Ali OKTAY İhramlı olarak uçaktan indiğimizde ilk durağımız Cidde'ydi. Vakit ikindiyi geçmişti. Herkes seccadesini çıkarıp namazını kıldı ve Mekke'ye doğru yola çıkıldı. Yolda lebbeyk, tekbir, tehlil, salavat-ı şerife getirenler otobüsü çınlatıyordu. İhramlı olarak valizleri otele bıraktıktan sonra Kâbe'ye gidildi. Hacı adayları Beytullah'ı görmek için sabırsızlanıyordu. Görevliler, 'Biz söyleyinceye kadar kafanızı yerden kaldırmayın' diyorlardı. Hangi kapıdan girdiğimizi göremedik. Taa ki, 'Herkes kafasını kaldırsın' denilinceye kadar... DUALARLA ALLAH'A YAKARIŞ 'Kâbe'yi ilk gördüğünüzde bütün dualarınız kabul olur' deniliyordu. Ağlayanlar, hareketsiz duranlar, yere kapananlar, dua edenler... Hacı adaylarının dünyayla irtibatları kesilmişti. Ardından Hacer-ül Esved köşesinden başlanacak tavaf için niyet edildi. Sağ omuz açık tavafın ilk üç şavtında remel (hızlı ve çalımlı yürümek) yapıldı. Yedi şavt tamamlanmış, tavaf namazı kılınmış ve kana kana zemzem içilmişti. Safa ve Merve arasında sa'y yapıldı. İki yeşil direk arasında (hervele) koşar adımlarla yüründü ve saçlar tıraş edilerek ihramdan çıkıldı. Sonraki günler hacı adayları tüm zamanlarını tavaf yaparak ve namaz kılarak geçirdi. Kâbe'ye otobüs seferleri iptal edilince hacı adayları sabah akşam 3-4 kilometrelik yolu yürüdü ya da taksiye bindi. Programda Peygamber Efendimiz'in hicret sırasında gizlendiği Sevr Dağı ile peygamberlikten önce gittiği Hira Mağarası vardı. Bu iki mekân ziyaret edildi. Peygamberimiz'in Hz. Ebubekir'le birlikte hicret ettiği sırada müşriklerden gizlendiği ve mağaranın ağzına örümceğin ağ ördüğü, güvercinlerin yumurtladığı Sevr Mağarası'nda yine güvercinler uçuyordu. Ertesi gün kutsal emanetlerin sergilendiği Kâbe Müzesi'ne gidildi. Arafat'ta vakfe durulacağı gün herkes yine ihramlarını giydi. Cebel-i Rahme'nin de içinde bulunduğu Arafat beyaz örtüyle kaplıydı. Vakfe duasının ardından Diyanet İşleri Başkanvekili Ekrem Keleş, 'Artık hacı oldunuz. Herkes yanındakine sarılsın' deyince hacıların gözlerinden yaşlar boşandı. Müzdelife'ye gelindiğinde hacılar bir kez daha vakfe durdu. MESCİD-İ NEBEVİ'DE NAMAZ KILMAK Daha sonra Mina'ya zorlu iki saatlik bir yürüyüş başladı. Cemerat denilen şeytan taşlama bölgesine varıldığında o gece büyük şeytana yedi taş atıldı. Bayram sabahı ihramdan çıkıldı ve saçlar tıraş ettirildi. Kâbe'de ziyaret tavafı ve sa'y yapıldı. Sonraki bayram günleri küçük, orta ve büyük şeytana yedişer taş daha atıldı. Veda tavafının ardından Kâbe'ye veda edilerek altı saat uzaklıktaki Medine'ye geçildi. Hacıların kutsal topraklarda ziyaret ettiği ikinci uğrak yeri Medine'de Peygamber Efendimiz ile Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'in kabirlerinin bulunduğu 1 milyon 200 bin kapasiteli Mescid-i Nebevi'ydi. Medine'de Peygamber Efendimiz'in hicret sırasında bir süre konakladığı Kuba Mescidi ile namaz kıldığı sırada gelen ayetle yönünü Mescidi Aksa'dan (Kudüs) Kâbe'ye çevirdiği Kıbleteyn Mescidi de ziyaret edildi. Uhud Dağı'nda Hz. Hamza'nın şehit edildiği yerde ise bugün hacıların alışveriş yapması için bir pazar kurulu. Hacılar, Uhud Dağı'nda Okçular Tepesi'ni ziyaret ederek fotoğraf çektirmeyi ihmal etmiyor. Ayrıca Medine'de kaldıkları süre içinde Mescid-i Nebevi'de Peygamber Efendimiz'in kabrinin yanı başında namaz kılmanın mutluluğunu yaşıyorlar. 91 BİN TÜRK HACI OLDU Bu yıl 4 bin 391 şehit yakını ve gazi, kuraya tabi tutulmadan hacca getirildi. Diyanet İşleri Başkanlığı Mekke'de 65, Medine'de 25 olmak üzere 90 otelde hacı adaylarına hizmet verdi. Hacıların Kâbe'ye ulaşımları Diyanet'in kiraladığı 150 otobüsle sağlandı. Hacılar, Diyanet'in Mekke'deki birincilik ödülü alan hastanesi ile sağlık ocaklarında tedavi edildi. Diyanet personeliyle birlikte 91 bin hacı, bu yıl kutsal topraklarda bulundu.