Psikolog Barış Gürkaş boşanmanın erkeğin ve kadının üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Son yıllarda boşanma olayları dikkat çekici şekilde yükseldiğini anlatan Psikolog Barış Gürkaş, 'İleri yaştaki bireyler boşanmalara anlam veremezken, 20'li 30'lu yaşlardakiler için boşanmak evlenmek kadar normal karşılanıyor. Yani bazı insanlar evli kalmak için çaba sarf etmezken, bazı insanlar boşanmak için çaba sarf etmiyor' dedi. Psikolog Barış Gürkaş, boşanma ile ilgili istatistiklere göz atıldığında tablonun zihinlerde biraz daha netleşeceğini kaydederek, 'Türkiye İstatistik kurumu verilerine göre yıllar geçtikçe boşanma oranları artıyor. 2004'ten 2013'e %38 bir artışla ciddiyetini bizlere hissettiriyor. Boşanma oranlarının en yüksek olduğu illere baktığımızda ise listenin başını İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi büyük şehirler çekiyor. Yani sosyo-ekonomik seviyenin ve eğitim düzeyinin yükselmesiyle boşanma oranlarının ilişkili olduğunu söylesek sanırım yanlış olmaz. Ekonomik, psikolojik ve sosyal birçok etken çiftlerin birbirlerine yakınlaşmalarına sebep olabildiği gibi, uzaklaşmalarındaki temel sebep de olabiliyor. Başlarda cazip gelen bazı özellikler sonraları hayattan keyif almak için yeterli gelmemeye başlıyor' diye konuştu. Boşanmanın çiftler üzerinde bir takım psikolojik etkilerinin olduğunun tartışılmaz bir gerçek olduğunu ifade eden Psikolog Barış Gürkaş, açıklamasını şöyle sürdürdü; 'Bu etkilerin de olması son derece normal. Boşanma öncesinde başlayan geleceğe dair bir takım belirsizlik düşünceleri kişinin psikolojisini oldukça etkileyebiliyor. Kadınlar ve erkekler açısından değerlendirdiğimizde karşımıza aşağıdaki gibi bir tablo çıkıyor. KADINLAR ÜZERİNDE BOŞANMA SÜRECİNİN ETKİLERİ Finansal etkiler kadınları en çok etkileyen durumların başında geliyor. Geliri olmayan ya da ayakta kalmakta zorlanacak gelire sahip kadınların bu noktada zorluk çekmeleri muhtemel oluyor. Mutsuz evliliklerin ardından kadın, bir daha iyi bir partner bulamayacağım ya da kimseye güvenemeyeceğim gibi düşüncelere daha hızlı kapılır. Bazı kadınlar ise artık çevredeki insanların ona boşanmış bir kadın gözüyle bakmaya başladığını düşünmeye başlar. Buda toplumsal olarak kadınları en sık rahatsız eden düşüncelerdendir. Çocukları olan bir anne için bu süreç normalden çok daha zor olabiliyor. Birçok zaman bu sebeple çiftler ayrılmayabiliyorlar. Anne bu durumda çocuklarım babasız büyümesin diyerek, kendi mutluluğundan vazgeçebiliyor. Böylece kadın daha depresyona kadar giden bir sürecin içinde kendisini bulabiliyor. Kadınlar boşanma sürecinin öncesinde ve sonrasında ortadan aldatılmadan yana bir sorun yoksa kendilerini erkeklere oranla daha suçlu hissediyorlar. Bu ilişkiyi kurtarmak onun sorumluluğundaymış gibi hissedebiliyorlar. Ancak bu sorumluluk karşılıklı bir sorumluluktur. ERKEKLER ÜZERİNDE BOŞANMA SÜRECİNİN ETKİLERİ Yapılan araştırmalar boşanmış ya da evlenmemiş erkeklerde madde kullanımı ve ölüm oranlarının daha yüksek olduğunu gösteriyor. İlişkiden sonra erkekler genellikle partnerini suçlayıcı şekilde yaklaşıyorlar. Toplumsal olarak kabul gören yaklaşım da genellikle bu oluyor. Kadın ilişkiyi sürüdüremedi benzeri düşünceler genelde baskın düşünceler oluyor. Başlangıçta erkek kurtuldum tarzında bir hissiyat içinde olurken, sonraları yalnız olmak erkeği daha fazla etkileyebiliyor. Erkeklerin arkasını toparlayan kadın rolü ortadan kalkınca, motivasyon ve öz bakım gibi konularda erkekler başlarda bocalayabiliyorlar. BOŞANDIKTAN SONRA NELER YAPMALI? Boşanmak ilişkilerin doğasında olan ve günümüzde normal karşılanması gereken bir süreçtir. Bu sebeple hayatın sonu olmadığını kişinin kendisine sürekli hatırlatması gerekir. Öncelikle biten bir ilişkinin ardından yapılabilecek en önemli şey kişinin kendisine ve karşısındakine bir süre zaman vermesi. Bu süre zarfında sosyal çevresinden destek alması önemli. Şayet çözemediği durumda bir psikolog desteği almalıdır. Bu süreçte geçmişin istenmeyen duyguların aktive edecek film, şarkı gibi çeşitli şeylerden uzak durmanızı hatta birlikte yaptığınız etkinlikleri de bir miktar değiştirmeniz gerekebilir. Maruz kaldığınız durumda mutsuz olmanız durumunda bunun zihninizin size oynadığı bir oyun olduğunu hatırlatmanızı öneririm. Boşanmanın ardından yeni bir evlilik yapmaktan uzak durmalısınız. Bu noktada sağlıklı karar vermek birçok zaman zor olur. Eski eşinizle olan diyologlarınızı mümkün oldukça sınırlandırmanız kendiniz korumak için önemli durumlardan birisidir.' Kaynak: İHA