ABD seçimlerine 1 haftadan kısa bir süre kala yapılan ankette Donald Trump 1 puan farkla önde gözüküyor 8 Kasım'da yapılacak ABD seçimlerine 1 haftadan kısa bir süre kala anket sonuçları, Mayıs ayından bu yana ilk kez Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ı önde gösteriyor. ABC'nin yaptığı son ankete göre Donald Trump, Demokratların adayı Hillary Clinton'ın 1 puan önüne geçmiş durumda. Bu 23 Mayıs'ta yapılan ve Trump'ın 2 puan önde olduğu anketten bu yana Cumhuriyetçi adayın önde olduğu ilk anket olarak öne çıkıyor. Geçtiğimiz hafta yine ABC'nin yaptığı ankette, iki adayın başa baş gittiği açıklanmış, Hillary Clinton'ın 0.4 puan önde olduğu belirtilmişti. Ancak geçtiğimiz hafta FBI'ın Clinton hakkındaki soruşturmanın yeniden açıldığını açıklaması, Hillary Clinton'ın oylarını düşürmüş gibi görünüyor. ABD başkanlık seçiminin en çok konuşulan ismi Trump oldu ABD'de Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı Donald Trump, seçim sürecinde beklenmedik bir performans sergileyerek başkanlık iddiasını devam ettiriyor. Trump, son bir yıldır gafları, taciz iddiaları ve sert çıkışlarıyla Amerikan kamuoyunun gündeminden düşmüyor. Başkanlık yarışına dahil olacağını açıkladığında kendisine fazla şans tanınmayan Trump, buna rağmen ön seçimlerde parti içindeki diğer güçlü adayları geride bırakmayı başardı ve Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı oldu. Partinin önde gelenleri iş adamının Cumhuriyetçi Parti'nin 'değerlerini' tam olarak yansıtmadığını savunduğu için Trump, hiçbir zaman partinin desteğini tam olarak alamadı. Donald Trump, seçim konuşmalarında yaptığı ırkçı çıkışları, gafları, kadınlara yönelik sözlerleri ve çok sayıda kadının ileri sürdüğü taciz iddialarıyla sürekli gündemde yer alıyor. Trump, bu nedenle Amerikan medyasının kendisi aleyhine çalıştığı yönündeki eleştirilerini sık sık dile getiriyor. 'Müslümanlar ABD'ye alınmasın' Trump, medyada en çok eleştirilen açıklamalarından birini, seçimden bir yıl önce başlayan ön seçim sürecinde yaptı. Trump, Cumhuriyetçi Parti'nin adayı olabilmek için yarıştığı sırada yaptığı konuşmalarda özellikle Müslümanlar ve Meksikalı göçmenler aleyhine söylediği sözlerle dikkati çekti. Trump, güvenlik güçlerinin ABD'de yaşayan Müslümanları sürekli takip etmesi ve ülkedeki camilerin kameralarla gözetim altında tutulması gerektiğini söyledi. Müslümanların ülkeye girişinin de engellenmesi gerektiğini savunan Trump, 'ne olup bittiğini anlayıncaya kadar' bu tür önlemlerin uygulanması gerektiğini kaydetti. Guantanamo'da bulunan tutuklulara yönelik işkenceleri de savunan Trump, tutukluların su altında tutularak havasız bırakılmasının terör örgütü DEAŞ'ın yaptıklarının yanında çerez' kaldığını ifade etti. Trump, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada da Ortadoğu'daki diktatörleri savundu ve 'Saddam Hüseyin ile Muammer Kaddafi, bugün yaşıyor olsalardı Ortadoğu daha istikrarlı bir noktada olabilirdi.' dedi. Meksika sınırına duvar ABD'deki göçmenler arasında en fazla nüfusu oluşturan Meksikalı göçmenler, Trump'ın seçim kampanyalarından en çok etkilenen gruplardan biri oldu. Meksika'dan ABD'ye yasa dışı girişleri engellemek için büyük bir duvar inşa etmek istediğini, bunun parasını da Meksika'ya ödeteceğini belirten Trump, Meksika'dan gelen göçmenlerin büyük kısmının suçlu kişiler olduğunu iddia ederek, 'Ülkemize uyuşturucu sokuyorlar. Bu kişiler tecavüzcü' ifadesini kullandı. Meksika hükümeti, Trump 'un iddialarını reddetti. Trump, ABD sınırları içinde yaklaşık 11 milyon kayıtsız göçmen olduğunu ve başkan olması durumunda bu göçmenleri sınır dışı edeceğini açıkladı. Bununla da yetinmeyen Trump, ABD topraklarında doğan her bebeğe ABD vatandaşlığı verilmesi uygulamasını da sonlandıracağını söyledi. DEAŞ'ı Obama ve Hillary kurdu' Trump'ın Müslümanlar ve Meksikalılar hakkındaki açıklamaları, hem ülke içinde hem uluslararası alanda tepki çekti. Ancak Cumhuriyetçi adayın gerek partisi gerekse medya tarafından en sert eleştirildiği konulardan biri, 'terör örgütü DEAŞ'ın kurucuları'nın aslında ABD Başkanı Barack Obama ve Demokrat Parti adayı Hillary Clinton olduğu iddiasıydı. 'DEAŞ, Obama'yı gururlandırıyor. Obama, DEAŞ'ın kurucusudur. DEAŞ'ı Obama ortaya çıkardı. Yalancı Hillary de onun ortağı.' şeklindeki sözleri Trump'ı eleştiri oklarının hedefi haline getirdi. Hatta Cumhuriyetçilere yakınlığıyla bilinen Hugh Hewitt adlı radyo programcısı Trump'ın yanlış anlaşıldığını savundu ve başkan adayını programına çıkartarak bu sözlere açıklık getirmesini istedi. Trump da katıldığı radyo programında sözlerinin arkasında durarak, 'Kastettiğim şey, tam olarak Obama'nın DEAŞ'ın kurucusu olduğudur.' dedi. Cinsel taciz iddiaları Seçime yaklaşık bir ay kala Amerikan kamuoyu ,Trump hakkındaki cinsel taciz iddialarıyla sarsıldı. Önce Trump'ı geçmiş yıllarda kadınlar hakkında edebe aykırı sözler söylerken gösteren bir video kamuoyuna sunuldu. Hemen ardından çok sayıda kadın, kamera karşısına geçerek Trump tarafından tacize uğradığını iddia etti. Trump, suçlamaları kabul etmedi ancak ABD kamuoyunu ikna etmekte çok da başarılı olamadı. Donald Trump, suçlamaları yayınlayan ABD medyasını, Demokratlar'ın başkan adayı Hillary Clinton ile kendisine karşı 'tezgah kurmakla' itham etti. New York Times gazetesine de dava açacağı tehdidinde bulundu. 'Tüm seçmenlerime ve destekçilerime şu sözü vermek istiyorum. Bu büyük ve tarihi başkanlık seçimlerinin sonuçlarını seçilirsem kabul edeceğim.' diye konuşan Trump, rakibi eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın seçimlere hile karıştırdığı yönündeki iddialarını yineledi. 'Seçim sonucunu kazanırsam kabul ederim' Irkçı söylemleri, diğer başkan adaylarına yönelttiği suçlamalar veya hakkındaki taciz iddiaları nedeniyle sık sık eleştiri oklarına hedef olan Trump, seçime bir ay kala da seçim sonuçları hakkındaki iddialarıyla tartışma konusu oldu. Clinton, Trump'ın bu sözlerine karşılık rakibinin ABD demokrasisini aşağıladığını belirtti ve 'Bu korkunç bir şey. Demokrasimizi aşağılıyor, karalıyor. Dehşete kapıldım.' şeklinde tepki verdi. Seçime 'hile karıştırılacağını' ileri süren Trump, Clinton ile katıldığı en son televizyon münazarasında seçim sonuçlarını kabul etmeyeceğini söyledi.