Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre Merkezinde gerçekleştirilen Panele Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım'ın yanı sıra Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, Erzincan AK Parti Milletvekili Süleyman Karaman, Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, EBYÜ rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Dr. Ali Öztürk, Adli Yargı komisyon başkanı Halil Odabaş, kurum ve kuruluş müdürleri, STK başkanları, öğrenciler ve davetliler katıldı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Panelin açılış konuşmasını yapan Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili Ve Edebiyatı Bölümü, Halk Edebiyatı Anabilim Dalı Prof. Dr. Ali Kafkasyalı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi tarafından yapılan bu çalışmaların, Türk Dünyası alanında yapılacak başka çalışmalara ilham verecek olması da değerini ve önemini artıracağını ifade etti. Kafkasyalı konuşmasında; Bu eser daha önce birçok yönden ele alınan ve incelenen Nazım Hikmet'in eserlerine, çalışmalarına, fikirlerine başka bir perspektiften bakmayı amaç edinmişti ve bu amacını gerçekleştirdiği kanaatindeyim. Nazım Hikmet çalışmalarıyla ve eserleriyle Türk dünyasının bütünlüğüne önemli katkılar sağlamış çok kıymetli bir şairimizdir. Bu bakımdan önümüzdeki süreçte Çağdaş Türk dünyası ortak edebiyatının inşası için gösterilecek gayretlerin Nâzım adı altında yürütülmesi teklifimizi içinde barındıran bu proje kapsamında bugün yapılacak çalıştayın faydalı olmasını ve sonraki çalışmalara temel oluşturmasını temenni ediyorum" dedi.
Ardından konuşmasını yapan EBYÜ rektörü Prof. Dr. Akın Levent; Anadolu da Bir Dünya Üniversitesi Vizyonu ile yola çıkan ve bunu tescillendirmek için Kurumsal Akreditasyon Programına Başvuruda bulunan, Üniversitemizin en kısa sürede 5 yıllığına akredite olacağına inanıyor ve bu süreçte emeği geçen, akademik, idari personelimize, Öğrencilerimize ve tüm paydaşlarımıza Teşekkür ediyorum" dedi.
Konuşmasını yapmak için kürsüye gelen Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, Bu vatan, binlerce yıllık şan ve şerefin, birlik ve beraberliğin bir toplamıdır diyerek konuşmasında şunlara yer verdi: Türkiye Devleti ve milletinin büyüklüğünü, sadece bugünle görmeye çalışmak bizi yanıltır. Bu vatan, binlerce yıllık şan ve şerefin, birlik ve beraberliğin bir toplamıdır. Asırlardan beri devam eden bir coşkunun ulaştığı merhaledir. Bizim mücadelemiz geçmiş, an ve geleceği kuşatan büyük bir medeniyet dairesine işaret eder. Türk tarihinin kadim geçmişi, büyük bir zenginliği de içinde barındırmaktadır. Bu zenginlik Orta Asya'dan Avrupa'ya kadar uzanan ve birçok milletle, dinle karşılaşılan, alışveriş yaptığımız büyük bir kompozisyonu işaret ediyor. Atalarımız bu geniş coğrafyayı ilmek ilmek işlediler ve bize emanet ettiler. Biz onları bıraktığı medeniyet dairesinde, huzuru, barışı, kardeşliği devraldık. Sezai Karakoç'un Alın Yazısı Saatinde dile getirdiği "Ve Kudüs Şehri. Gökte yapılıp yere indirilen şehir..." derken bu medeniyet dairesinin kirletildiğinden ve yaşanan acı tabloya dikkat çekmektedir. Bugün Nazım Hikmet de Gazze'yi görseydi aynı acıyı paylaşırdı şüphesiz. Çünkü bizim medeniyetin temeli "merhamet"tir ve geçmişten günümüze de bize bırakılan miraslardan en önemlisi bu merhamettir. Bugün burada Nazım Hikmet çalıştayı ile aslında bizim olan bize ait olan her şeye sahip çıkmanın gününü ve anını yaşadıklarını ifade etti.
Son olarak konuşmasını yapan Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti başkanı Binali Yıldırım, 'Sovyetler Birliği sınırında bulunan o dönemde Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Polonya, Romanya, Afganistan gibi ülkelere konferanslar vermek, komünizmin faziletlerini, faydalarını anlatmak için götürülmüş ve onun geldiğini haber alır. Bu ülkelerde yaşayan Türkler de coşkulu, heyecanlı şekilde onun geldiği salonları doldurmuştur. O yıllarda Nazım Hikmet'i görmek, dinlemek uzun yıllar hasretini çektikleri Türkiye'nin kokusunu işlerine çekmek, ruhuna nüfuz etmek, Türkçe konuşup söyleşmek anlamına geliyor. Oradaki Türkler için. Bu durum gitgide bölgede bulunan Türklerin Türklük şuurunu da yükseltmeye başlamıştı. Zaten Sovyetler Birliği'nde onun bu etkisi fark edilmiş ve o andan itibaren Moskova dışına çıkması yasaklanmıştı. KGB tarafından takibe alarak Türklerle buluşmasına da engel getirilmişti. Nazım Türklerle bir araya geldiğinde onlara hep şöyle demiş; Ben türküm. Sizde Türk'sünüz. Ruhumuz geleneklerimiz bir, halklarımız bir, dillerimiz kardeştir. 61 yaşında vefat eden Türk şiirinin önemli isimlerinden biri Moskova'da meşhurlar mezarlığında mefhumdur. İçinde bulunduğunuz şartlar ve gündemi esir alan ideolojiler karşısında doğrularla yanlışları ayırt etme imkânınız da olmuyor. Fırsatımız da olmuyor. Peşin peşin bir güzergâha sürükleniyorsunuz. Ve karşınızdaki düşman belleyip ona karşı her türlü husumeti gösteriyorsun. Soğuk savaş dönemi sona erdi. Sovyetler dağıldı. Şimdi Bağımsız Türk devletleri var. 5 milyon km2'lik bir coğrafyada; bir ucu balkanlarda, bir ucu Baykal Gölüne hatta Çin setine uzanan bir coğrafyada yaşayan 300 milyona yakın soydaşımız var. Bunların %60 milyonu bağımsız devlet olarak yaşıyor, diğerleri de çeşitli ülkelerde azınlık olarak yaşıyor. Bir kısmı özel Cumhuriyet şeklinde yaşamlarını sürdürüyorlar. Bize düşen görev; Avrasya coğrafyasında Türk Devletleri Teşkilatını ekonomik olarak, sosyal olarak, kültürel olarak edebiyatıyla, sanatıyla, altyapısıyla, gelişmesine katkı sağlamak ve böylece Türk devletlerini, Türk dünyanın gelişmiş ülkeler arasına sokmak, öncelikle kendi aralarında ekonomilerini, refahını daha da yükseltmek, yaygınlaştırmak, adil hale getirmek. Ortak alfabe, ortak dil, ortak tarih şuurunu yerleştirmek.
Ümit ediyorum ki; bugün gerçekleştirilen ve çeşitli ülkelerden konuşmacı olarak teşrif eden değerli akademisyenlerin görüşleriyle hem Nâzım Hikmet'in soğuk savaş dönemindeki algısı ortadan kalkacak, aynı zamanda da gerçek anlamda onun bir Türkiye sevdalısı olduğu ortaya çıkacaktır. Bu vesileyle bu önemli, cesur bulduğum bu çalıştayı düzenlemek için gayret gösteren, bu uğurda kitap yazan ve Nazım Hikmet'in birbirimizi toplumsal olarak ayrıştıran değil, aslında birleştiren, aynı şeyleri farklı sözlerle ifade eden çok değerli bir şair olduğunu ortaya koyacak bu çalıştayı gerçekleştiren, bu konuda kitap yazan değerli Ali Kafkasyalı hocamıza teşekkür ediyorum' dedi.
Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti başkanı Binali Yıldırım'a konuşmasının ardından Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Halk Edebiyatı Anabilim Dalı Prof. Dr. Ali Kafkasyalı Büyük Türk Şairi Nazım Hikmet ve Türk Dünyası adlı kitabını takdim etti. Konuşmaların ardından 10 ülkenin katıldığı panelistlerin çalıştay konuşmalar ve ardından Kafkas üniversitesi Devlet Konservatuarı orkestrasının seslendirdiği Türk Dünyası ve Nazım Hikmet şarkıları ile sona erdi.