Oğuzhan Toracı / GÜNAYDIN Köln konserinde tanıştığı Burcu Kartal ile nikah masasına oturmaya hazırlanan 52 yaşındaki Sinan Özen, aşkta yaşın değil ruhun önemli olduğunu söylüyor: Ne kadar inkar etsem de yaş gerçeğinden kaçamam çünkü Google'da yazıyor! Ruhumu hep taze tutmaya çalışıyorum Sinan Özen, 90'lı yıllarda fantezi müzikte büyük başarılar yakaladı. Kendi tercihiyle 'fazla magazinselleşmeden' şöhret olan ender isimlerdendi. Öte yandan yıllarca müzik dünyasının müzmin bekarı oldu. Yaşadığı hiçbir ilişkiyi duymadık, bilmedik. Geçtiğimiz hafta ise evlenme kararı aldığını öğrendik. Ünlü şarkıcı, Almanya'daki bir konserinde tanıştığı ve iki yıldır birlikte olduğu 26 yaşındaki eczacı Burcu Kartal ile önümüzdeki hafta nikah masasına oturacak. Özen'in nikah şahitliğini ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üstlenecek. Özen ve müstakbel eşiyle, Rixos Pera Hotel'de buluştuk. Özen'den yeni projelerini ve düğün heyecanını dinledik ve müstakbel eşini yakından tanıdık... Esprili kişiliğinizle tanınıyorsunuz. Karadenizli olmanızın verdiği bir özellik mi? Bizim yörenin insanlarında pratik zeka ve doğaçlama yeteneği var. Hayata her zaman eğlenceli tarafından bakıp ti'ye alıyoruz. Karadeniz insanının iki tarafı olur; bir yönü çok asabi ve anında sinirlenebilen, diğer tarafı ise herkesi güldüren, komik yüzüdür. Karadenizli sanatçıların tarzlarında ve şarkı sözlerinde hep isyankar bir tavır var. Bunun sebebi nedir? O coğrafya hep dağlık ve iklim anlamında zor bir bölge olduğu için insanlar ekmeğini çok zor şartlarda kazanıyor. İnsan kişisel özelliklerini yaşadığı coğrafyadan alıyor, ben buna inanıyorum. KARAR VERMEMİZ İKİ YIL SÜRDÜ Karadenizlisiniz ama bu sizin müzik tarzınıza pek sirayet etmedi. Çok fazla Karadeniz müziği yapmadınız diyebilir miyiz? Evet, çok yapmadım ama ilk çıktığım 90'lı yıllarda albümlerimde bir tane de olsa Karadeniz yöresinden bir şarkı söylemişimdir. Buna biraz 'ahde vefa' da diyebiliriz. Belki ileride o tarzda bir konsept albüm yapabilirim. Zaman zaman bu fikir aklımı meşgul ediyor. Pek çok sanatçı müzik sektörünün halinden memnun değil. Siz nedüşünüyorsunuz? Hızlanıyoruz, bizim durumumuz çok iyi. Müzik sektörü iyi değil diyorlar ama stüdyolara gidip bakın, her yer fokur fokur, hiç boş yer bulamazsınız. Müzik her zaman vardır. Türkiye'de sistem oturmadığı için müzik sektörü bu durumda. Dijital dünya, müziğe ağırlığını koyduğu için sıcak satış eskisi gibi değil. Ama dinlenme oranlarına, tıklama bazında bakarsanız gayet iyi diyebiliriz. Altı yıldır popüler bir albüm yapmadım ama şimdi stüdyoda hazırlık aşamasında ciddi bir albüm çalışmam var. Düğün sonrası çıkacak. 'Önce evini kur, ondan sonra ekmeğini de kazanırsın' dediler, biz de önce yuvamızı kuralım dedik. Yuva kurmak için gecikmediniz mi? Biz kooperatife yazıldık, sıkıntımız o yüzdendi! (Gülüyor) Müteahhit süreyi uzatınca, bizim de yuva kurmamız epey uzun sürdü. Onun bitmesini bekledik, çok şükür yeni bitti. Evlilik kararınızı beklenmedik bir anda duyduk. Nasıl gelişti olaylar? Biz de beklemiyorduk, sürpriz oldu. Çok hazırlıksız yakalandık. Şaka bir yana, bir konser için Köln'e gittiğimde, o gece sahnedeyken şarkı isteği geldi. 'Senin Ağzını Yerim' isimli şarkımı istediler. 'Kim istiyor?' dedim, 'Hanımefendi istiyor' dediler. Ben de espri yaptım 'Ben de senin ağzını yerim' dedim ve şakalaştık. Burcu ile tesadüfen tanıştık. Sizi evliliğe götüren şey herhalde bir şarkı isteği değildi... Karar vermemiz iki yıl sürdü. Zaten Türkiye- Almanya arasında ilişki yürütmek kolay değil. Samimi söylüyorum, bazen ben bile inanamıyorum. Bazı şeyler kaderinizde varsa oluyor. Peki iki yıl öncesine kadar hiç geç kaldığınızı düşündünüz mü? Doğrusu şu an da öyle düşünüyorum. Önceden pek farkında değildim. Bazı keşkeler oluyor ama çok takılmamak lazım. Burcu da, ben de kendimize bir şans vermemiz gerektiğini gördük. Yaşayalım, görelim... Niyet çok önemli; bakalım hayat bize neler sunacak. Burcu Hanım Almanya'da yaşıyordu. Evlenince nerede yaşayacaksınız? Ben Avrupa'yı seven bir insanım, o kültüre çok yabancı değilim ama Burcu buraya gelecek. (Gülüyor) Burcu Hanım sizden epey genç. Aşkta yaş farkı önemli mi sizce? Hiçbir zaman özel hayatımı medyanın önünde, sahicilikten uzak bir şekilde yaşamadım. Allah'ın verdiği bu bedeni yaşatmalıyız, ruhumuzu da aynı tazelikte korumalıyız. Ben de ruhumu hep taze tutmaya çalışıyorum, yaşın çok da önemi yok. Zaten sanatçının yaşı olmaz. Nikahınızın en büyük sürprizi, şahitliğinizi Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacak olması... Evet, iki gün önce Sayın Cumhurbaşkanımız'la bir aradaydım. Hatta düğün davetiyemizi de çok beğendi. 'Evlenmek için geç kalınca, çok özenli bir düğün davetiyesi hazırlamışsın' dedi. Benim nikahımda, benim kadar mutlu olacağını bildiğim için nikah şahitliğimi kabul etmesi çok onur verici oldu. Bir sanatçının nikah şahitliğini Cumhurbaşkanı'nın yapmasına çok alışık değiliz. Nasıl oldu bu? Sayın Cumhurbaşkanımız ile dostluğum, siyaset üstü bir dostluk. Çok uzun yıllara dayanıyor, tabii bunun içine hemşehriliği de katabiliriz. Hep şöyle derim; benim dostluklarım yıldızlara benzer, karanlık çökünce ortaya çıkarlar. Sayın Erdoğan'ın üç çocuk temennisi karşılığını bulacak mı peki? Öyle bir sohbetimiz geçti, 'Bir tanede anlaşırız ama üçüncüye ömrüm yetmez' dedim. Biz üç kardeştik ama bir kız, bir erkek evlat iyidir. Rabbim, önce vatanına milletine, sonra anasına-babasına hayırlı bir evlat nasip etsin inşallah. hizmet için meclise girmek gerekmez Sizi devlet resepsiyonlarında ya da siyasilerin özel davetlerinde sık sık gördük. Sanatçıların siyasi bir çizgide görünmeleri hep tartışılmıştır. Siz ne tepkiler aldınız? Bir kere bunu düşünenler, bir ayrıştırma yapıyor demektir. Sanatçı olmayı bir kenara bırakın, bir birey olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden bir devlet büyüğümüzün davetine icabet etmek gerekir. Sayın Cumhurbaşkanı'nı yakinen tanıdığım için sanata ve sanatçıya bakış açısını çok iyi biliyorum. Son derece saygılıdır. Siyasete girmeyi düşünür müsünüz? Sayın Turgut Özal ve Semra Özal ile de dostluklarımız oldu. Benim dostluklarım siyasi değil, tamamen insanidir çünkü beklentim yok. Sayın Erdoğan ile 18 yıllık dostluğumuz var. Bir gün bu dünyadan göçüp gittiğimizde, ben şarkılarımla, siyasetçiler de yaptıkları hizmetlerle anılacak. Sanatçı herkesi kucaklamalı. Belki de bu yüzden sanatçıları Meclis'te de görmek istiyoruz... Yıllardır çok teklif aldım ama sanatçı Meclis'e giriyorsa, orada oturmak için gitmemeli. Bu hizmet ille de Meclis'e girerek olmaz. Bugün bir devlet bakanının bize addettiği bir görev olursa, bunu Meclis'e girmeden de yapabiliriz. Mutlaka faydam olur. Romantik komedi senaryosu yazıyorum Yeni çıkaracağınız albümden biraz bahseder misiniz? Albüm kısmetse Ramazan sonrasında çıkacak ama önce bir sürprizimiz daha olacak. Albümdeki romantik bir şarkımız,albümden önce dijital platformlarda yayınlanacak. Burcu, bu şarkıyı çok sevdi ve düğünde dans şarkımız olacak. Albümünüzün özel bir teması var mı? Var tabii ki... 1990 yılında Sinan Özen olarak bir tarz oluşturdum.Rahmetli Kayahan, Nilüfer'in okuduğu 'Sen Mühimsin' şarkısını vermişti bana. O zamanlar bir doku oluşturdum; Kayahan bestesi de okudum, türkü de, Türk sanat müziği de, arabesk de, Yunanca şarkılar da okudum. Yani yorumcu tarafımla bir şey anlatmaya çalıştım. O yıllarda yaptığımız şeyin, bugün 2016 versiyonunu yapıyoruz. Türk sanat müziği albümü çıkardığımda çok beğenildi. Türk sanat müziğini, Türk sanat müziği gibi yaptım. Rock yapacaksam da rock gibi yaparım. Günün birinde rock söyler misiniz? O da var bu projenin içinde. Bir rock sürprizimiz de olacak. Bir de sinema filmi projeniz var. O nereden çıktı? Yıllardır hep hayalini kurduğum bir şeydi. İçinde Karadeniz dokusu olan bir romantik komedi filmi yazıyorum. Oynamayı da düşünüyorum. Yönetmen de mi siz olacaksınız? Kliplerimin çoğunu kendim çektim ama bu işte o kadar egom tavanyapmaz. Olabilir, yaparım ama büyük ustalara karşı haddimi aşmamam gerekiyor. Ortadan kaybolduğunuz dönemler de oldu. Bir şeyleryapıyordunuz da biz mi görmüyorduk sizi? Aslında ortadan hiç kaybolmadım, hep ürettiğim şarkılar oldu. Sadece popüler kültürün gerekliliğini yapmadım. Hayatımımagazinin önünde değil, gerisinde yaşayarak sadece ürettim. Popüler olmak elbette önemli ama ben önce saygın olmak istedim. Hiç çapkınlık haberinize de rastlamadık... Yaşadığım ilişkileri, sevdayı, aşkı kendi içimde sahici yaşadım.Popüler kültürü, kendi sahiciliklerimin içine katmadım. Aslında hep görünürdüm, şarkılarım hep çalındı ama magazinin önünde olmak istemedim. Mesleğimin 28'inci yılındayım ve hep gönüllerdeydimben. BU İLİŞKİNİN HAVADA KALACAĞINI HİÇ DÜŞÜNMEDİM Burcu Hanım, sizi pek tanımıyoruz doğrusu... 26 yaşındayım ve Almanya'da doğup büyüdüm. Orada eczacılık okudum, birkaç yıl Almanya'da çalıştım, sonra Türkiye'ye geldim. Evliliğe nasıl karar verdiniz peki? İki yıllık bir ilişkimiz vardı ama uzakta olmak benim açımdan daha zordu. O yüzden daha çok benim isteğimle oldu. Yılların müzmin bekarını evliliğe ikna etmek zor muydu? Bu ilişkinin havada kalacağını hiç düşünmedim. Anı yaşadım ve kendiliğinden oluşan bir durumdu. Korkuyla yaşamadım ilişkimi. Kendisiyle tanışmadan önce Sinan Özen hakkında nedüşünüyordunuz? Tanışmadan önce dinleyicisiydim, seviyordum kendisini... Zaten ailem de Sinan'ı çok severdi. Almanya'daki bir konserinegittiğimizde tesadüfen tanıştık. Bir gün ünlü bir isimle evleneceğinizi hayal eder miydiniz? Hayır, hiç hayal etmedim, öyle bir düşüncem yoktu. Ama konserde Sinan'la tanışınca, birden içimde farklı duygular gelişmeye başladı. Hayatın ne göstereceğine bakacağız, sonrasını düşünmüyorum pek. Sinan Bey, 'Sanatçının yaşı yoktur' diyor ama siz hiç aranızdaki yaş farkını sorguladınız mı? Bunu hiç sormadım kendime. Zaten insanların ne düşündüğü değil, benim ne hissettiğim önemli olan... Ailem de bu durumu eleştirmedi, onlar benim kararlarıma saygı duyuyor. Bu konuda hiçbir sorun olmadı.