Her yıl 15 Ekim'de kutlanan Birleşmiş Milletler'in, kadınların tarımsal üretimde, kaynakların sürdürülebilir kullanımında, gıda üretiminde ve güvenliğinde sahip olduğu önemli konumdan hareketle ilan ettiği Dünya Kadın Çiftçiler Günü'nde toprağa iz bırakan kadınlar Millet Kütüphanesi'nde bir araya gelecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, bugün Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü sebebiyle "Toprağa İz Bırakan Kadınlar" programına katılacak. Türkiye'nin geleceğine büyük yatırım yapan "Toprağa iz bırakan ve başarı öyküleri olan üretici kadınlar" külliyede bir araya gelecek. Üreten kadınlar millet kütüphanesinde hikâyesini anlatacak.
İSTİHDAMIN YÜZDE 40'I
Tarım, kadın emeğinin en yoğun olduğu, buna rağmen en görünmez olduğu sektörlerin başında geliyor. Tarladan sofraya kadar tarımsal üretimin çapalamadan dikime, sulamadan paketlemeye her aşamasında kadınlar aktif olarak görev alıyor. Ancak, kayıt dışı istihdam en yaygın tarım sektöründe yaşandığı için kadınların bu emeği ve gücü resmî istatistiklere yansımıyor. Dünya Çiftçi Kadınlar Günü'nde ortaya çıkan veriler, kadınların tarım istihdamının yüzde 40'tan fazlasını oluşturduğunu gösteriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı'nca sağlanan desteklerden faydalanmak isteyen üreticilerin kayıtlı olması gereken Çiftçi Kayıt Sistemi'ndeki (ÇKS) 40 yaş ve altındaki kadın çiftçi sayısı son 10 yılda 4.5 katına çıkarak 9 bin 256'dan 41 bin 370'e çıktı.
KADIN İZİ ÜRETİMİ BEREKETLENDİRİYOR
Mersin'de restoran işletmeciliği yaparken eşi Timur Bulut ile tanışan 29 yaşındaki Handan Bulut, Mersin'de kurduğu hayatını bırakıp Konya'da köye yerleşti. Konya'da eşinin köyünde üretim yapmaya başlayan Bulut, eşiyle birlikte hayallerindeki çiftliği kurdu. Köy hayatını "Üretim yapmak benim terapim. Köyde olduğum, toprağa temas ettiğim zamanlarda, şehrin içindeyken yaşadığım stresten, endişeden, kalabalıktan uzaklaşıyorum" diye anlatan Bulut, "Dünya üzerinde çiftçi nüfusunun yüzde 43'ünü kadınlar oluşturuyor. Kadının emeği, üretime katkısı dünya üzerinde çok büyük. Biz kadınlar toprağımızı çok seven insanlarız. Çünkü bizde anaçlık duygusu daha fazla olduğu için toprakta yetişen pancarı olsun, domatesi olsun biberi olsun sanki çocuğumuzmuş gibi sahiplenip büyütüyoruz" dedi. 5 aylık hamile olan ve bebeklerini kucaklarına almak için gün saydıklarını söyleyen Bulut, "Tarlada vakit geçirmek benim için hamile yogası gibi bir şey oluyor. Bebeğime de iyi geldiğini düşünüyorum" diye konuştu.
HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ
Üniversitede Kimya bölümünü bitirdikten sonra eşiyle birlikte bir köye yerleşip çiftçilik yapmanın hayali kurduklarını anlatan Dudu Büyükyavuz, hayallerini Ankara'da serada üretim yaparak gerçekleştiriyor. Topraksız endüstriyel tarımla salkım domates üreten Büyükyavuz, iki çocuğunu büyütür gibi domateslerini büyütüyor. Büyükyavuz, "Dünyada her alanda olduğu gibi tarımda da kadın yer almalı. Ben de tarımın, üretimin içinde olduğum için çok mutluyum. Güzel ülkemin topraklarının kadın çiftçiler tarafından güzelleşip bereketleneceğine inanıyorum" dedi.
Rana BÜYÜKTAŞ/ANKARA