İsviçre halkı son derece ilginç bir referandumu oyladı. Referandum ‘ölüm turizmine’ yol açan intihara yardım etmeyi düzenleyen yasaydı. Oylama sonucunda ötenazi ve ‘ölüm turizmi’ yasaklanmaktan kurtuldu. Böylelikle Avrupa’da yüzlerce insanın ilgi gösterdiği ‘ölüm turizmi’ devam etti. İsviçre, Hollanda, Lüksemburg ve Belçika ile birlikte “intihara yardım etmenin suç olmadığı” 4 ülkeden biri. Diğer ülkelerde intihara yardım etmenin yasaklanması 90’lı yılların sonunda ölüm turizminin ortaya çıkmasına yol açtı. Özellikle Alman ve İngiliz vatandaşları ölüm turizmine büyük ilgi gösteriyor. Ölüm turizminin merkezindeki kurumlardan birisi Dignitas. İsviçreli avukat Ludwig Minelli tarafından 1998’de kurulan örgüt ötenazi hakkını savunuyor. Yalnızca savunmakla kalmıyor, belirli ücret tarifeleriyle ölmek isteyen turistlerin intiharlarına yardım ediyor. Dignitas’ın ölüm tarifeleri normal bir haftalık bir tatilin çok üstünde, ancak çok da lüks değil. Hastalarından sadece ölüm hizmeti için 5000-6000 dolar arası ücret alan Dignitas, ölüm sonrası cenaze, tıbbi maliyetler gibi masarafları da karşılıyor. Bu durumda ücret 10000-11000 dolara kadar yükselebiliyor. Bu ücretlere rağmen kendilerini kâr amacı gütmediğini iddia eden kuruluş sadece masrafları ücretlendirdiklerini belirtiyor. Dignitas ölmek isteyen hastalarına uyguladığı ölüm yönteminin de acısız gerçekleştiğini iddia ediyor. Önce hastaya kusmayı önleyici anti-emetik ilaç veriliyor. Ardından anti-depresan ve uyuşturucularda bulunan Nembutal’den 30 dakika boyunca ölümcül dozlarda veriliyor. 15 gram toz Nembutal meyve suyu içinde çözülerek hastaya veriliyor. Aşırı Nembutal vücuda önce baş dönmesine yol açıyor, 10 dakika sonra uykuya dalmasına yol açıyor. Anestezi sürecinden sonra vücut komaya giriyor ve kişinin nefes alması daralıyor. Kişinin ölümü 30 dakika Nembutal zerki sonucunda akciğerin iflas etmesi ile gerçekleşiyor. Dignitas ölüm yöntemi olarak sadece Nembutal’ı kullanmadı. Daha öncesinde helyum gaz ile intihar metodu kullanılmıştı. Ancak insanların Nembutal ile ölümün daha huzurlu olduğunu düşünmesi sebebiyle Dignitas helyum yönteminden vazgeçmiş. Dignitas’ın kurucusu Ludwig Minelli’nin 2008 yılında verdiği bir röportajda 840 kişinin intiharına bu yöntemlerle yardım ettiklerini belirtti. Bugün toplam kaç kişinin ölüm turizmi ile öldüğü tam bilinmese de rakamın 1000’in üstüne çıktığı tahmin ediliyor. Minelli bu rakımın çoğunluğun Alman turistlere, ikinci sırada ise İngilizlere ait olduğunu söylüyor. Ölüm turizmi ile hayatını sonlandıranlar arasında ülkelerin kamuoyununun yakın tanıdığı isimler de yer aldı. İngiliz çizgi roman sanatçısı John Hicklenton 10 yıl boyunca multipıl sikleroz hastalığı ile yaşamıştı. Tedavisi olmayan bu sinir hastalığı ile daha fazla yaşayamayan Hikclenton Dignitas’a başvurarak yaşamına son verdi. Hicklenton savaş verdiği multipıl sikleroz hastalığını çizgilerine de yansıtmıştı. Hakkında belgesel de yapıldı. Here’s Johnny adlı belgesel 2008’de Grierson Ödülü’nü kazandı. Ama hastalığı dayanılmaz hale gelince ölüm turizmini gerçekleştirmeye karar verdi. 2009’da İngiltere’de bir başka ünlü isim, opera bestecisi Sir Edward Downes’in karısı ölüm turizmini denemeye karar verdi. Ölümcül pankreas hastalığına yakalandıktan sonra ailesine mektup yazan Joan Downes artık tedavilerden umudunun kalmadığını bu mektupta yazmıştı. Mektupta “Mutlu bir yaşamım vardı, pişmanlığım yok” diye yazmıştı Joan Downes. Haziran 2009’da kocası ile birlikte Zürih’e ölüm turizmi için geldi. Dignitas’a 11 000 dolar ödeyerek Dignitas’a ait bir apartmanda yaşamına son verdi. Nembutal yöntemini kullanan Downes yarım saat içinde hayata gözlerini yumdu. Bazen ölüm turizmine karı-koca katılanlar da oldu. Fransız dublaj sanatçısı Daniel Gall, ablası ve eniştesine ölüm seyahatinde eşlik etmişti. 2008 Ocak ayında Daniel Gall’in Alzheimer hastası olan ablası ve 86 yaşındaki kocası yine Dignitas’ın bir apartman dairesinde hayata gözlerini yumdu. Çifte eşlik eden Daniel Gall bu tecrübesi ile ilgili şöyle konuşuyor. “Çok çirkin ve feci bir daireydi. Fabrika gibi gözüküyordu. Herkes kendi ölümü ile ilgili doğru kararı vermeye sahiptir. Ancak ölümcül hastalığı olmayan kişiler için bu seçenek olmamalı. Yardım edilen intihar son seçenek olmalı.” Bazı yardım edilen intihar örnekleri de insanı dehşete düşürüyor. 2005 Mart ayında kurumdan ayrılan hemşire Soraya Wernli’nin iddiaları da kan donduruyor. İddialara göre 2004 yılı Ağustos ayında intihar eden Peter Auhagen’in intiharının kurumun iddia ettiği gibi kısa ve acısız olmadı. Zehri zerk eden makinedeki arıza yüzünden Auhagen’in intiharının tam 70 saat sürdüğünü belirten Wernli bu manzaraya tanıklık ettikten sonar işi bıraktığını belirtti. Daha sorna polise başvuran Wernli, Dignitas’ı suçladı. Dignitas ise Wernli’nin yıllar önce kurumdan ayrıldığını ve işleyiş hakkında en ufak bir fikri olmadığını savundu. Dignitas’ın işleyişinde çalışanlar arasında da gizlilik ana ilkelerden biri. Polis gizlilik sonucu yeterli kanıt olmadığı için soruşturmayı sonuçlandıramadı. Kurum ölüm sonrası verdiği hizmetlerle de tartışma konusu oldu. 2010 Nisan ayında dalgıçlar Zürih Nehrinde 60’ın üzerinde ceset kül kabı buldu. Bu kapların üzerinde Dignitas’ın çalıştığı krematoryum şirketi Nordheim’ın logosu vardı. Yine Soraya Wernli Dignitas’ın 300 kap külü göle döktüğünü iddia etti. 2008’de de iki Dignitas çalışanı 20 ölü insanın külünü Zürih Gölü’ne dökmeye çalışırken yakalanmışlardı.