DÜNYADA küresel ısınmanın etkisiyle iklimsel değişiklikler, çevre kirliliği, kuraklık ve doğal kaynakların yok olmaya başlaması, günümüzde sürdürülebilirliğin hayati öneminin anlaşılmasına acı bir şekilde neden oluyor. Bununla birlikte dünyada devam eden bir yapılaşma süreci de var. Tüm bu etkenleri değerlendiren Altensis Kurucu Ortağı Dr. Emre Ilıcalı yapılaşma sürecinde doğal kaynak tüketimine dikkat edilmemesi, ortaya çıkan atıkların iyi yönetilememesi durumunda doğaya ciddi zararlar verdiğini anlattı.
YÜZDE 32 ENERJI TASARRUFU
Ilıcalı, "Örneğin, dünyadaki binalar küresel enerjinin yüzde 40'ını kullanmaktadır. Bu tüketimin sonucunda özellikle fosil yakıtların kullanılması sebebiyle ortaya çıkan karbon ayak izi, ulaşım araçlarının tamamında ortaya çıkan miktardan daha fazladır. Ancak birçok sebepten ötürü yapı sektörünün durması mümkün olmadığına göre, bu sektörün neden olduğu çevre ve insan üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirmeyi hedefleyen 'yeşil bina' çözümlerine yönelmek zorundayız. Amerikan Yeşil Bina Konseyi (United States Green Building Council. USGBC) tarafından yapılan bir araştırma, yeşil bir binanın, standart bir binaya oranla ortalama olarak yüzde 32 daha az elektrik kullanarak yılda ortalama 350 metrik ton karbon emisyonunun önüne geçtiğini açıklamıştır" diye konuştu.
POTANSIYELI YÜKSEK
Sürdürülebilirlik konusunda önemli bir konuya daha dikkat çeken Ilıcalı, 'Türkiye'deki bina stokunun yaklaşık yüzde 77'sinde yalıtım uygulanmamıştır" dedi. Emre Ilıcalı, "Ülkemizdeki mevcut yapılarla karşılaştırdığımızda; İsveç'teki ortalama her bina İstanbul'daki ortalama bir binadan yaklaşık 2.8, Ankara'daki bir binadan 3.6 kat, Erzurum'daki her binadan 6 kat az yakıt kullanımıyla aynı düzeyde ısınabilmektedir. 50 milyar dolar civarında bir enerji ithalatımız var. Bunun 22.5 milyar doları doğrudan doğruya binaların ısıtılması ve soğutulmasına gidiyor. Bu veriler, Türkiye'de enerji tasarrufu sağlama potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Özetle bina inşaat yatırımlarını ne ölçüde enerji tasarruflu bir hale getirebilirsek, sürdürülebilirliğe ilişkin hatırı sayılır bir katma değer sağlamış olacağız" ifadelerini kullandı.