Erzincan'da 5 Temmuz 1993 tarihinde Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar Köyünde PKK tarafından gerçekleşen ve 33 vatandaşın şehit edildiği katliam ile ilgili 29 yıl sonra yeniden açılan dava Erzincan Adliyesinde görülmeye başladı. Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 150 sayfalık iddianamede PKK'nın kuruluşundan Abdullah Öcalan'ın yakalanmasına kadar birçok bilgiye yer verildi. Olayla ilgili daha önce ele geçirilen teröristlerin ifadelerine de yer verilen iddianame de olayın mağdurları ve tanık beyanları da yer aldı.
TEK SANIK, 'ALAKAM YOK' DEDİ
Erzincan Ağır Ceza Mahkemesinde 21 teröristin 'Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak' suçlamasıyla sanık olarak yargılandığı davada bulunan tek sanık Rojin kod adlı Süslü Tokur isimli kadın SEGBİS aracılığı ile mahkemeye katıldı. Daha önce etkin pişmanlık yasasından yararlanarak serbest bırakılan Tokur, ifadesinde okuma yazması olmadığını söyleyerek avukatının savunma yapacağını söyledi. Tokur, olayla ilgisi olmadığı PKK tarafından 1992 yılında kaçırılarak örgüt saflarına katıldığını ve daha sonra kendi rızası ile kaçarak teslim olduğunu anlattı. Savcının Tokur hakkında tutuklu yargılanma talebi ise reddedildi.
AYAĞIMDAKİ KURŞUN DELİL SAYILSIN
Mahkemede olayın mağdurları yaşadıklarını anlattı. 50 kişilik duruşma salonunun tamamını dolduran Başbağlarlılar, mahkeme heyetine bildiklerini anlattı. Katliamdan kurtulan isimler arasında bulunan Köy Muhtarı Ali Akarpınar, hala ayağında saldırıdan kalma bir kurşun olduğunu ve talep edilmesi halinde ameliyat edilerek çıkarılacak kurşunun delil olarak sayılmasını istedi.
"TÜRK MİLLETİNİ BÖLEMEYECEKSİNİZ"
Kemaliye Belediye Başkanı Mehmet Karaman, adliye önünde yaptığı açıklamada birlik mesajları verdi. Yargılamayı yeniden başlatan savcılara teşekkür eden Karaman; "29 yıl önce yaşanan bir katliam. Bugün tekrar kangren olan davamıza neşter vurulduğu için teşekkür ediyorum. Bebek katillerine sesleniyorum. Türk milletini bölemeyeceksiniz. 29 yıl önce ne dediysek yine aynısını diyoruz. Şehitler tabi geri gelmeyecek ama bize biraz da olsa rahatlık gelecek" dedi.
Kemaliye Başbağlar Köyü Dernek Başkanı Mehmet Ali Dikkaya ise yaptığı açıklamada; "Katliamın olduğu tarihte açılan dava 1997 ekim ayında Erzincan'dan İzmir'e alındı. İzmir'de kurgulanmış bir mahkemede kapatıldı. O gün devletimizi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine şikayet etmek bize zül geldiği için acımızı da skandalları da içimize gömmüştük. 2019 yılından beri incelenen yürekli savcılarımızın iddianamesi çıktı. Onları kutluyorum ve teşekkür ediyorum. O gün umutlarımızın akamete uğradı ama bugün tekrar yeşerdi. Umuyoruz ve diliyoruz ki adalet hakkıyla tecelli eder. Katliama katılan her kim varsa cezasını bulur. Bunların cezasını bulması diğerlerine örnek olur. Türkiye de bir çok faili meçhul var. Bunlara da bir örnek olur. İnşallah bir daha ne Sivas ne Başbağlar yaşanır" diye konuştu.
"HAKKIMIZI ARAYACAĞIZ"
PKK'nın katliam yaptığı sırada 12 yaşında olan ve ailesinden bir çok ismi şehit veren Mehmet Kaya şunları söyledi; "Geç gelen bir adalet içinde biz savaşımızı vermeye devam ediyoruz. Katiller bulunsun cezaları yerine gelsin. Bu bizim içimizi soğutmayacak. O gün 12 yaşındaydım. Hala acısını yaşıyoruz. Bizim acımızı hiçbir şey dindiremeyecek ama biz davacı olmaya devam edeceğiz hakkımızı arayacağız."
Katliamda babasını ve dedesini kaybeden Eyüp Aydınlı; "Katliam olduğunda 9 yaşındaydım. İstanbul'da oturuyorduk. Pazar günü yola çıktık pazartesi köye vardık. O gün yemeğe aneannemler çağırdı. Yemeği yedikten sonra babam bizden önce çıktı camiye gitmek için. Bizde 10 dakika sonra çıktığımızda yolda bir yakınımız teröristler bastı diye bizi uyardı. Köyden aşağı inerken teröristler önümüzü kestiler. Geriye dönüp toplantı yapacaklarını söyledi. Bir kadın terörist yarım saat bize propaganda yaptılar. Biz sabah fark ettik. Babam ve dedemi o gün katliamda kaybettim. Bu gün duruşma anına 30 yıla yaklaştı. Gerçek suçluların cezasını çekmediğini biliyoruz. İddianameyi bizde okuduk. Yurt dışında ikamet edenler var arananlar var ölenler var. Devletimizin güçlü olduğunu biliyoruz. Gerçekten sorumlu olanların getirilip adaletin karşısına çıkarılmasını istiyoruz" dedi.