Türkiye Çelik Üreticileri Derneği, Ekim ayına ilişkin üretim, tüketim ve dış ticaret verilerini açıkladı.
Türkiye'nin ham çelik üretimi, 2021 yılının Ekim ayında, 2020 yılının aynı ayına göre %8,0 oranında artışla 3,5 milyon ton oldu. TÇÜD tarafından yapılan açıklamaya göre, Ocak-Ekim döneminde ise 2020 yılının aynı dönemine göre %14,2 artışla 33,3 milyon ton olarak gerçekleşti.
Ekim ayında, nihai mamul tüketimi, 2020 yılının aynı ayına kıyasla %0,6 azalışla 2,5 milyon ton, Ocak-Ekim döneminde %13,2 artışla 27,6 milyon ton seviyesinde geldi.
İHRACAT VE İTHALAT
Çelik ürünleri ihracatı, Ekim ayında, bir önceki yılın aynı ayına kıyasla, miktarda %23 artışla 1,9 milyon ton, değerde %124 artışla 1,8 milyar dolar seviyesine, Ocak-Ekim döneminde ise 2020 yılının aynı dönemine göre miktarda %24,6 artışla 16,6 milyon ton, değerde ise %98,5 artışla 13,4 milyar dolar oldu.
Ekim ayında miktarda %7,9 oranında artış ile 1,04 milyon ton, değerde ise %90,5 artışla 1,2 milyar dolar olarak gerçekleşen ithalat, Ocak-Ekim döneminde, miktarda %24,8 artışla 12,9 milyon ton, değerde %88,6 artışla 11,7 milyar dolar seviyesine yükseldi.
2020 yılının Ocak-Ekim döneminde %109 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2021 yılının aynı döneminde %115 seviyesine yükseldi.
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği'nin konu ile ilgili değerlendirmesinde şu bilgiler verildi:
2020 yılında Türkiye'nin çelik üretimi, dünya üretimine kıyasla 6 puan daha fazla artarak %6,1 seviyesinde gerçekleşmişti. 2021 yılının ilk 10 ayında da, dünya ham çelik üretimi %5,9 artış kaydederken, Türkiye'deki üretim artışı %14,2 oldu. Önümüzdeki 2 ay içerisinde de bu eğilimin devam edebileceği dikkate alındığında, 2020 yılındaki pozitif duruma ilave olarak, Türkiye'deki üretim artışının yıl sonunda, dünya çelik üretimindeki artışın 3 misli üzerinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Hiç şüphesiz üretimdeki bu artışta yurtiçi değil, yurtdışı talep önemli rol oynamaktadır. İhracattaki canlılık sayesinde, bütün koruma tedbirlerine rağmen, sektörümüz uluslararası piyasada başarı göstermektedir. Bu durumun önümüzdeki aylarda da devam etmesi beklenmektedir. Diğer taraftan, koruma politikalarının en yoğun olarak uygulanmaya devam edildiği bir dönemde, ihracatın ithalatı karşılama oranının %109 oranından %115 seviyesine yükseltilmiş olması önem taşımaktadır. Buna karşılık, ithalattaki artışın devam ediyor olması, sektörde büyük rahatsızlığa yol açmaktadır. Ekim ayında yurtiçi tüketimdeki düşüşe rağmen, ithalatta %7,9 oranında bir artış kaydedilmiştir. Düşen tüketime rağmen ithalatın artmaya devam etmesi, çelik sektörümüzün yurt içi pazardaki payının gerilemesine sebep olmaktadır. ABD ile AB arasında çelik ithalatındaki gümrük tarifeleri anlaşmasının ardından, dünya çelik ticaretinde yaşanmakta olan yüksek seviyedeki koruma duvarlarının düşürülmesi yönünde yeni bir döneme girilmiştir. Güney Kore, Japonya ve İngiltere gibi ülkeler ABD ile, çelik ithalatlarına uygulanan vergilerden muaf tutulmaları yönünde müzakere süreçlerine başlamıştır. ABD ve AB ülkeleri ile genel dış ticaretimizin dengeli bir yapıda olduğu dikkate alındığında, ABD ile ikili ticaret hacminin 100 milyar dolar seviyesine ulaştırma çabaları gözetilerek, ABD-AB arasındaki kota uygulamasının ülkemiz ile de yürürlüğe konulması ve benzer durumun AB ile olan ilişkilerimizde de mevcut kotaların esnetilmesi şeklinde uygulanması önem taşımaktadır. "