İsa TATLICAN / Sabah.com.tr Türkiye adım adım Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne geçiş yapmaya hazırlanıyor. Önemli bir gelişme olmazsa Nisan ayında Türkiye referandum için sandık başına gidiyor. Süreç hızlandıkça Cumhurbaşkanlığı Sistemi hakkında kamuoyunu yanıltıcı bilgi kirliliği de artıyor. Türkiye yaklaşık 5 yıldır bu sistem değişikliğini konuştuğu halde 'neden bu aceleniz' diye soranların yanısıra bu değişikliğin bir diktatörlüğe ilk adım olduğunu iddia edenler de var. Peki bu iddiaların gerçeklik payı var mı? Kamuoyunda dolaşan Cumhurbaşkanlığı Sistemi hakkındaki kara propagandayı AK Parti İstanbul Milletvekili Markar Esayan'a sorduk. İşte yazıları ve sosyal medya paylaşımlarıyla Cumhurbaşkanlığı Sistemi hakkında seçmeni bilgilendirmek için yoğun çaba sarfeden Markar Esayan ile 10 maddede Cumhurbaşkanlığı Sistemi hakkındaki yalanlar ve gerçekler: 1 - REJİM DEĞİŞİYOR MU ? Değişen rejim değil, sadece verimsiz, ağır işleyen, koalisyonlara gebe ve vesayet etkisine açık hükümet sistemidir. Cumhuriyet halkın kendi kendini yönetmesi olduğuna göre, yürütmeyi doğrudan halkın seçmesi cumhuriyet rejimini daha da güçlendirecektir. 2 - GÜÇLER AYRILIĞI TEK ELDE Mİ TOPLANIYOR ? Aslında şu anki sistemde güçler ayrılığından bahsetmek mümkün değil. Yasamanın içinden çıkan yürütme yasamayı da kontrol ediyor. Yasama ve yürütme içi içe geçmiş durumda. Değişiklik ile yürütme ve yasama sert biçimde ayrılıyor. Böylelikle kuvvetler ayrılığını güçlendirecek şekilde yürütmenin yasama üzerindeki baskısı ortadan kalkıyor. 3 - MECLİS KAPANIYOR MU ? CHP ve HDP düzenleme ile meclisin denetleme yetkisinin ortadan kalktığını ifade ediyor. Gensoru ve güvenoylaması kaldırıldığı için bu yorumda bulunuyor. Ancak doğası gereği başkanlık sisteminde hükümet meclisten değil sandıktan çıkar. Güvenoyunu hükümeti sandıkta kuran halk verir. Hükümet meclisten çıkmadığı için gensoru da verilemez. Kaldı ki tarihimizde gensoru sistemi neredeyse hiç çalışmamış, verilen yüzlerce gensorudan sadece ikisinde bakanlar görevinden azledilebilmiştir. 4 - DİKTATÖRLÜK MÜ GELİYOR ? Cumhurbaşkanlığı sisteminin doğası gereği fiili sistemde cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar kurulu arasında dağıtılmış yürütme yetkileri halkın seçtiği devlet başkanında toplanıyor. Yani yürütmede çift başlılık sona eriyor. Cumhurbaşkanına şu an anayasada yürütmeye verilen yetkilerden daha fazlası verilmiyor. Sadece yetki karmaşası gideriliyor. 5 - TEK ADAM REJİMİ Mİ ? Fiili durumda cumhurbaşkanı çok geniş yetkilere sahipken sorumsuzdur. Görevlerinden, eylemlerinden hatta adi suçlardan dolayı yargılanamaz. Değişiklik ile cumhurbaşkanının TBMM tarafından Yüce Divan'a gönderilmesinin ve TBMM tarafından azlinin yolu açılmıştır. Şu anki sistemde Cumhurbaşkanı 413 oyla Yüce Divan'a sevk edilebiliyorken, bu sayı değişiklik ile 400 oy ile sevk edilebilecektir. 6 - CUMHURBAŞKANI MECLİSİ KAPATABİLİR Mİ? Cumhurbaşkanının şu anki anayasada zaten Meclis'i fesh etme yetkisi vardır. Düzenleme ile karşılıklı kontrol-denge mekanizması açısından çok önemli bir kural getirmektedir. Herhangi bir kriz durumunda Cumhurbaşkanı ve TBMM karşılıklı olarak seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Milletvekilinin seçilme/dönem sınırı yoktur. Ancak cumhurbaşkanının iki kez seçilme hakkı vardır. Meclisi seçime götüren Cumhurbaşkanı kendisini de fesh eder ve dönemini kaybeder. 7 - YARGI CUMHURBAŞKANININ KONTROLÜNE Mİ GİRİYOR ? HSYK'nın 22 üyesinin şu anda 4'ünü cumhurbaşkanı, 16'sını ise atanmış yargı bürokratları seçiyor. Getirilen HSK düzenlemesi ile sayısı 13'e inen kurulun yine 4'ünü cumhurbaşkanı, 7'sini ise bu kez TBMM seçiyor. Bakan ve müsteşar iki düzenlemede de doğal iki üye. Görüldüğü gibi atanmışların aleyhine, seçilmişlerin yani millet iradesinin lehine bir değişiklik söz konusudur. Cumhurbaşkanı'nın atadığı üye sayısı aynı kalmakta, sürece TBMM dahil edilmektedir. Anayasa Mahkemesi ile ilgili bir değişiklik yoktur. 8 - EYALET SİSTEMİ Mİ GELİYOR ? Anayasa'nın ilk dört maddesi asla değişmemekte, üniter-laik yapı daha da güçlenmektedir. Eyalet sistemi başkanlık sisteminden bağımsız bir yapılanmadır. Almanya gibi parlamenter bir rejimde de, ABD gibi başkanlık sisteminde de görülebilir. Değişiklikte eyalet sistemi asla söz konusu değildir. 9 - CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ BÖLÜNMEYE Mİ YOL AÇACAK? Cumhurbaşkanlığı sistemi bölünmeye değil, bilakis birlikteliği sağlayacak ve üniter yapıyı güçlendirecektir. Yönetimdeki çift başlılık kalkacak, millet hükümeti doğrudan belirleyecek, milli egemenlik daha güçlü biçimde tesis edilecektir. Üç kuvvette de milletin tayin edici rolü esas hale geleceğinden, millete rağmen herhangi bir karar almak mümkün olmayacaktır. 10 - ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ZAMANSIZ VE GEREKSİZ MİDİR? Cumhurbaşkanlığı sistemi bugünün konusu değildir. 1970'lerin başından beri ülkenin gündeminde olmuş, atanmışların ve bürokratik vesayetin duvarına çarpan tüm seçilmiş liderler bu sistemin zaruriyetinden bahsetmişlerdir. 1982 Anayasası'nda darbeciler Cumhurbaşkanlığı makamını kendi amaçları doğrultusunca seçilmişlerin üzerinde bir vesayet komiserliği olarak geniş yetkilerle ve sorumsuzlukla donatmışlardır. 2007 yılındaki 367 garabetinden sonra Cumhurbaşkanını halkın seçmesi anayasal kural haline gelince, bu sistem değişikliği zaruri hale gelmiştir. Türkiye'yi koalisyonlara, rejim krizlerine mahkum eden bu sistemden vazgeçilmesi ileride doğabilecek krizleri sona erdirme amacını gütmektedir.