Bugün artık obezite, diyabet, hipertansiyon varlığının tek başına ya da birlikte birçok organı etkileyen kanserlerin gelişiminde risk oluşturduğu kanıtlanmış durumda.
Üroonkoloji Uzmanı Prof. Dr. Can Öbek, böbrek kanserinin yüzde 50'sinden sigara, hipertansiyon ve obezite üçlüsünün sorumlu olduğunu söylüyor.
Böbrek kanserlerinin, tüm kanserler içinde görülme sıklığının yüzde 2-3 oranında olduğunu belirten Üroonkoloji Uzmanı Prof. Dr. Can Öbek, hastalığın çoğunlukla 60-70 yaşlarında ortaya çıktığını anlatıyor.
Özellikle hipertansiyon varlığının böbrek kanseri sıklığında oldukça etkili bir parametre olduğunu söyleyen Prof. Can Öbek, hipertansiyon varlığının, kanserin evresine ve daha agresif bir seyir izlemesine de neden olduğunu belirtiyor.
Sigara tüketimi, obezite ve yüksek tansiyonun böbrek kanserine yol açtığı saptanmış üç çevresel faktör olduğunu belirten Prof. Dr. Can Öbek, birinci dereceden yakınında böbrek kanseri hikayesi olmasının da etkili bir risk faktörü olduğunu anlatıyor.
Prof. Dr. Can Öbek, bu nedenle, böbrek kanserinden korunma adına atılacak en önemli adımın sigara kullanmamak ve obeziteye karşı önlem almak olduğunu söylüyor.
Ancak hastalık bazen vücutta yüksek tansiyon, kilo kaybı, ateş, kansızlık veya kan sayımında yükseklik, kan kalsiyum seviyesi yükselmesi gibi sistemik bazı bulgulara da yol açabilir.
Her ne kadar bu bulgular birçok hastalıkta gözlenebilse de özellikle risk faktörlerine sahip kişilerin bu konuda daha uyanık olmasında yarar var."
Böbreklerde ortaya çıkan tümörler benign (iyi huylu) ve malign (kötü huylu) olmak üzere iki şekilde görülüyor.
Ancak günümüzdeki radyolojik görüntüleme yöntemleri ile tümörün 'iyi huylu' ya da 'kötü huylu' ayrımını yapabilmenin mümkün olmadığını söyleyen Prof. Dr. Can Öbek, sözlerini şöyle sürdürüyor: