23 Ocak'ta Astana Zirvesi var, amaç Suriye krizinin siyasi çözümü için müzakere sürecini başlatmak. Peki Astana'ya giden yola nasıl gelindi, hangi ülkeler bu süreçte aktif rol aldı, ABD'nin mevcut Obama yönetimi ile Trump'ın Astana'ya bakışı nasıl, merak edilen soruları Taha Dağlı yanıtladı. TÜRKİYE'NİN SURİYE KRİZİNİN ÇÖZÜMÜ İÇİN ATTIĞI ADIMLAR NELER OLDU? Türkiye, Ağustos'tan itibaren Suriye politikasına ivme kazandırdı, bunu yaparken Suriye konusundaki durduğu yeri korudu, bakış açısında ise bazı değişikliklere gitti. Bunun sonucu olarak Fırat Kalkanı harekatı başladı, DAEŞ ve PYD terör örgütleriyle mücadeleye girildi, Halep'te ateşkes ilan edildi, 30 Aralık'tan itibaren de Suriye genelinde ateşkes yürürlüğe alındı. ASTANA'YA NASIL GELİNDİ? Astana Zirvesi, Suriye'de 6 yıldır devam eden şiddet sürecinin siyasi yolla çözümünü içeriyor. 30 Aralık'ta Suriye genelinde Türkiye'nin çabalarıyla ateşkes ilan edildi. Türkiye ve Rusya ile birlikte İran da bu ateşkeste garantörlük görevi üslendi. Ateşkes anlaşmasında ateşkesin kalıcı hale gelmesi ve neticesinde Astana'da yapılacak zirve ile siyasi müzakere sürecinin başlatılması şekillendi. ABD BU SÜREÇLERİN NERESİNDE DURUYOR? Gerek Halep'teki ateşkes gerek 30 Aralık'ta Suriye genelindeki ateşkes gerekse Astana zirvesi Türkiye ve Rusya'nın öncülüğünde gerçekleştirildi. ABD bu süreçlerin tamamında devre dışı bırakıldı, Astana da yine ABD'nin mevcut yönetiminin dahil edilmediği bir süreç oldu. ASTANA İÇİN SON DURUM NEDİR? Türkiye, Rusya ve İran heyetleri Moskova'da bir araya geldi. Üçlü zirvede Astana zirvesinin detayları masaya yatırıldı. Rusya'nın Obama yönetimini Astana'ya çağırmadığı kesinleşti. Zaten Obama 20 Ocak'ta görevi bırakıyor, Astana zirvesi ise 23 Ocak'ta yapılacak. Rusların bu nedenle Trump'ın ekibine bir davet yaptıkları belirtildi ancak Trump'ın katılıp, katılmama yönünde bir yanıt vermediği biliniyor. ASTANA'DA TAM OLARAK NE HEDEFLENİYOR? Astana'ya bir altyapı ile gidiliyor. Ortada 30 Aralık'tan itibaren yürürlükte olan bir ateşkes var, ihlal olmuyor mu, oluyor ama ölümler ciddi oranda azaldı. Bu ateşkes ne kadar kalıcı olursa Astana ve sonrasında alınacak kararlar da o kadar içi dolu olacak. Nihai hedef olarak çatışmaların tamamen durmasıyla siyasi geçiş sürecinin başlatılması amaçlanıyor, sonrasında ise seçim ön görülüyor. ATEŞKESTE DURUM NEDİR? 30 Aralık'ta ateşkes ilan edildi, günlük olarak bazı noktalarda ateşkes ihlalleri söz konusu. Şam'ın Vadi Barada bölgesinde rejimin ve İran militanlarının saldırıları oldu, şu an Barada bölgesinde bir uzlaşı söz konusu. Bununla birlikte anlaşmaya dahil olan 7 muhalif grup var onların dışındakiler ise Nusra cephesi uzantılı grupların çatışmaları sürüyor. Türkiye burada ateşkes ihlallerine vurgu yapıyor, İran ve Rusya'yı da sürekli uyararak, garantörlük görevlerini yerine getirmesini, verdikleri sözleri tutmasını istiyor. SÜRECİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER NELER? Ateşkes ve siyasi geçiş sürecinin en büyük destekçileri Türkiye ile Rusya. Rejim ve İran'ın da isteği var ancak ihlal konusuna çözüm bulmaları gerek. Bunun yanı sıra ABD sürecin dışında, Trump'la birlikte olumlu bir katkı olur mu göreceğiz. PYD terör örgütü, DAEŞ terör örgütü sürecin dışındalar, Türkiye'nin Fırat Kalkanı harekatı devam ediyor. Ateşkes dışında kalan Nusra merkezli gruplarla rejim ve İran-Hizbullah militanları arasındaki çatışmalar sürecin önündeki engeller olarak duruyor. SURİYE KRİZİNİN ÇÖZÜMÜ İÇİN DAHA ÖNCE YAPILAN ZİRVELER? Bugüne kadar ABD'nin öncülüğünde 3 kez Cenevre süreçleri gerçekleştirildi. Ancak hiçbirinde sonuç çıkmadı. En son geçen yıl Cenevre 3 konferansı yapılmıştı, ABD bu sürece PYD terör örgütünü de dahil etmek istemiş, Türkiye ise terör örgütlerinin barış masasına oturtulmasına engel olmuştu. PYD'NİN ASTANA'DAKİ DURUMU NE? PYD terör örgütü Astana'ya davet edilmedi daha önce Cenevre'de olduğu gibi. Ama ABD, PYD'nin bu süreçlere dahil edilmesini istiyor. Son olarak ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mark Toner de PYD'nin Astana'da olması gerektiğini savunmuştu. PYD BU TÜR ZİRVELERDE NEYİ TEMSİL EDİYOR? ABD'nin Suriye'deki çözüm süreçlerine PYD'yi dahil etme çabası büyük bir krizin başlaması anlamına geliyor aslında. Türkiye terör örgütlerinin tümüne karşı mücadele ediyor hele ki bunların barış masasına davet edilmesine asla esneklik gösteremez. Çünkü bu tür zirvelerde rejim ile muhalifler aynı masaya getiriliyor. ABD ise PYD teröristlerini bu masada muhaliflerin listesine almaya çalışıyor. Yani Suriyeli muhaliflere sahada saldıran PYD teröristleri, masada muhaliflerle birlikte hareket edecek, ABD bunu istiyor, asıl sıkıntıda burası işte. PYD'nin Suriyeli muhalif gruplarından birisi olması konusunda atılan bir adım var, bu adım Suriye'nin geleceğiyle ilgili büyük sorunlar doğurabilir. Türkiye bunun farkında ve o nedenle terör örgütleri için yapılan bu tarz baskılara karşı duruyor.