Adı "Paralel Yapı" ile anılan Gediz Üniversitesi'ndeki bazı öğretim üyeleri yayınladıkları bildiriyle bu duruma tepkilerini dile getirdi. Üniversitenin internet sitesinden ve Twitter adresinden yapılan paylaşımda "Senatörleri olduğumuz üniversitemizin adının Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile birlikte anılmasından duyduğumuz rahatsızlık nedeniyle aşağıdaki hususları paylaşmak istiyoruz" denildi. Yayınlanan bildirinin altında Gediz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyfullah Çevik, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mustafa Güneş ile Prof. Dr. Hasan Petek, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Atalay, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Hatice Funda Yercan, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emin Şengün Özsöz, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Faruk Huyugüzel, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Fehmi Özgüner, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Selim Solmaz, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Yalçın Kırdar, Adalet Meslek Yüksekokulu Müdür Vekili Yrd. Doç. Dr. Elif Kısmet Kekeç, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Senato Temsilcisi Prof. Dr. Mustafa Akdağ ve öğretim görevlisi Yaşar Narı'nın imzaları yer aldı.
BİLDİRİ METNİ
7 maddeden oluşan bildiride şu ifadeler yer aldı: Bizler devletimize, milletimize ve milli değerlerimize sımsıkı bağlı bilim insanları olup daima kamu tüzel kişiliğine haiz üniversitemizin yararları doğrultusunda hareket ettik. Bunun dışında ne farklı bir gündemimiz ne de farklı bir ajandamız oldu. Gediz Üniversitesi'nin dışında başka bir kaygımız ve tasarrufumuz hiç olmadı. Devletimizin ilgili kurumları tarafından "legal görünümlü illegal örgüt" tanımı yapılan söz konusu yapıyla bizlerin hiçbir bağı bulunmamaktadır. Özgeçmişlerimiz ve sicillerimiz ortadadır.
KARABULUTLAR DAĞILSIN
Pek çoğu yıllarca devlet kurumlarında görev almış, devlet adabını yaşamına rehber edinmiş biz akademisyen yöneticiler, milli güvenliğimize kasteden yapı ile üniversitemizin dolaylı da olsa ilişkilendirilmesinden büyük üzüntü duyuyoruz. Yaklaşık 8 bin mevcut öğrencimizin, 3 bin mezunumuzun ve bin çalışanımızın sorumluluğunu omuzlarımızda taşırken, giderek daha yüksek sesle dillendirilen iddialara rağmen, eğitim ve öğretimi aksatmadan görevimize devam ediyoruz. Ancak, bizim dışımızda yaşanan gelişmelerden dolayı son derece rahatsızız, bir o kadar da mutsuzuz. Her şeye rağmen; bugüne kadar büyük emek harcadığımız, kısa sürede sadece İzmir'imizin değil, aynı zamanda ülkemizin de gururu yükseköğrenim kurumlarından biri haline gelen üniversitemizin üzerindeki kara bulutları dağıtmak için kararlıyız. Başbakanlık Genelgesi ve ilgili diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde, milli güvenliğimizi tehdit eden, FETÖ/PDY dahil olmak üzere, tüm örgüt ve yapılarla irtibatı tespit edilecek Üniversitemizde kim varsa, gerekli işlemlere derhal başlanılacaktır. Bu kapsamda Devlet kurumlarımızın destek ve yardımlarını da bekliyoruz. Üniversitemizin tüm bu olumsuzluklardan arınmış bir bilim kurumu olarak yoluna devam etmesini gönülden arzu ediyor, bu uğurda çalışmayı şiar edindiğimizi önemle bildiriyoruz.