendiğinden, özellikle yağlı gıda alımında bazı yakınmalar oluşuyor. Bu yakınmalar; karında şişkinlik, karın ağrısı, geğirti, gaz, hazımsızlık şeklinde ortaya çıkıyor. Dr. Tolga Hüner'in söylediğine göre; safra taşları sıklıkla 'safra kesesi atağı' denilen ve ani oluşan semptomlara yol açabiliyor. Bu ataklar genellikle tüketilen yağlı yemeklerin ardından gerçekleşiyor ve gece uyku esnasında yakalayabiliyor. Dr. Tolga Hüner, tipik bir atakta meydana gelen şeyleri ise şöyle açıklıyor: 'Karnın üst kısmında aniden ortaya çıkan devamlı ve şiddetli ağrı, bazen yarım saat bazen saatler boyu sürebiliyor. Sırta, orta kısma veya sağ kürek kemiği altına yayılan ağrıya bulantı veya kusma eşlik ediyor. Özellikle terleme, titreme, ateş, sarılık gibi yakınmaları olan kişilerin derhal bir doktora başvurmaları gerekiyor.' SESSİZ OLANLARI DA VAR Safra kesesinde taş olan bazı kişilerde ise hiçbir semptoma rastlanmıyor. Bu kişilere 'asemptomatik' ve bunlardaki safra taşlarına da 'sessiz safra kesesi taşları' adı veriliyor. Bu taşlar hiçbir belirgin yakınma olmadan uzun yıllar sessiz kalabileceği gibi, hiç beklenmeyen anlarda ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor. Safra taşı tanısı, günümüzde en kolay ultrasonografi ile konuyor. KANALLARIN TIKANMASI KALICI HASARA YOL AÇIYOR Safra taşları, safrayı ince bağırsaklara taşıyan kanallardan herhangi birini tıkayarak normal safra akışını durdurabiliyor. Bu kanallarda birikip akamayan safranın safra kesesi, kanallar veya nadiren karaciğer içinde iltihaba yol açabildiğini ifade eden Dr. Tolga Hüner, sözlerini şöyle sürdürüyor: 'Eğer kanallardan herhangi biri uzun süre tıkalı kalacak olursa, safra kesesi, karaciğer ve pankreası etkileyecek oldukça ağır ve bazen ölümcül hasarlar oluşabiliyor. Bu nedenle şikayetler başladığı anda doktora başvurmak için vakit kaybetmemek gerekiyor.' SAFRA KESESİ ALINIYOR Safra taşlarının cerrahi tedavisinde safra kesesinin ameliyatla çıkarılması yani 'kolesistektomi' uygulanıyor. Açık ve kapalı olmak üzere iki çeşit ameliyatla gerçekleştirilebilen işlemde, safra kesesi alındığı için, hem taşlar hem de tekrar taş oluşma ihtimali ortadan kaldırılmış oluyor. Açık kolesistektomide genel anestezi altında, karın duvarına yapılan cerrahi bir kesi ile karın boşluğuna girilerek safra kesesi çıkarılıyor. Kapalı kolesistektomi, ya da tıbbi adı ile 'laparoskopik kolesistektomi' işleminde ise karın duvarında geniş bir kesi yapmaya gerek olmadığını belirten Dr. Tolga Hüner, 'Tüm ameliyat laparoskopik yöntemle yani 3 veya 5 minik delikten karın içine sokulan aletler ve bir kamera yardımı ile izlenerek gerçekleştiriliyor. Bu işlem de genel anestezi ile yapılmakla birlikte, karın duvarında büyükçe bir kesi olmadığından kişinin iyileşmesi ve taburcu olması çok daha hızlı oluyor' diyor. Safra kesesi alınan kişiler hayatına normal bir şekilde devam edebiliyor. Kaynak: İHA