Tabii böyle olunca Batı, mesela Türkiye'nin FETÖ ile mücadelesini ve bu mücadelenin, hem terörün finansmanına hem de yüz milyarlarca dolarlık küresel yolsuzluğa karşı olduğunu anlamadı ya da anlamak istemedi. Hiç şüphesiz ki, Türkiye'nin bugün terörün finansmanı ile mücadelesi bu alanda yeni nesil bir mücadeledir ve Türkiye FETÖ operasyonlarıyla burada büyük deneyim sahibi olmuştur. Bugün özellikle ABD, FETÖ'nün ABD siyaseti için dağıttığı milyarlarca dolarlık-ki bunlar çoğunlukla seçim kampanyası bağışı olarak yapılmaktadır- rüşveti gündeme getirmelidir. Türkiye, bunu G-20'de gündeme getirecek.
Bugün FETÖ, dünyanın azgelişmiş bölgelerinde, açtığı okullarla milyarlarca dolarlık bir kara para trafiğini ve rüşvet mekanizmasını idare etmektedir. Bu durum, siyaseti zehirlemekte ve buna bağlı olarak piyasa mekanizmasının işleyişini bozmaktadır. Türkiye, terörün finansmanı ve yolsuzluk başlıklarında FETÖ dolayımıyla yeni bir bakış açısını ve vizyonu gündeme getirecektir. Türkiye, Çin ve diğer gelişmekte olan ülkeler bu yıl da G-20'de Kissinger Doktrinin tarih olduğunu söyleyeceklerdir.
Şöyle diyor Henry Kissinger; "Birleşik Devletler, dünyadaki en iyi yönetim sistemine sahiptir ve insanlığın geri kalan bölümü, ancak geleneksel diplomasiyi terk edip, onun uluslararası hukuk ve demokrasiye olan saygısını kabul ederse, barış ve refaha kavuşabilir." Bu sözler çok açıktır, üzerinde yorum yapılmayacak kadar açıktır ve bu sözler aslında bir doktrin olarak, bütün bir yüzyıl dünyayı şekillendirmiştir.
Buna bağlı olarak, Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) şekillendirdiği dünya ticareti üst yapısı-hukuku- yalnız gelişmiş ülkeleri (Batı'yı) önceleyen bir ticari cycle (çevrim) idi. Bu, bugün itibariyle çökmüştür. Korumacılık ve dünya ticareti, para sisteminden, gümrük mevzuatına oradan banka sistemine kadar yeniden düzenlenecektir. G-20'nin bütün platformlarında ticari kurallar ve ticari standartlar, Kissinger Doktrini'nin ekonomik tarafı olarak, yani Amerika'nın şahsında, Batı öncelenerek belirlenmiştir. Sanayi Devrimi'ni Doğu'nun ıskalamasının temel nedenlerinden birisi budur.
Şimdi, tam şimdi, Türkiye'nin de içinde bulunduğu Doğu, ya da gelişmekte olan ülkeler, Bilgi Toplumu'na geçişi ıskalamamak istiyorlarsa, Bilgi Toplumu ticari çevrimini ve standartlarını belirlemede ortak olmalıdırlar. G-20 bunun en üst düzeyde mücadelesidir.