İsrail'in geçen yaz Gazze'de yaptığı katliamda görev alan 60 askerin kan donduran ifadeleri yayınlandı. İsrail'de 'Sessizliği Kırmak' adlı insan hakları örgütü, İsrail ordusunun geçen yaz Gazze'ye düzenlediği 'Koruyucu Hat' operasyonuna katılan ve yaptıklarından pişmanlık duyan 60'tan fazla askerin tüyler ürperten ifadelerini 'Gazze'de işte böyle savaştık' isimli bir raporla yayınladı. 2 BİNDEN FAZLA KİŞİ HAYATINI KAYBETMİŞTİ İsrail'in Gazze'ye 7 Temmuz 2014'de başlattığı, 51 gün süren saldırılarında 2 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, 11 binden fazla kişi yaralanmıştı. Saldırılarda 17 bin 200 ev, 73 cami ve 24 okul tamamen yıkılmış, binlerce bina hasar görmüştü. ASKER, HEDEF GÖZETMEKSİZİN BOMBA YAĞDIRIYORDU, İSRAİL YALANLIYORDU Gazze'den dünya ajanslarına yansıyan fotoğraflar İsrail askerlerinin hedef gözetmeksizin ateş ederek bomba yağdırdığını, ölenlerin büyük bölümünün çocuk olduğunu gösteriyordu. İsrail yönetimi ise bu iddiaları hep yalanladı. Gazze operasyonunu sorgulayan ordu komisyonu da askerlerin kurallara uygun davrandığı kararına vardı. ASKERLERİN İTİRAFLARI ŞÜPHELERİ DOĞRULADI Ancak İsrailli eski askerler tarafından kurulan 'Breaking The Silence' (Sessizliği Kırmak) isimli örgüt, operasyona katılan 60'tan fazla askerle yaptığı görüşmelerin kayıtlarını yayınlayınca tüm şüphelerin doğru olduğu anlaşıldı. 'HAREKET EDEN HER ŞEYİ VURUN' EMRİ Merkezi Kudüs'te bulunan örgüt, 'Koruyucu Hat' adı verilen saldırılara katılan 60'tan fazla İsrail askerinin tanıklıklarına dayanan raporunda, İsrail'in 'rastgele ateş açma' politikasının endişe verici olduğunu, birçok askerin 'hareket eden her şeye ateş etme' emri aldığını kaleme aldı. Tanıkların beyanlarının, İsrail'in savaş politikalarının değiştiğine işaret ettiğine değinilen raporda, şu ifadeler yer aldı: 'Askerlerin açıklamaları, ordunun savaşma ilkelerinde köklü değişimler olduğunu, asgari güç kullanılmasını öngören silahların masumluğu ilkesi ve savaşta dahi insanlığın korunması gibi değerlerin kaybolduğunu gösteriyor. Askerlere, şimdiye kadarki en kolaylaştırıcı savaş kuralları verildi. Birçok asker, bölgede gördüğü herkesi öldürmek üzere ateş açma emri aldığını söylüyor.'İşte yaptıklarından pişman oldukları için itiraflarda bulunan er ve subay rütbesindeki askerlerin tüyler ürperten ifadelerinden satır başları: ''DERHAL ÖLDÜRÜN'' - Orada sadece ölüler var. Orada zaten canlı olmamalı çünkü vatandaşlara bölgeden ayrılmaları gerektiği bildirildi. Bu nedenle 'mahallelerde 200 metre mesafe içinde gördüğünüz her şeyi izin beklemeden derhal öldürün' diye talimat aldık. Sokaklarda yürüyenlere ateş açmamız gerekiyor mu diye sorduğumuzda ise cevabı evet oldu. EVİN RENGİNİ BEĞENMEYİNCE... - Mora boyanmış bir ev gördüm. Beni rahatsız ettiğine karar verdim. Komutanıma 'ateş edebilir miyim' diye sordum. 'Tabii ki' diye yanıt aldım. Vurdum ev yerle bir oldu. Kimsenin umrunda değildi. - Meyve bahçesinde iki Filistinli kadın vardı. Telefonla konuşuyorlardı. Ateş ettik öldüler. Yanlarına gidip cesetlerine baktığımızda silahsız olduklarını gördük. Ama onları terörist olarak kayda geçirdik. Orayı terk etmemişlerse bizim için düşmandılar. ''SİLAH OYUNUNDA HİSSEDİYORDUK'' - Gazze'de mahallelerin içinden geçerken kendimizi Call of Duty oyunu içinde gibi hissediyorduk. Ama bu gerçekti. Burada gördüğüm yıkım bana delilik gibi geldi. Bir film setini andırıyordu ama gerçekti. 'AMBULANSLARA BİLE ATEŞ ETTİK' - Gazze operasyonunda Vahşi Batı'da gibiydik. Arabalara ambulanslara bile ateş ettik. Hepsi komutanlarımızın onayı dahilindeydi. Eğer bunları yaptıysak bu ordu ahlaken çökmüş demektir. Çünkü askerlikte ilk kural sebepsiz yere öldürmemektir. Buna rağmen 'Yakınındaki herkesi öldür' emri verildi. Bu emri uyguladım ve pişmanım. ''EĞLENCE İÇİN TOP ATIŞI'' Bana hiçbir şey yapmamış insanları vurdum. Çatılardaki, arabalarının içindeki, ambulanstaki, evlerindeki insanları öldürdüm. 'Hadi eğlence için bir top atışı yapalım' dediğimiz zamanlar oldu. 'MASUM SİVİL DİYE BİR ŞEY YOKTUR' - Ateş ederken sivil kaybı umrumuzda değildi çünkü bize verilen emir şuydu: Masum sivil diye bir şey yoktur. Çevrenizde gördüğünüz herkes eğer şu ana kadar Gazze'yi terk etmedilerse düşmanınız demektir. Tankların geldiğini görüp kaçmayan insanların başka amaçları vardır. Sizin hayatınız için tehdit oluştururlar ve öldürülmeleri gerekir. - Operasyona sürekli bir dini kimlik verme çabası vardı. Askerlere dini kitaplar kipalar dağıtıldı. Provokatifti. Komutan operasyonel detayları anlattıktan sonra her grubun hahamı kalkar bize ders verirdi. Garipti... 'KİMSE BİZE ATEŞ ETMİYORDU AMA, BİZ ETTİK!' - Gazze'de bir mahalleye tanklar eşliğinde girdik. Kimse yoktu kontrol altına aldık. Sabah 07:00-08:00 dolaylarıydı. Tankları durdurup dinlenmeye başladık. O anda telsizden 'Tankları tek sıra yapın' diye emir geldi. Tankların namlusunu El Buraij isimli Filistin mahallesine çevirmemiz ve ateş etmemiz emredildi. Komutana, 'Nerede ateş edeyim?' diye sordum. 'Nereye istersen' diye yanıt verdi. Her tank kendine bir evi hedef seçti. Telsizden 'Şimdi El Buraij'e günaydın diyeceğiz' diye ateş emri verildi. Kimse bize ateş etmiyordu, ama biz ettik. 'KAPAYIN ÇENENİZİ' 'Sessizliği Kırmak' (Shovrim Shtika) adlı insan hakları örgütü, İsrail ordusunun Filistinli sivillere uyguladığı aşırı şiddeti duyurmak ve buna karşı kamuoyu oluşturmak için eski İsrailli askerler tarafından kuruldu. Raporun yayınlandığı gün örgütün binasının önünde 'Kapayın çenenizi' pankartları taşıyan ağırı sağcı İsrailli bir grup örgütü protesto etti.