Dünyada iklim değişikliği ve savaşlar nedeniyle "enerji arz güvenliği" kritik önem arz ederken, hidrojen enerjisi bu anlamda öne çıkıyor.
Yerli ve yenilenebilir kaynaklarıyla arz güvenliğini sağlamak amacıyla yeşil teknoloji dönüşümüne odaklanan Türkiye, rüzgar, güneş, jeotermal ve hidroelektrik gibi enerji kaynaklarıyla hidrojen yatırımlarını da ön plana aldı.
Bu kapsamda Balıkesir'in Bandırma ilçesi merkez olmak üzere Güney Marmara Bölgesi'nde kurulum aşaması süren Hidrojen Vadisi Projesi'nin, Türkiye'yi bu alanda dünyanın önde gelen oyuncularından biri haline getirmesi hedefleniyor.
Projenin paydaşlarından TÜBİTAK, hidrojen ve karbon yakalama, kullanma ve depolama gibi teknolojilerin de aralarında bulunduğu AR-GE ve yenilik faaliyetlerine destek vermeyi planlarken, konu dün Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın Brüksel ziyareti kapsamında da gündeme geldi.
Bakan Kacır, "Türkiye'nin ilk hidrojen vadisini kurmak için Avrupalı araştırmacılarla birlikte çalışıyoruz. Türkiye'yi batarya teknolojileri, çip üretimi, uzay teknolojileri, biyoteknoloji, hiper ölçekli veri merkezleri, güneş, rüzgar ve hidrojen enerji sistemleri gibi yenilikçi ve çığır açıcı teknolojilerin merkezi olarak konumlandıracağız." açıklamasında bulundu.
"AKDENİZ ÜLKELERİNE ÖRNEK OLACAK"
Hidrojen Vadisi Proje Koordinatörü Mehmet Volkan Duman, AA muhabirine, projeyle oluşturulan modelin tüm Akdeniz ülkeleri için örnek teşkil edeceğini söyledi.
Bunun Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda diğer hidrojen vadilerinin de önünü açacağını belirten Duman, "2030'da yıllık 10 milyon ton hidrojen ithalatını amaçlayan AB'ye hidrojen ve türevlerinin ihracatında, Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapılarından Güney Marmara Bölgesi'nin yenilenebilir enerji potansiyeliyle öne çıkmasını da hedefliyoruz. Hidrojen, hem Türk sanayisinin yüzde 100 temiz dönüşümünü sağlamakta hem de enerji ihracatçısı konuma gelmemizde önümüzdeki dönemde önemli bir araç olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
HİDROJENDE 2 PROJE
TÜBİTAK'ın iklim değişikliğine karşı çözüm arayışları çok yönlü olarak devam ederken, bu çalışmalar kapsamında "Güney Marmara Hidrojen Kıyısı -HYSouthMarmara Vadi Projesi" ile "Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu Güdümlü Projesi" için konsorsiyum anlaşmalarına imzalar 27 Nisan'da atılmıştı.
5 yılda tamamlanması hedeflenen "Hidrojen Vadisi Projesi", Türkiye Ufuk Avrupa Programları tarihinde 8 milyon avro ile en büyük hibeyi kazanarak 1 Temmuz'da uygulama dönemi başladı ve Güney Marmara Kalkınma Ajansı koordinatörlüğünde Bandırma merkezli olarak hayata geçiriliyor.
Hidrojen ekonomisinin gelişimini destekleyecek 38 milyon avroluk 15 paydaşlı proje tamamlandığında endüstride fosil yakıt kullanımının azaltılmasında önemli bir adım atılmış olacak. Sanayinin bir bölümü küçük ölçekli de olsa karbondan arındırılmış olacak.
Enerjisa Üretim'in sahasında üretilecek yıllık minimum 500 ton yeşil hidrojen Linde Gaz tarafından taşınacak. Hidrojen Peroksit, Kale Seramik, Şişecam ve Eti Maden'in tesislerinde kullanılacak. Projeyle sadece yeşil hidrojen üretimine değil türevlerinin üretimine de odaklanılacak. Ülkenin yurt dışına bağımlı olduğu metanol ve amonyak da yeşil yöntemlerle bu proje sayesinde yurt içinde üretilecek.
Türkiye, "Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu" projesiyle ise hidrojen üretiminde kullanılan elektrolizör teknolojisini de yerli ve milli imkanlarla ileriye götürmek istiyor. Proje ile Türkiye'nin en büyük kapasiteli ilk yerli yeşil hidrojen tesisi hayata geçirilecek.
24 ay sürecek projeyle, planlı ve temiz üretim odaklı büyümesi hedeflenen sanayi için gerekli olan teknolojilerde yerli kapasite geliştirilerek önemli bir adım atılması hedefleniyor.
Güney Marmara'da Türkiye'nin ilk yeşil endüstri bölgesini sıfırdan kurmak için çalışmalar başlayacak ve yeşil dönüşüm sürecinde önemi daha da artacak olan bor mineralinden katma değeri daha yüksek ürünler elde etmek için yeni endüstri bölgelerinin oluşmasının bu alandaki sinerjiyi daha da tetiklemesi bekleniyor.
Hidrojen Vadisi, hidrojenin üretildiği, depolandığı, tüketildiği, firmaların hidrojeni hem üretip hem kullandığı bir kümelenme olarak tanımlanıyor. Birçok endüstriyel uygulama için alternatif bir enerji kaynağı olan hidrojen, kimya endüstrisinde ve diğer birçok üretim sürecinde kullanılıyor. Örneğin gübre ve ilacın ham maddesi olan amonyağın üretiminde hidrojene ihtiyaç duyuluyor. Hidrojen, petrol rafinerilerinde yakıt kalitesini artırmak ve kirleticileri azaltmak için de kullanılıyor.
Bilinen tüm yakıtlar arasında en yüksek enerji içeriğine sahip olan hidrojen enerjisi, en çok da petrol türevi yakıtlara oranla daha verimli olmasıyla öne çıkıyor.
Hidrojen Vadisi gübreden tekstile, ısınmadan elektroniğe hatta otomotivden uzaya kadar pek çok sektöre alternatif kaynak sağlayacak.