Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in bu akşam piyasalar kapandıktan sonra açıklaması beklenen Türkiye değerlendirme raporu için Türkiye'nin CDS primi, TCMB rezervleri ve net portföy girişinde yaşanan gelişmelerin etkisiyle not görünümünde iyileştirme beklentisi oluştu. Konuyu köşesinde ele alan Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör de Moody's'in Türkiye'nin not görünümünde artışa gitmesi durumunda buna şaşırılmaması gerektiğini belirtti.
GÖZLER MOODY'S'İN TÜRKİYE RAPORUNA ÇEVRİLDİ
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's (S&P), Türkiye'de son dönemdeki politika düzenlemeleri nedeniyle takvim dışı değerlendirmeye giderek Türkiye'nin kredi notunu "B" olarak teyit edip kredi notu görünümünü de "durağan"dan "pozitif"e çevirmişti.
Yeni ekonomi yönetiminin attığı adımlarla mayıs sonundan bu yana düşüş eğiliminde hareket eden Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi de dün Mart 2021'den bu yana ilk kez 300 baz puanın altına gerileyerek 299,9 baz puana indi.
Bununla birlikte, Merkez Bankası rezervleri de mayıs sonundan bu yana 42,9 milyar dolar artarak 141,4 milyar dolar ile tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı.
Öte yandan 8 Aralık haftasında haftalık toplam net portföy girişi, 1 milyar 453,8 milyon dolar ile 21 Temmuz 2017'den bu yana en güçlü portföy girişi olarak kayıtlara geçti.
Moody's Türkiye'nin kredi notu için ne diyecek?
Söz konusu gelişmeler sonrası gözler Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in bu akşam piyasalar kapandıktan sonra açıklaması beklenen Türkiye değerlendirme raporuna çevrildi. Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör, bugünkü köşesinde konuya ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
İşte Güngör'ün o yazısı:
"KURULUŞ SİNYALİ AĞUSTOSTA VERMİŞTİ"
Bugün piyasalar için önemli bir gün… Akşam saatlerinde Moody's'in açıklaması gelecek. Esasında uluslararası derecelendirme kuruluşu sinyali ağustosta vermişti. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu 28 Mayıs'ta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın zaferi ile sonuçlandıktan sonra siyasi belirsizlik ortadan kalkınca ve mevcut iktidarın 5 yıl devam edecek olmasıyla piyasada pozitif tepki başlamıştı. Ardından yeni hükümetin enflasyonu düşürmenin ve ülkenin cari açığını azaltmanın ön plana alındığı ekonomi politikalarına dönüşüyle birlikte ilk açıklama Moody's'den gelmişti.
"2024'TE NOT ARTIŞLARI BEKLENEBİLİR"
Hatırlayın o dönemde reyting kuruluşu yayınladığı analizde makro ekonomideki düzelmenin not artışını getireceğini ima etmişti.
Bugün seçimin ardından geçen 6.5-7 aylık süreçte Türk varlıklarına yabancı ilgisi başlamış durumda… Hisse ve tahvil kanalından net portföy girişi özellikle bu hafta rekor kırdı. Rezervlerde toparlanma devam ediyor. Mayısta 98 milyar dolar olan rezervler 141.4 milyar dolara çıktı. Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) Mart 2021'den bu yana ilk kez 300 baz puanın altına indi. Kur Korumalı Mevduat'ta gerileme sürüyor. Cari dengede iyileşme, istihdam, borçluluk verileri de gidişatı destekliyor. Dolayısıyla bugün Moody's'den görünümü pozitife çevirmenin de ötesinde bir kademe not artışı gelirse şaşırmamak lazım…
Üstelik, reyting şirketi, S&P ve Fitch'in gerisinde kaldı. Onlar geçtiğimiz günlerde görünümü artırdı. Kanaatim, ödemeler dengesinde iyileşme sürerse, TL cinsinden iç tasarruflar artarsa, Türkiye'nin kullanılabilir döviz rezervleri yükselirse 2024'te birkaç kademe daha not atışı beklenebilir
Zaten olması gereken de bu…
Türkiye mevcut durumda hem ekonomik büyüklük hem de potansiyel anlamında kıyas kabul etmeyecek ülkeler ile aynı kategoride bulunuyor. Moody's Türkiye'yi Moldova, Saint Vincent ve Grenadinler, Bosna Hersek, Kenya, Moğolistan, Nikaragua ile aynı kategoride değerlendiriyor. Dolayısıyla bugüne kadar Türkiye konusunda oldukça cimri davranan, zaman zaman objektiflikten uzak kararlar alan kredi derecelendirme kuruluşlarının olumluya dönen tabloyu görmemezlikten gelmesi pek de mümkün değil…
PEKİ NOT ARTIŞI NE GETİRİR?
Not artışıyla ufak ufak tahvil- bono, hisse senedi piyasasında görmeye başladığımız yabancı yatırımcıların ilgisini daha da artırır. Yeni yılla birlikte borsada özellikle 30 ve 50 hisselerine daha fazla giriş olması beklenebilir.
Fakat şunu da unutmamak gerekir…
Sıcak para kısa vadeli, geçici bir rahatlama sağlar. Bu rahatlamada da geçmişte olduğu aynı hataları yapmamak gerekir. 1994, 1998, 2000, 2001 ve 2008 krizlerini yaratarak ülke sanayileşmesini durduran sıcak para hastalığına yeniden yakalanmadan normalleşme başladıktan sonra üretim odaklı politikalara ve doğrudan yatırımları çekmeye odaklanmak şart…