Sabah yazarları bugün ne yazdı? (02-08-2017) Daha önce de Gezi kalkışması sırasında Erdoğan Kuzey Afrika gezisinde olduğu için, buradaki kadroların 'Sandık teferruattır' söylemini kabullendiklerini görmemiş miydik? Başarının da başarısızlığın da kişilere bağlı olduğu mevcut sistemimizde, özellikle AK Partili kadrolarınCumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın söylemlerini ve uyarılarını dikkatle değerlendirmeleri gerekiyor. 'Özal'sız ANAP'ın serüvenine özenmek gibi bir akılsızlığa kapılmak ve güncel dengeleri yanlış yorumlayıp 'Erdoğan dönemi geride kalıyor' çizgisinde çeşitlemeleryapmak, büyük bir hata olurdu. Yani eğer AK Parti 'Metal yorgunluğu'nu geride bırakabilecekse, bu ancak Erdoğan'ın liderliğinde mümkün olacaktır. YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ! Şimdi beni iyi dinle! Ey Atatürk büstüne saldıran bir meczup üzerinden tuluat yapmayı marifet sanan 'genç çeri.' 'Bağımsızlık benim karakterimdir' demişti, Gazi Paşa Hazretleri. Bu söz sana bir şey söylüyorsa, müstevlilerle ağızbirliği etmişçesine, Türkiye Cumhuriyeti'nin seçilmiş cumhurbaşkanına 'diktatör' diyemez, çemkiremezsin. Fikri hür vicdanı hürsen... Yani, Can Dündar'ın 'Mustafası'sının değil, Attila İlhan'ın anlattığı Atatürk'ün izindeysen... Venezüella'dan Pakistan'a kadar oynanan oyunları görmek zorundasın. Erdoğan, 15 Temmuz'da 'ölümüne' direnmeseydi... Gazi Paşa'nın emanet ettiği Cumhuriyet, 'Fetullah Cumhuriyeti' olacaktı. Unutma... YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ! Arkasından bir 'adalet sünnet düğünü' de isteriz. Kimin kesileceğine genel başkan karar verir. Yetmez. Madem kurultay yani kongre yapıyorlar, Erzurum'dan başlayıp Sivas'a gitsinler, oradan da Ankara'ya. Hani bizi İzmir'den denize dökeceklerdi ya, işte mükemmel bir başlangıç! Her geçtikleri kasabada da bundan böyle yerel bayramlar yapılsın. Saatli Maarif Takvimi de bunları bir tamam belirtsin. Bayrağa sarılıp zincire vurulmuş bir genç kız 'temsili Kılıçdaroğlu' tarafından kurtarılsın. Gece de fener alayları düzenlensin. Sonuçta bu da Kemal... YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ! Hafta başında, 15 Temmuz'da Hakan Fidan'ın performansına dair herkesin konuştuğu ancak dillendirmediği bazı soruları yazdım. Medyadan bazı kalemlerin de bu tartışmaya katılması basın adına umut verici. Elbette küfürleri ve tehditleriyle, nereden beslendiklerini bildiğimiz troller de devrede. Ama onlar da iplerini tutan sahipleri de bilsin ki, ben sorularıma devam edeceğim. YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ! Şimdi dünya üzerindeki en modern hava savunma sistemi olan S400'ler için Rusya ile masadayız. Kısa, orta ve uzun menzilli füze kullanabilen bu sistemle Türkiye, herhangi bir yöne doğru aynı anda 72 füze birden ateşleyebilecek. Menzili 400 kilometre olan bu füzeler, bize hangi ülkelere karşı nasıl bir koruma sağlayacak, hayal edin. Rusya hazır olan dokuz bataryanın ikisini Türkiye'ye konuşlandırarak siyasî bir mesajı vermeye hazırlanıyor. Ancak NATO radarlarına entegrasyon sorununun nasıl çözüleceği belirsiz ve entegre olmazsak da bu NATO'ya elveda anlamına gelebilir. YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ! İhracatın aylık bazda son 6 yılın en iyi, son 8 yılın en iyi ikinci artış oranını yakalamış olması, 2017'nin ihracat açısından atılım yılı olarak ilan edilmesiyle uyuşuyor. Bu başarının sekteye uğramaması adına, ihracatçının hammadde tedarikine yönelik, ithalat nasıl yerli hammadde ile ikame edilebilir, ihracatçının maliyetlerine nasıl katkı sağlanabilir; dış ticaretin finansmanına yönelik ek imkanlar nasıl oluşturulabilir, üzerinde çalışmamız gerekiyor. YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ! İhracat ivmeleniyor, büyüme hızlanıyor, Borsa yeni rekorlara gebe, gıpta edilecek rakamlar açıklanıyor ve dünyadaki pek çok ülkeden iyi durumdayız. Bu demek değildir ki her şey güllük gülistanlık… Ancak dikenleri gördüğümüz kadar gülleri de fark etmek gerek. Gülü, gül ile tartarlar zira… Londra'daki yabancı finansçılardan edindiğim izlenim bu… YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ! Durmadan gündem değiştirmek için yaptığın palavra transferler yetmeyince, şimdi de bu ülkeye, bu aziz vatana söven Lucescu denen rezili ve Fatih Terim'i medyadaki adamlarına fısıldayıp manşet yaptırıyorsun ki, senin rezilliklerin konuşulmasın.. Takım, İgor konuşulmasın!. YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ! İnternete girip, bir dakikada form doldurup, vizelerini alabiliyorlar. Zira, Çinli turist sayısının patlaması bu yüzden... Peki Erdoğan-Şi arasında dostluk köprüleri kurulmuşken, Çin'le milyar dolarlık enerji projeleri start almışken, Çinli şirketler sanayi bölgelerinde arazi toplarken, ticaret hacmimiz Çin lehine 28 milyar dolarken neden Türkler bu sorunu yaşamaya devam ediyor? YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ! Yapılan tüm askeri darbeler TSK'nın Atatürk'e de ihanetidir. 27 Mayıs 1960 bu ülke tarihindeki ilk büyük vatana ihanet olayıdır.... General Cemal Madanoğlu ve General Cemal Gürsel'in işgalci alçak Yunan askerleri General Hacıanestis ve General Trikupis'ten farkı yoktur... YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ! CHP, 2019'a en temelde bu hattı kullanarak gidecek. Yaşam tarzı siyasetiyle toplumu tam ortasından bölmeye dönük bir strateji izleyecek. CHP, 2010'dan bu yana yaptığı gibi ikili bir siyasi söylem kullanarak yapacak bunu. Partinin yönetici elitleri yukarıda daha soğukkanlı bir söylem kullanırken, parti teşkilatları aşağıda halkı galeyana getirmeye dönük kışkırtıcı propagandalar yapacaklar. CHP 2019'a radikal bir kimlik siyaseti ve ikili bir siyasal iletişim kampanyasıyla gidecek. Bu süreçte önümüze birçok provokasyon çıkacak, CHP medyası 'yaşam tarzına müdahale' algısını pekiştirmek için daha birçok uydurma haber yapacak. YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ! Cem Yılmaz, 'Twitter ve Instagram hesaplarımdaki yorumların verdiği insanüstü rahatsızlık sebebiyle bu mecralarda paylaşım yapmayı bırakıyorum. Hepinize de tavsiye ederim' diye yazarak sosyal medyaya veda etmişti. Bu tepkisi sadece 13 gün sürdü. Yeni filmi için sponsor desteği alan Yılmaz, reklam paylaşımıyla sosyal medyaya geri döndü. YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ! Yıllardır Antalya Film Festivali'ni yerinde izleyip görüş ve yorumlarımı bu köşede aktarırım. Son yıllarda içimden festivale gitmek gelmiyor. Çünkü 'festival filmi' diye adlandırılan ve küçücük bir zümrenin kendini tatmin yöntemi haline gelen garip bir anlayış festivale hakim oldu. Kimsenin bilmediği, görmediği, ne yönetmenini ne oyuncusunu tanıdığı filmler, adeta 'kapalı devre bir yayınla' yılların festivalini halktan kopardı. YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ!