Ulusal Hububat Konseyi (UHK)'nin 2022-2023 (1 Ekim 2022-30 Nisan 2023) Buğday Üretim Rekolte Tahmini ve Değerlendirme Raporu dün yayımlandı. Rapora göre bu üretim sezonunda 7,3 milyon hektar buğday ekilişi öngörülüyor. Buğday ekim alanlarındaki değişim, yağış miktar ve dağılımları ile verimde etken lokal faktörlerle birlikte değerlendirildiğinde buğday rekoltesinin uzun yıllar ortalamasına göre Akdeniz Bölgesi'nde aynı düzeyde kalacağı, Ege Bölgesi'nde yüzde 2 ve Marmara Bölgesi'nde yüzde 5 oranlarında azalacağı, İç Anadolu Bölgesi'nde yüzde 5, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde yüzde 7'şer, Karadeniz Bölgesi'nde yüzde 15 artacağı belirtiliyor.
Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan UHK Başkanı Özkan Taşpınar, Türkiye genelinde bölgelere göre değişkenlik göstermekle birlikte buğday rekoltesi üzerine İç Anadolu ve geçit bölgelerinde mayıs ayı yağışlarının, Doğu Anadolu'da ilaveten haziran yağışlarının etkili olacağını belirterek, şu anki gözlemlere göre rekoltenin uzun yıllar ortalamasının yüzde 3,75 üstünde 20,75 milyon ton olarak gerçekleşebileceğini söyledi. Türkiye'nin 1 Ekim 2022-30 Nisan 2023 7 aylık gelişme döneminde 374 milimetre yağış aldığını ve bu oranın uzun yıllar ortalamasının yüzde 13 altında olduğunu söyleyen Taşpınar, "Kış mevsiminde yağış eksikliği ülke genelinde daha belirgin olarak hissedilmiş, son 63 yılın en düşük yağış alan ikinci kış mevsimi olmuştur. Mart ayında 96 milimetre yağış kaydedilmiş, uzun yıllar ortalamasının yüzde 56 üzerinde olmuştur. Mart ayı bu yağış ile son 27 yılın en yağışlı mart ayı olarak kayda geçmiştir. Yağış artışı nisan ayında da devam etmiş, tüm bölgeler uzun yıllar ortalamasının üzerinde yağış almıştır. Mayıs ayında da yağışlı süreç devam eğilimindedir. Bahar aylarının ülke genelinde yağışlı geçiyor olması rekolte beklentisine olumlu yansımaktadır. Ülke genelinde bölgelere göre değişkenlik göstermekle birlikte buğday rekoltesi üzerine İç Anadolu ve geçit bölgelerinde mayıs ayı yağışlarının, Doğu Anadolu'da ilaveten haziran yağışlarının etkisi olacaktır" ifadelerini kullandı.
REKOLTE 20,75 MİLYON TON
Buğday ekim alanlarının arttığına dikkati çeken Taşpınar, şöyle devam etti:
"Geçen sezon girdi maliyetlerindeki artış dikkate alınarak verilen taban fiyat, fark ödemesi ve artırılan tarımsal destekler üretici memnuniyetine yansımış ve kışlık ve yazlık buğday ekimlerinde artış olarak kendini göstermiştir. 2022-23 üretim yılında 7,3 milyon hektar buğday ekilişinin olduğu öngörülmektedir. Ekim alanlarındaki değişim, yağış miktar ve dağılımları ile verim üzerine etken lokal faktörler birlikte değerlendirildiğinde buğday rekoltesinin uzun yıllar ortalamasına göre Akdeniz Bölgesi'nde aynı düzeyde kalacağı, Ege Bölgesi'nde yüzde 2 ve Marmara Bölgesi'nde yüzde 5 oranlarında azalacağı, İç Anadolu Bölgesi'nde yüzde 5, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde yüzde 7'şer, Karadeniz Bölgesi'nde yüzde 15 artacağını öngörmekteyiz. 11 ili derinden etkileyen asrın felaketi depremden kırsalın da fazlaca etkilenmesi buğdayda bakım işlerinde aksama riski oluşturmuş, ancak her koşulda üretime devam iradesi gösteren çiftçilerin gayreti, devletin milletle kaynaşması sonucu bu risk en aza indirilmiştir. Bölgesel bu değerlendirmeler ışığında bu üretim yılındaki rekoltenin 20 milyon ton olan uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 3,75 artarak 20,750 milyon ton olarak gerçekleşebileceği değerlendirilmiştir."
GERÇEKÇİ MÜDAHALE ALIM FİYATI BEKLENİYOR
Buğday hasadına yaklaşılan bugünlerde gümrük vergisi sıfır olarak ithal edilebilen buğdayın 30 Nisan 2023 tarihinden itibaren ithalatta gümrük vergisinin yüzde 130'a çıkarılmasının üretimde sürdürülebilirlik, üreticinin korunmasına katkı sağlanması açısından olumlu bir gelişme olduğunu kaydeden Taşpınar, "Geçen üretim yılında uygulandığı üzere bu üretim yılında da TMO'nun hasat öncesi dünya fiyatları ile uyumlu, ancak girdi maliyetlerindeki artışı dikkate alan gerçekçi bir müdahale alım fiyatı belirlemesini bir gereklilik olarak görmekteyiz. Ayrıca fark ödemesi uygulamasına devam edilmesini ve tarımsal desteklerin sürdürülebilirlik dikkate alarak güncellenmesini beklemekteyiz. TMO tarafından iki üretim sezonundan bu yana 'un regülasyonu' adı altında önemli bir program hayata geçirilmiş olup, uygulama ekmek fiyatının belirli bir düzeyde tutulmasını teminen buğday müdahale fiyatı üzerindeki baskıyı hafifleten, sosyal bir program olarak toplumsal kabul görmüştür. Buğday ekim alanlarındaki yükseliş eğiliminin devamının 'un regülasyonu' programının devamı ile sıkı bir ilişki olduğundan hareketle, programın devamı yönünde gösterilecek irade hayati önemdedir" diye konuştu.