Turkuvaz Medya Grubu tarafından düzenlenen "3. Finansın Geleceği Zirvesi" Turkuvaz Medya Merkezi'nde gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, zirvenin açılışına gönderdiği video mesajında, finansman koşulları sıkılaşırken seçici finansman politikasının önem arz ettiğini vurgulayarak, "Bu kapsamda kısa ve orta vadede reeskont başta olmak üzere ihracata yönelik teşviklerle, orta ve orta yüksek teknolojiye dayalı üretime ve ihracata yönelik uygulamaları destekliyoruz" dedi.
BELİRSİZLİK SONA ERDİ
Bütçe görüşmeleri nedeniyle zirveye video konferansla katılan Cevdet Yılmaz, siyasi güven ve istikrarın geliştiğini dile getirerek, 12. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program ve bütçe ile birlikte politika belirsizliklerinin de ortadan kalktığını vurguladı. Böylece öngörülebilirliğin sağlandığını, yaşanan dengelenmenin TL'yi desteklerken, TL varlıklara artan ilginin de rezervlerde artış yaratarak enflasyonla mücadeleyi desteklediğini ifade eden Yılmaz, "Ağustostan itibaren aylık enflasyon güçlenen bir düşüş trendine girdi. 2024 hedefleriyle uyumlu patikaya evrilmiş enflasyonda ivme kaybı net şekilde görüldü. 2024 yılının ikinci yarısında da yıllık enflasyonda güçlü bir düşüş bekliyoruz" diye konuştu.
DÖVİZ REZERVLERİ ZİRVEDE
Brüt rezervlerin mayıs sonu itibariyle 98.5 milyar seviyesinden 15 Aralık itibariyle 142.5 milyar dolar seviyesine yükseldiğini dile getiren Yılmaz, kur korumalı mevduat hesaplarının 2023 Ağustos'unda 3 trilyon 408 milyar liradan 15 Aralık itibarıyla 2 trilyon 682 milyar liraya gerilediğini kaydetti. Yılmaz, Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk priminin de (CDS) 2.5 yılın en düşük seviyelirine gerilediğini belirterek önümüzdeki dönemde yapısal dönüşüme öncelik vereceklerine işaret etti.
YATIRIMLARA TAM DESTEK
Sağlam temellere oturan ekonomi ve maliyet politikalarını finansal hizmetlerle desteklediklerini, iyileşen finansal ortamın da makroekonomik istikrarı desteklediğini ifade eden Yılmaz, "Sıkılaşan para politikasına bağlı olarak finansman maliyetleri artarken, yatırım ve ihracatı desteklemek için finansman maliyetini düşürülmesi ekonomimizin hem dezenflasyonist hem de büyüyebilen olmasını sağlayacak. Bu yönde Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi programını yeniden yapılandırarak hayata geçirdik. Toplam yatırım tutarı en az 1 milyar lira olan yatırım projeleri aracı bankalar kanalıyla bu krediyi kullanacak" dedi. Yılmaz, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejisini destekleyici, sağlıklı bir finansal sistem doğrultusunda çalışmalarını sürdüreceklerini vurguladı.
BANKACILIK SEKTÖRÜ SAĞLIKLI
Finansman
koşulları sıkılaşırken seçici finansmanın önem arz ettiğinin altını çizen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu çerçevede kısa ve orta vadede reeskont kredileri başta olmak üzere ihracata yönelik teşviklerle, orta yüksek ve yüksek teknolojiye dayalı üretime ve ihracata yönelik uygulamaları destekliyoruz. Bankacılık sektörü de güçlü sermaye yapısı, aktif yapısıyla, kârlılığıyla oldukça sağlıklı görünüme sahip. 2023 Ekim itibariyle sektörün yıllıklandırılmış özkaynak ve aktif kaynağı sırasıyla yüzde 35.6, yüzde 4.2 gerçekleşti. 2023 Ekim itibarıyla sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 18.4 ile yüzde 8 olan yasal asgari oranın üzerindedir. Yine 2023 Ekim itibarıyla takibe dönüşen alacak oranı yüzde 1.5 ile sürdürülebilir düşük seviyede gerçekleşmiştir."
KATILIM FİNANS GELİŞTİRİLECEK
İstanbul'u bölgesel ve küresel finans merkezi haline dönüştürme vizyonuyla İstanbul Finans Merkezi (İFM) stratejisi ile eylem planının uygulanmaya başladığını ifade eden Yılmaz, "Katılım finansın geliştirilmesi önemli potansiyelin harekete geçirilmesi anlamına geliyor. Katılım finans konusunda yeni düzenlemeler yapılacak. Değişen küresel sistemde İFM odağında rekabetçi bir finansal ekosistem oluşturulması öncelikli hedeflerimiz arasında. Finansta bankacılık ağırlıklı yapıyı dengelemek ve sermaye piyasalarının payını artırmayı planlıyoruz. Teknolojik alt yapıyı güçlendirmeye devam ediyoruz. Yeşil borçlanma, sürdürülebilir borçlanma, yeşil ve sürdürülebilir kira sertifikaları sürdürülebilirlik için geliştirildi. Girişim sermayesi, proje finansmanı gibi araçları güçlü şekilde kullanarak projesi olup kaynağı olmayanları desteklemeyi sürdüreceğiz" dedi.
FİNANSAL TEKNOLOJİLERDE STRATEJİ BELGESİ OCAKTA AÇIKLANACAK
Zirvede
konuşan Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, finansal teknolojiler konusunda yapılan çalışmalara dikkat çekti. Küresel finans sistemindeki mevcut problemleri aşmanın bir yolunun da finansal teknolojiler konusunda yapılan çalışmalar olduğunu vurgulayan Aşan, "Bu alan küresel finans sisteminde standartları belirleyen unsurlara karşı bize önemli bir pencere açabilir. Önemli bir potansiyel barındıran ve güçlü bir alternatif olarak büyüyen finansal teknolojiler alanında biz de ciddi ve kapsamlı bir çalışma yürüterek strateji belgesi hazırladık. Bu strateji belgesini ocak ayının üçüncü haftasında açıklayacağız. Bazı kurumlar bu alanda çalışmaya başladı bile. Ben de bu vesile ile tüm kurumlara finansal teknoloji konusunda farklı pençelerden bakarak çalışma yapmalarını öneriyorum" dedi.
ÇÖZÜM BEKLEYEN KONULAR
Küresel anlamda finans sisteminin tehlikelerine ve önümüzdeki dönemde yaşanması muhtemel risklere değinen Göksel Aşan, "Burada temel ve çözülmesi gereken problemler var. 2008 krizinin üzerinden henüz 15 yıl geçti. Hatta pandemiyi bile unutuyoruz. Oysa o dönem tüm yayınlarda kapitalizmin sonuna geldiğimiz konuşuluyordu. Aslında üretim tarafında bir problem yok ama burada problemi görünür kılan şey finans sistemi. Sistemin yıkılacağı tartışmalarını ortaya çıkaran durum daha çok finans sitemi ile ilgiliydi. Bir yerde bir birikim varsa, orada finans sistemi vardır. Ama bir süre sonra finansman onu var eden kaynaktan bağımsız kendini büyütme yetisine sahip oluyorsa orada önemli bir problem vardır. Bir sonraki adım da finans sisteminin altındaki tüm kaynakları görünür kılmayacak şekilde kaplamasıdır" ifadelerini kullandı.
YENİ AYRIŞMA ALANI
Giderek artan bölgesel savaşlara dikkat çeken Göksel Aşan, "Üretimi gerçekleştirenlerle finans sistemini elinde tutanların büyük bir ayrışma yaşadığını görüyoruz. ABD ile Çin arasındaki gerilimin de özünde bu var. Çünkü finansa dair her şeyi regüle etme yetkinliğine sahip ABD'nin karşısında regüle edilen bu sistemin kaynağını sağlayan başka ülkeler var. Bu durum dünyadaki genel sistemi tehdit eden çok büyük bir problem. Zaten yakın dönemde yine uluslararası hukuk kurumlarının pek işe yaramadığını, uluslararası vicdanın ortaya çıkmadığını gördük" diye konuştu.
BORÇ 3 KATA ULAŞTI
"Bugün
tüm dünya ülkelerinin GDP'sinin 3 katı finansal büyüklük var" diyen Göksel Aşan, "Bu hiç sürdürülebilir bir büyüklük değil. Finans sistemi reel sektörler bir araya gelecek sürekli regülasyonlarla bu sistemi ayakta tutmaya çalışıyor. Umarım üretim ile finans arasındaki bağlantı dengeli şekilde devam eder. Bu bağ kopmaz ve finans tüm sistemi kaplamaz" şeklinde konuştu.