Taha/DAĞLI Mursi'yi idama götüren nedenler bunları yaptığı için dararağacında Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanıydı sadece 1 yıl görev yapabildi, askeri vesayet yakasını hiç bırakmadı. 1 yıllık görevi süresinde İsrail'i rahatsız eden projeleriyle gündemdeydi. SÜVEYŞ PROJESİ Mursi'nin İsrail'i rahatsız eden en büyük adımı mevcut Süveyş Kanalını genişletme projesiydi. O proje için Başbakanı Hişam Kandil'i görevlendirmişti ancak Batı ve İsrail, Mursi'nin Süveyş Kanalını millileştirme hamlesi karşısında sessiz kalmadı. NİL SULARINDAKİ İSRAİL GÖLGESİNİ ENGELLEMEYE ÇALIŞTI Etiyopya'da Nil üzerinde bir İsrail projesi olan Rönesans Barajına şiddetle arşı çıktı hatta Nil suları üzerinden Mısır'a karşı atılacak bir adımı savaş sebebi saydı. DARBENİN GERÇEK NEDENİ Süveyş ve Nil suları meselesi darbe sonrası Sisi'nin başa gelmesiyle yeniden düzenlendi. Geçtiğimiz Mart ayında Sisi,Yeni Süveyş Kanalı projesini yani Mursi'nin projesini başlattı daha doğrusu Batı o projenin başına Sisi'yi yerleştirdi. Rönesans Barajı ve Nil sularının paylaşımı konusunda da Mursi'nin aksine Sisi, Etiyopya ile anlaşarak İsrail projesini hayata geçirdi. DARBE ÖNCESİ NELER YAŞANMIŞTI? 2012 Haziran ayına gelindiğinde Mısır'da Hüsnü Mübarek devrileli tam 1,5 yıl olmuştu. Ülkeyi Yüksek Askeri Konsey yönetiyordu. Mayıs ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda Müslüman Kardeşlerin adayı Muhammed Mursi ikinci tura kalmayı garantiledi. MÜBAREK REJİMİNİN BAŞBAKANIYLA YARIŞTI 16-17 Haziran tarihlerinde Mısırlılar ikinci tur için sandık başına gitti. Mursi'nin karşısındaki isim Ahmet Şefik'ti. Mübarek devrileli 1,5 yıl olmuştu ancak rejim hala etkisini koruyordu. Mübarek döneminin Başbakanı olan Ahmet Şefik, ikinci tura kalmayı başarmıştı. ASKERİ VESYAET PEŞİNDİ BIRAKMADI İkinci tura kalan seçim sonuçlarına göre Muhammet Mursi yüzde 51,7 oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçildi. Mısırlılar tarihlerinde ilk kez yaptıkları demokratik seçimle Mursi'yi başa getirmişlerdi. Ancak sivil iktidar olabilmek hiç de kolay değildi. Askeri vesayeti aşmak, ağır ekonomik kriz içerdeki sorunlardan sadece bir kaçıydı. VESAYET İLK ATAĞINI YAPTI Tam bu dönemde yine rejim devreye girdi. Anayasa Mahkemesi Müslüman Kardeşlerin çoğunlukta olduğu meclisi feshetti. Oysa Mısır Meclisi 30 yıl aradan sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce yapılan parlamento seçimleriyle sivil olarak yeniden faaliyete geçmişti. SEÇİLİR SEÇİLMEZ YETKİLERİ KISITLANDI Birkaç gün sonra henüz görevine resmen başlamamış olan yeni Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri kısıtlandı. Yetkilerin çoğu askeri konseye devredildi. CUMHURBAŞKANI OLDU AMA VESAYTİN HUZURUNDA YEMİN ETTİ 29 Haziran tarihine gelindiğinde Mursi'nin yemin ederek göreve başlaması gerekiyordu. Ancak meclis feshedildiği için Cumhurbaşkanı yeminini halkın meclisi önünde yapamayacaktı. Yeminin Anayasa Mahkemesi önünde yapılmasına karar verildi. Halk bunu kabullenemedi. 29 Haziran Cuma akşamı Tahrir Meydanı yüzbinler tarafından dolduruldu. Mursi meydana davet edildi. Mısır'ın Cumhurbaşkanı halkının önünde sembolik de olsa yemin etti, 'Allah'tan başka kimseden korkmuyorum' dedi. Bir gün sonra yani 30 Haziran Cumartesi günü Anayasa Mahkemesinin önüne çıkarılan Mursi, resmi yemin törenini burada gerçekleştirdi ve göreve başladı. DARBEDEN ÖNCE DARBENİN AYAK SESLERİ GELDİ Muhammed Mursi Cumhurbaşkanı seçilmeden önce Port Said kentindeki bir futbol maçında katliam yaşanmıştı, 73 kişi hayatını kaybetmişti. Bu olayların davası Mursi döneminde başladı. Mahkeme 21 idam kararı verince ortalık karıştı. Çatışmalar çıktı ve onlarca kişi daha hayatını kaybetti. HAMAS İLE İLİŞKİLENDİRİLDİ Mursi'nin iktidara geldiği ilk günlerde Sina'daki bir polis karakoluna saldırı düzenlendi. Sınırdaki bu saldırının ardından İsrail, Hamas'ı suçladı. Hamas işin içinde değildi, olamazdı da zaten ancak Mursi'nin karşısındaki sınavlara yenisi eklenmişti. Filistinliler ve Suriye halkı Mursi'den umutluydu. Refah Sınırının açılması bekleniyor, Eset rejimine Mısır'dan destek talepleri geliyordu. MURSİ TAHRAN'DA-ESET REJİMİNE ZALİM DEDİ İşte bu ortamda 30 Ağustos'ta İran'a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Bağlantısızlar Zirvesine katılan Mursi aynı zamanda 34 yıl sonra İran'a giden ilk Mısır lideriydi. Ahmedinecat'ın karşısına çıktı ve Suriye rejimini Dışişleri Bakanı Velit Muallim'in temsil ettiği zirvede 'muhaliflerin yanındayız' dedi, Eset rejimine 'zalim' ifadesini kullandı. Bu konuşma salonda soğuk rüzgarlar estirdi, Muallim ve Suriye heyeti zirveyi terk etti. MURSİ ANKARA'DA-BU BULUŞMA HAZMEDİLEMEDİ Mısır'ın Ortadoğu'daki beklenen dış politikasını hayata geçirmeye çalışan bir yandan da içerdeki askeri vesayet, ekonomik kriz ve çatışma ortamlarıyla mücadele eden Mursi, 20 Eylül'de Ankara'da AK Parti 4. Olağan Büyük Kongresi'ne katıldı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi ve Türk-Mısır İş Forumu'nda Türk ve Mısırlı iş adamlarına hitap etti. İsrail'in karşısında Filistin halkının yanında bir Mısır lideri. Suriye'de Eset rejiminin karşısında Suriye halkının yanında bir Mısır lideri. Ve bölgede Türkiye ile müttefik olan bir Mısır lideri. İSRAİL GAZZE'YE SALDIRDI Tüm bu dış politika hedefleri rayına sokulmaya çalışılırken, Kasım ayında İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları başladı. Mursi, Başbakan Erdoğan ile birlikte hareket ederek krizin çözümünü sağladı. Ateşkes ilan edildi. ANAYASA'DA ŞERİAT BAHANESİ Ardından Mısır'da anayasa sürecine girildi. Muhalifler ayaklandı. Mursi ve Müslüman Kardeşler hedef tahtasındaydı. Referandum yapıldı ve kabul edildi fakat laik kesim 'şeriat geliyor' sloganıyla sokağa döküldü. Şeriat kaynaklı bir anayasa yapıldığı yönünde komik bir suçlama vardı. TÜM GÜÇLER KARŞISINDAYDI Asker, polis, anayasa mahkemesi, medya, iş çevreleri bunların hepsi Mursi'nin karşısındaydı. Mısır Cumhurbaşkanı ilk 100 gün vaatlerini yapamadığı için suçlanıyor, anayasayı tek taraflı hazırlamakla itham ediliyordu. 100 gün vaatlerini engelleyen vesayet anayasayı da bahane ederek kitleleri sokağa dökmeye başladı. Ve bugüne gelindi. 3 TEMMUZ'DA DARBE GELDİ Mübarek'in askeri, polisi, medyası, iç çevresi, sermayesi vardı. Mursi'de bunların hiç biri yoktu. Aksine tüm bu silahlar karşısındaydı. Asker darbe yaptı, polis Müslüman Kardeşleri hedef gösterdi, medya kara propaganda yapıp halkı sokağa davet etti, sermaye çevresi ise ekonomiyi hortumlayarak fakirliği doruğa çıkardı.