Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bahçesinde yaptığı basın açıklamasında, taleplerini son dönemde yaşanan ekonomik gelişmeleri göz önünde bulundurarak belirlediklerini söyledi.
Ayakları yere basan, Türkiye gerçekleriyle örtüşen bir toplu sözleşme talebiyle masaya gittiklerini ifade eden Kahveci, "Bu taleplerimizin tamamı pazarlığa açık talepler. İnşallah kamu işveren heyeti de aynı hassasiyeti gösterir." dedi.
Kahveci, Türkiye Kamu-Sen olarak birinci altı ay için yüzde 40 artış istediklerini bildirerek, şöyle konuştu:
"Bu yüzde 40'la beraber yüzde 10'luk refah payı ilave edilmesini talep ediyoruz. İkinci altı ay için de yüzde 30'luk bir artış talep ediyoruz. Tabii ki bu yıla yönelik taleplerimizin toplamının kümülatifi yüzde 100,2'ye tekabül ediyor. 2025 yılı için ise birinci altı aya yüzde 20, ikinci altı aya yüzde 20, artı birinci altı aylık yüzde 20'lik zam yapıldıktan sonra yüzde 10 refah payı talep ediyoruz.
Taleplerimiz gerçekleşirse 2024 yılı itibarıyla ocak temmuz arasında en düşük devlet memuru maaşı 32 bin 148 lira olacak. Yıl sonu itibarıyla da yani temmuz-aralık dönemi itibarıyla 41 bin liraya ulaşacak."
Kahveci, yoksulluk sınırının 35 bin liranın üzerine çıktığını ifade ederek, "Bu ücret taleplerimiz karşılık bulduğu zaman ortalama memur maaşı 38 bin 578 lira, yıl sonu itibarıyla da 50 bin 152 liraya yükselecek." diye konuştu.
Yeni göreve başlayan bekar bir memurun maaşının da 22 bin liraya tamamlanmasını beklediklerini belirten Kahveci, enflasyon farkının her ay memur maaşlarına, emeklilerin maaşlarına yansıtılmasını, lojmanda oturmayan tüm kamu çalışanlarına 7 bin 851 lira aylık kira yardımı yapılmasını, nöbet, ek ders, fazla çalışma ücretlerinin artırılmasını talep etti.
Yeni bir personel rejimine ihtiyacın olduğunu ifade eden Kahveci, bu süreci inşa etme noktasında ellerinden geleni yapacaklarını bildirdi.
Kahveci, toplu sözleşmelerin bu haliyle yürütülemeyeceğini savunarak, "Toplu sözleşmede 3 milyon 750 bin çalışan, 2 milyon 450 bin emekli memurun adına tek kişi karar veremez. Biz masaya üyelerimizden aldığımız yetkiyle oturuyoruz. Benim üyelerimin bana vermiş olduğu yetki başka birine devredilemez. Onun için toplu düzeninden alın da grev, toplu sözleşmeyle bütünleşen bir grev hakkı, yönetime katılma hakkı, siyaset hakkını içeren bir sendika yasasını da kazandırmamız gerektiği düşüncesindeyiz." diye konuştu.
BOZGEYİK: "KAMUSAL HİZMETLERİN GÜÇLENDİRİLMESİ NOKTASINDAKİ TALEPLERİMİZİ İLETECEĞİZ"
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik de enflasyonun her geçen gün arttığını ifade ederek, "Sayın Maliye Bakanı'nın ifade ettiği gibi emekçilere yoksullara ve işçilere bir kemer sıkma politikasının neo-liberal politikaların daha fazla dayatılacağı bir döneme girmek üzereyiz. Biz bu politikalara teslim olmayacağız." diye konuştu.
Bozgeyik, kamu emekçilerin sorunlarına değinerek, şunları kaydetti:
"Toplu sözleşme masasında özelleştirmenin durdurulması ve kamusal hizmetlerin güçlendirilmesi noktasındaki taleplerimizi ifade edeceğiz. Özellikle kamu-özel işbirliği projeleriyle şehir hastanelerine, köprülere, tünellere aktarılan kaynaklarımızın durdurularak buraların kamulaştırılması ve kamu emekçilerinin de yönetimde söz ve karar sahibi olduğu yeni bir çalışma yaşamının inşa edilmesi ile ilgili taleplerimizi ileteceğiz."