Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, Doğu-Batı arasındaki çekişmenin artık iyice su üzerine çıktığını belirterek, "Şimdi burada bizim, Türkiye'nin ve İstanbul'un önemi ortaya çıkıyor. Çekişmenin tam ortasında biz varız. Türkiye önünde çok büyük potansiyel olduğunu görüyorum" dedi. Turkuvaz Medya Grubu'nun düzenlediği İstanbul Finans Merkezi Zirvesi'nde konuşan Aşan, son iki yıldır savaşın çekişmeyi hızlandırdığını anlatarak, "En son Çin Başkanı'nın Putin'i ziyareti, orada konuşulanlar, verilen mesajlar, arkasından birtakım ülkelerin kendi para birimimizle ticaret yapacağız demeleri, finans alanında da bu çekişmenin bir noktaya doğru evrileceğini görmek mümkün. Üretim ticaret kısmındaki coğrafi kaymalar, orayı domine eden grupların el değiştirmesi bugün nispeten daha kolay, bundan 100 yıl önce kolay değildi… Fakat bugün o zenginliğin el değiştirme kısmı o kadar büyük savaşlara yol açacak potansiyel taşımıyor, bu finansal alanda gerçekleşiyor. Batı böyle bir üstünlüğü kolay kolay elinden bırakmayacaktır" ifadelerini kullandı. Önümüzdeki dönemin dünya açısından karmaşık ve kaotik bir dönem olacağını vurgulayan Aşan, hiç bir kaotik durumun kalıcı olmadığına dikkat çekti. Aşan, "Daima yerini başka bir fırsatlara bırakmış, başka bir dünya oluşmuş ve şekillenmiş. İşte şimdi burada bizim, Türkiye'nin ve İstanbul'un önemi ortaya çıkıyor. Çekişmenin tam ortasında biz varız. Bu bir taraftan zor bir iş, neticede bir yerde böyle bir fay oluşacak, çatlayacaksa bizim üzerimizden geçecek, yönetmesi çok zor bir süreç. Herhangi bir zarar almadan yönetmek lazım" diye konuştu.
GÜZEL BİR PROJE OLDU
Bu durumun aynı zamanda çok ciddi bir potansiyeli de barındırdığını anlatan Aşan, şöyle devam etti: "Bu çekişme içinde nereye gideceğinizi kestirip ona göre pozisyon alabilirseniz çok büyük bir potansiyeli yakalarsınız. Önümüzdeki dönemde Türkiye ve İstanbul'un çok önemli potansiyel taşıdığını görüyorum. İnşallah bunu iyi değerlendireceğiz, hem en az zararla çıkmalıyız bu çekişmeden hem de fırsatları çok iyi değerlendirmeliyiz. Burası bir inşaat projesi değil, doğru. İstanbul Finans Merkezi güzel bir proje oldu. Burada inanılmaz bir emek var, insanüstü bir çaba var."
YENİ" GELECEK ŞİRKETLERDEN CİDDİ TALEP GÖRÜYORUZ
İFM Genel Müdürü Ahmet İhsan Erdem, İstanbul'un sahip olduğu coğrafi konumu itibarıyla doğal bir merkez konumunda olduğunu söyledi. Sadece birkaç saatlik uçuşla trilyonlarca dolarlık bir hacme ulaşmanın mümkün olduğunu belirten Erdem, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizin 20 yılda her alanda yaşadığı büyük değişim dönüşüm, İstanbulumuzun doğal merkez olma konumunu perçinledi. Küresel ekonominin kalbinin attığı, uluslararası ticaret ve yönetim merkezlerinden biridir" dedi. İstanbul Finans Merkezi'nin 1.3 milyon metrekare ticaret alanı, 2 bin 100 kişilik konferans merkezi, 5 yıldızlı oteliyle tüm ihtiyaçlara cevap verecek nitelikte tasarlandığını anlatan Erdem, şöyle konuştu: "Dünyanın en gelişmiş teknolojileriyle donatılan tüm fiziki tesis yapısının yanı sıra İstanbul Finans Merkezi'nin gayrimenkul projesi dışında bir amacı vardır. İFM olarak oluşturmak istediğimiz ekosisteme uygun bir strateji izliyoruz. Ulusal ve uluslararası kuruluşlardan çok ciddi teveccüh görüyoruz. Ülkemize yeni gelecek şirketlerden de çok ciddi manada talep görmekteyiz."
HALKA ARZLARLA 17 MİLYARLIK FON
Sermaye
Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Türkiye'nin kaliteli insan kaynağı, dijital dönüşüm başarısı ve gelişmiş finansal piyasalarının finans merkezine destek sağladığını belirterek, "İFM yönetiminde yer alan bankalar, üst kurullar, şirketler oluşturdukları ekosistemle stratejik konumdaki finans sektörüne destek sağlayacak" dedi.
KISA VADEDE BÖLGESEL MERKEZ
Finans merkezlerinin ülkelere pek çok avantajlar sağladığını vurgulayan Gönül, "İFM'nin uluslararası fonların Türkiye'ye çekilmesi, ekonomik büyümeye ve istihdama katkısı, uluslararası ve hukuk normlarına uyumun hızlandırılması, finansal ürün çeşitliliğinin artırılması, kaliteli insan kaynağına erişim gibi avantajları olacak. İstanbul kısa vadede bölgesel, orta-uzun vadede küresel finans merkezi olmaya adaydır. Farklı ülkelerden global şirketler İFM'de yerini alacak. Sermaye piyasası dünya klasmanında önemli yere sahip olacak. Ve bu sinerji toplumun tüm kesimlerine dalga dalga yayılacak" diye konuştu.
FİNANSAL OKURYAZARLIK PORTALI AÇILIYOR
SPK'nın
şirketlerin kurulumu, halka arzı, sermaye artırımı gibi tüm işlemleri elektronik ortamda yapabilecekleri altyapıyı hayata geçireceklerini söyleyen Ömer Gönül, şöyle konuştu: "Bu işlemler artık daha şeffaf takip edilebilir olacak. Risk merkezimizle piyasa verilerinin anlık takip edilebileceği bir sistemi hayata geçireceğiz. Son iki yılda sermaye piyasasında arz ve talep tarafından ciddi artışlar yaşandı. 2021-2022 yıllarında 92 şirketin ilk halka arzı gerçekleşti. Böylece sermaye piyasasından 41 milyar lira fon elde ettiler. 2023'te halka arzlar tüm hızıyla sürüyor. Yılbaşından bu yana 10 şirket halka arz gerçekleştirdi, birinin süreci de devam ediyor. Yaklaşık 17 milyar lira büyüklüğünde fonu şirketlere kaynak olarak sağladık. Pay piyasasındaki yatırımcı sayısı 2.5 yılda iki kat arttı ve 4.8 milyon yatırımcıya ulaştık. Bu tüm paydaşlara önemli sorumluluklar yüklüyor. Yatırımcıların hak ve menfaatlerini korumak ve finansal okuryazarlık için çalışıyoruz. Tüm yatırımcı profilini kapsayacak, finansal okuryazarlığı geliştirecek portalı yakında açıyoruz."
YEŞİL FİNANSA ÖNCÜLÜK EDEBİLİR
Türkiye büyümesinin istihdam, üretim, ihracat ve cari açığı ortadan kaldıracak bir model üzerinde hareket ettiğini ifade eden Mehmet Ali Akben, "Bu sebeple kullandırılacak kredilerin alanlarını tespit etmek önem arz ediyor. Dışarıdan bizim modelimizde doğrudan yatırım çekilmesi, ülkemize gelen yatırımların sıcak para veya piyasayı bozucu etkilerden arındırılmış olması gerekiyor. Burada ithalat ihracat dengesini mutlak suretle ihracat lehine geliştirmemiz lazım. Doğal kaynaklarımız harekete geçmeli. İthal girdi yerine yerli üretimin teşvik edilmesi lazım. Bunu sağladığımızda cari açığa da olumlu katkısı olacaktır" dedi. Akben, İFM'nin yeşil finansa öncülük etme şansına sahip olduğunu belirterek, "Ülkemiz teknolojik olarak da altyapı olarak da buna çok uygun. Dünyanın çeşitli merkezlerinin ortasında bir yerde. Bu merkez sadece binalar yığını değil. Binalar ve finansın ruhu bu gelişmelerle hareket edecek. Türkiye'de rakamlarının birbirine yakın olması gerekir. Hedef bu olmalı" diye konuştu.
İFM İNOVASYON ODAĞI OLACAK
Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, İFM'nin Türkiye'nin finansal ekonomik güç haline gelme sürecinin önemli adımı olduğunu belirterek, "Gelecek dönemlerde küresel düzeyde sorunların yoğunlaşmasını bekliyoruz. Özellikle dünya genelinde devam eden enflasyonist sürecin bir küresel ekonomik yavaşlamaya dönüşme ihtimali yüksek. Küresel resesyon bizim gibi gelişen ekonomileri etkilemektedir. Bu bakımdan reel ekonomimizi ve onu finanse eden finansal kuruluşların sağlam ve güçlü olması önem arz etmektedir. Bankaların banka dışı mali kuruluşlara yayılarak genişletilmesi gerekmektedir" ifadelerini kullandı.
BANKALAR DÜNYAYA ÖRNEK
ABD'deki banka sorunlarına da değinen Akben, şöyle konuştu: "Bizim bankacılık sistemimiz 2015-2016 yılından beri Basel standartlarında uygunluk görüşünü aldı. Şu anda dünyada yaklaşık 50'ye yakın ülkede bu uygunluk devam etmektedir. Sıkı şekilde denetlenmektedir. İFM'nin finansal kuruluşlar için yalnızca fiziki bir alan değil, bankacılık ve diğer kuruluşlar için inovasyon odağı olacağını düşünüyoruz. Bizim bankacılık sektörümüz Avrupa'da ve dünyadaki birçok bankaya da örnek teşkil eden bir yapıya sahip. Son yaptığımız dijital bankacılık düzenlemeleri Avrupa'daki, dünyadaki benzer uygulamalara önderlik edebilecek konumdadır. Sektörün sermaye yeterlilik rasyosu, aktif büyüklüğü, NPL oranları dünya Avrupa rekabet ortalamalarına bakıldığında çok iyi durumdadır. Gecikmiş alacak oranı (NPL) yüzde 1.8 seviyesinde ve Türkiye'de şu anda bugüne kadar ki en iyi rakam. Geçen haftalarda bir bankanın raporunu gördüm. 'NPL artacak' diyor. Bunu yıllardır ifade ediyorlar ama bir türlü o noktalara gelmiyor."