EBYÜ Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Botanik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Prof. Ali Kandemir programını slâytlar eşliğinde gerçekleştirdi. Ali Kandemir, "Canlı hücrelerinin içerisinde DNA denen bir yazılım var. Bu yazılım hücrelerde veya hücrelerin dışındaki değişimi algılıyor hücreyi veya organizmayı koruyacak bir yenileme yapıyor. Covid'de bunu gördük. Önce ölümcül olan virüs kendisini yenileyerek insan vücuduna uyumlu hale geldi. Bir kaide var. Sessiz olanın gürültüsü büyük olur. Büyük bir felaketle karşı karşıyayız. AFAD ya da Kandili'nin sayfasına bakalım. Yüzlerce binlerce küçük deprem meydana geliyor. Belli bir değere ulaştıktan sonra biriktirdiği gücü ortaya çıkıyor. Dünyanın sıcaklığının artması ile ilgili durum da böyle. Yavaş yavaş ortaya çıkıyor. İnsan her şeyi kendi ömründe göremeyince inanmak istemiyor. Geçmişten günümüze olayın seyrine bakmak lazım" dedi.
Küresel iklim değişikliği ile ilgili örnekler veren Kandemir, "Güneşle dünyaya gelen ışığın bir kısmı havadaki gazlarla geriye yansıyor. Bu gazların bir kısmı çok tanıdık değil. Metan, karbondioksit ve su buharı tanıdığımız gazlar. Yoğunluk arttıkça gelen ışık dışarıya yansımıyor. Isı ve ışık dünyada kalıyor. Ortalama sıcaklıklar da bunların artmasına ve azalmasına bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Düşüyorsa küresel bir soğuma oldu diyoruz. Artarsa da ısınma oldu diyoruz. Şu an sözünü ettiğimiz küresel ısınmadır. Dünyanın ortalama sıcaklığı su ve karalarla birlikte 17,8 santigrat derecedir. Birkaç derecelik sapma büyük olaylara sebep oluyor. Bunun değişik nedenleri var. Dünyanın yörüngesindeki bir değişim, Ekvator veya Gronland'ın yeri bu nedenle değişmiş olabiliyor. Veya havanın ısınması ile sıcak hava kutuplara doğru yaklaşıyor buzullar erimeye başlıyor. 60 milyon yıldan beri dünyanın sıcaklığı sürekli düşmüş. Endüstri inkılâbından sonra da hava sıcaklıkları yükselmeye başlamıştır. Günümüzde daha da hızlanmış. Fosil yakıtların kullanımı çok arttı. Havadaki karbondioksit düştü. Böylece atmosfer etkilendi. Böylece organizmalar yok olmaya başladı. Bu ise dünyadaki canlıların yok olmasına sebep oldu. Kirliliğin bir kısmını arıtabiliyor, arıtamadığımızı da doğaya terk ediyoruz. Buzul devri 18-20 bin yıl önce maksimum seviyelerdeydi. Günümüzdeki bitki örtüsü buzullar sebebiyle yer değiştirdi. Anadolu'daki kar çizgisi 600 metrelere inmişti. Bu, kuzeydeki bitkilerin daha güneye sıcak bölgelere doğru inmeye başladığı anlamına gelmektedir. Havaların ısınması ile bitkilerin geri göçü başladı. Yani doğal hayatın dengesi bozuldu" ifadelerine yer verdi.
Prof. Dr. Ali Kandemir'in konuşması sonrasında kendisine Türkiye Yazarlar Birliğinin teşekkür belgesi verildi.