'DEPREMLERE RAĞMEN BÜYÜMEYE DEVAM ETTİ'
Türk yetkililerin mevcut ivmeyi devam ettirmeleri gerektiğini savunan IMF, reel politika faizi daraltıcı bölgeye getirilerek enflasyonun düşürülmesine öncelik verilmesi, para ve kredi piyasalarının işleyişini iyileştirmek için finansal düzenlemelerin serbestleştirilmesine devam edilmesi ve mali açığın kontrol altına alınmasını gerektiğini de vurguladı.
Ekibe liderlik eden Walsh yaptığı açıklamada, "Şubat ayındaki trajik depremlere rağmen, büyüme dirençli kalmaya devam etmiştir ve bu yıl yüzde 4.0'e ulaşması beklenmektedir. Politikaların uygun bir şekilde daha az destekleyici hale gelmesiyle, büyümenin 2024 yılında yüzde 3¼ olacağı tahmin edilirken, döviz kuru baskılarının azalması ancak geriye dönük ücret artışları ve beklentilerin devam etmesi nedeniyle enflasyonun 2023 sonunda yüzde 69'dan 2024 sonunda yüzde 46'ya düşeceği tahmin edilmektedir. Güven arttıkça, altın talebinin azalması ve böylece dış cari açığın azalması beklenmektedir (2023'te GSYH'nin yüzde 4,1'ine karşılık 2024'te yüzde 3,1'i). Bu durum, resmi kaynaklar da dahil olmak üzere daha iyi giriş beklentileri ile birlikte rezervler üzerindeki baskıyı azaltacaktır. Brüt rezervler Eylül sonunda 122,5 milyar dolara ulaşmıştır, ancak bilanço içi ve dışı kısa vadeli yükümlülükler net olarak negatif kalmaya devam etmektedir.
Risk dengesi aşağı yönlüdür. Yurtiçinde temel risk, uygulanmakta olan politika değişikliğinin güçlü ivmesini kaybederek güveni aşındırması ve döviz talebinin artmasına ve rezervlerin boşalmasına yol açmasıdır. Dışarıda ise emtia fiyatlarındaki artış, ticaret ortaklarının talebindeki yavaşlama ve küresel sistemik finansal istikrarsızlık aşağı yönlü temel risklerdir. Yukarı yönlü riskler ise beklenmedik dış finansman kaynaklarının ortaya çıkması veya yatırımcı güveninin tam olarak iyileşmesi halinde, girişler ve daha güçlü bir döviz kuru döngüsünün enflasyonu beklenenden daha hızlı bir şekilde düşürürken büyümeyi de artırmasıdır.