Türkiye Yazarlar Birliği Erzincan Şubesi yaz dolayısıyla ara verdiği kültürel programlarına Yazar Nurettin Taşkesen ile başladı. Türkiye Yazarlar Birliği Erzincan Şubesi Kültür evindeki programa Katılan Nurettin Taşkesen konuşmasının başlangıcında Mescidi Aksa, Kubbetüs Sahre, Muallâk Taşı, Kıble Mescidi ve Filistin'in geçmişi hakkında bilgiler verdi. 1917 yılında İngilizlerin Gazze'ye iki defa saldırdığını ve her iki saldırının da başarısız olduğunu belirten Taşkesen, İngilizlerin bozguna uğratıldığını söyledi. Son olarak Kasım 1917'da İngilizlerin Gazze'yi ele geçirdiklerini Balfour bildirisi ile bir Yahudi devleti kurulması gerektiğini, bu konuda Yahudilere her türlü yardımın yapacaklarını açıkladılar.
Nurettin Taşkesen "75 yıl önce 14 Mayıs 1948 tarihinde Teodor Herzl kürsüye çıkarak İsrail devletinin kurulduğunu açıklamış, bunun üzerine Arap orduları Filistin'e girmişlerdi. 15 Mayıs 1948'de Nekbe "Büyük Felaket" olarak değerlendiren hareket ile toplam 900 bin kişiye ulaşan Filistin nüfusunun 750 bini kendi topraklarından sürüldüler. Bu sürgün sırasında binlerce Filistinli öldürüldü, açlık susuzluk ve hastalıklarla karşı karşıya kaldılar. 6 Ekim 1973te Yom Kiper savaşı ile Mısır Orduları İsrail'e girmiş, savunma hatlarını aşarak İsrail'i zora sokmuştu. Bu gün olduğu gibi o gün de ABD orduları İsrail'in yanında yer almış ve Mısır'ın akınlarını tersine çevirmişti."
İSRAİL'DE HER TÜRLÜ TEZGÂH VAR
Nurettin Taşkesen konuşmasının bir bölümünde ise "25 Şubat 1997 tarihinde İsrail El Halil'de bir katliam gerçekleştirmişti. Barush Goldstein isimli bir Siyonist camiye saldırarak sabah namazını kılan Müslümanlardan 50 kişiyi şehit etmişti. Bunun üzerine cami uzun süre kapatılmış, açıldığı zaman ise Müslümanlar Caminin üçte ikisinin Sinagog olarak düzenlendiğine şahit olmuşlardı. Bugün Mescidi Aksa üzerinde de aynı oyunlar oynanmak isteniyor. Aksanın bir bölümünü Sinagog olarak düzenlemek istiyorlar. Bunun için de her çeşit bahaneyi üretip sahneye koyuyorlar. 2006 da ilk saldırı, 2008 de dökme kurşun, 2012'de bulut sütunu, 2014'te koruyucu hat, 2022 ve 2023 yıllarında İsrail saldırılarının devam etmesi sebebiyle Aksa operasyonu ile zulümlere karşılık verilmek istenmiştir. 7 Ekimden bu yana yapılan zulümle İsrail terör örgütü 41 binden fazla çocuk kadın, yaşlı ve sivilin ölümüne sebep olmuştu" dedi. Nurettin Taşkesen Konuşmasının bir bölümünde "İsrail bir terör örgütüdür. İslam ülkeleri İsrail'i terör örgütleri listesinin başına koymalı ve mücadele etmeye başlamalıdır. İsrail'in bir devlet olabilmesi için öncelikle ülke sınırlarının belli olması gerekir. Bugün İsrail'in sınırları belli değildir. Bir anayasası olmalıdır. Bugün hala İsrail'e ait bir anayasa yoktur. Uluslar arası anlaşmalara imza koyması ve uyması gerekmektedir. Bugün İsrail başta Birleşmiş Milletler olmak üzere hiç bir karara uymamış ve bir terör örgütü olduğunu bizatihi kendisi ispat etmiştir. Oysa İsrail'e karşı mücadele eden Hamas bir Kuvay- ı Milliye hareketidir. Toprakları işgal edilen ve başkenti Kudüs olan bir Filistin'in mücadelesini vermektedir" dedi.
Filistinlilerin topraklarını sattıkları iddialarını da cevaplandıran Nurettin Taşkesen " İddialar asılsızdır. İsrail gaspla, katliamlarla Filistinlerin topraklarını arazilerini ele geçirmektedir. 19. yüzyılda bazı Hıristiyanların sattığı topraklar yüzde 0,67'dir. Yani yüzde bir bile değildir." Taşkesen Haçlı ittifakı ile birlikte hareket eden İsrail'in zihinleri de işgal ettiğini belirterek, "Ağlama değil, Burak duvarı, Yerleşimci değil, işgalci. Güvenlik değil, utanç duvarı. İsrail Polisi yok, işgalci ve silahlı çeteler var. Kudüs'ün doğusu ve batısı yok, top yekun tek Kudüs var. Tutuklama yoktur, esir almak var. İsrail diye bir ülke yok, Filistin'e ait topraklar var." Haçlı ve Siyonist ittifak biz TR lere bu terimleri öğreterek kendisini meşrulaştırmaya çalışıyor" dedi. İlgi ile takip edilen program sonrasında yazar Nurettin Taşkesen dinleyicilerden gelen soruları da cevaplandırdı.