Yılmaz, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünce planlanan, Elazığ Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ev sahipliğinde gerçekleştirilen "Limnolojik Etüt ve Avlanabilir Stok Tespiti" konulu hizmet içi eğitim programına katıldı.
Burada konuşan Yılmaz, Türkiye'nin denizleri ve iç su kaynakları ile su ürünleri üretimi açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu söyledi.
Su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilirliğinin, artan dünya nüfusunun gıda ihtiyacının karşılanması noktasında büyük önem taşıdığını ifade eden Yılmaz, "Bu bağlamda herkese, kullanıcılara, karar vericilere, bilim adamlarına son derece önemli görevler düşüyor. Bu kaynakları koruma ve kullanma dengesinin yanında bunların sürdürülebilirliği de çok önemli. Sahip olduğumuz bu kaynaklar içerisinde denizlerde 500 civarında, iç sularda 380 civarında balık türümüz var. Bu balık türlerimizi gerçekten dinamik tutmak anlamında sahiplenmemiz gerekiyor." diye konuştu.
"SU ÜRÜNLERİMİZ SON DERECE SAĞLIKLI VE KALİTELİ"
Yılmaz, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve azalan stokların takviyesi noktasında önemli görevleri yerine getirerek, hayvansal protein ihtiyacının karşılanması, sağlıklı gıda arzı, istihdam ve üretimle ülke ekonomisine katkı sunduklarını dile getirdi.
2021 yılında 56 milyon sazan yavrusu üreterek, Türkiye genelinde 74 ildeki 1023 kaynağın balıklandırılmasında kullandıklarını aktaran Yılmaz, 2022 hedeflerinin 84 milyon, 2023 hedeflerinin ise 100 milyon balık üretmek olduğunu belirtti.
Yılmaz, Elazığ'ın su ürünleri üretiminde, baraj, akarsu ve göletlerle ciddi bir potansiyele sahip olduğuna işaret ederek, "Türkiye üretiminin alabalık için söylüyorum, yüzde 22'sini karşılayabilecek bir potansiyele sahip. Geçen yıl 2021 yılı itibarıyla sadece Elazığ'da 96 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Türkiye'ye endekslediğiniz zaman 2021'de tarım hasılası içerisinde yüzde 10'luk kısımda sadece su ürünleri ihracatı gerçekleştirdik. 2021 yılında 1 milyar 400 milyon dolar tarım hasılası içerisinde bu ihracatı gerçekleştirirken 106 ülkeye direkt ihraç ettik. Gerçekten ürettiğimiz balıklar, su ürünlerimiz son derece sağlıklı ve kaliteli. Hem Elazığ'ımız üretiyor hem Türkiye üretiyor ve bunu dünyaya ihraç ediyoruz." ifadelerini kullandı.
"İÇ SULARDA KÜLTÜR ALABALIKÇILIĞI KONUSUNDA CİDDİ ÜRETİM KAPASİTEMİZ VAR"
Elazığ Valisi Ömer Toraman da Bakanlığın, kurduğu araştırma enstitüleri aracılığıyla tarımsal üretimin sürdürülebilirliği noktasında önemli çalışmalar yürüttüğünü aktardı.
Elazığ'ın su kaynakları açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu ve alabalık üretiminde gelinen noktayla bundan en iyi seviyede istifade edildiğini belirten Toraman, "İç sularda kültür alabalıkçılığı konusunda çok ciddi bir üretim kapasitemiz var. Artık sadece balık üreten değil balığın işlenmiş ürünlerini de piyasaya sunabilir ve ciddi manada ihraç edebilir duruma geldik." dedi.
Elazığ Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürü Özkan Özbay da Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre dünya genelinde yaklaşık 96,4 milyon ton olan su ürünleri avcılık miktarının 12 milyon tonunun iç sulardan elde edildiğini belirtti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2020 yılında Türkiye'de 292 bin ton denizlerden, 33 bin ton iç sulardan olmak üzere 325 bin ton su ürünleri avlandığını ifade eden Özbay, bu bağlamda su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı noktasında limnolojik etüt ve avlanabilir stok tespiti çalışmalarının önemli olduğunu vurguladı.
Özbay, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 21 ilde bulunan Tarım ve Orman müdürlüklerinin teknik personeline hizmet içi eğitimler verdiklerini anlatarak, "Son 5 yılda kurum olarak özellikle eğitim, Ar-Ge ve üretim yönümüzü ön plana çıkardık. Balıklandırma kapsamında üretim yaptık ve her sene eğitim faaliyetlerimiz devam ediyor. İl ve ilçe tarım müdürlüklerine yeni gelen ve daha önce böyle bir eğitim almamış olan teknik personelin konu hakkında gerekli donanıma kavuşması açısından bu eğitimlerin son derece faydalı olduğunu düşünmekteyiz." şeklinde konuştu.
İl Tarım ve Orman Müdürü Ali Kılıç da iklim değişikliği ve insan faaliyetlerinin su kaynaklarını tehdit eder hale geldiğini ifade ederek, bu nedenle su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı konusundaki bilimsel araştırmaların önemli olduğunu, buna yönelik eğitim programlarını önemsediklerini kaydetti.