Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Bölgesel Ekonomik Görünüm raporu yayımlandı. Raporda, Türk ekonomisi için daha önce açıklanan yüzde 2,4 olan büyüme tahmini revize edilerek 3,5 yükseltildi.
EBRD'nin Bölgesel Ekonomik Görünüm raporunda, Bankanın Türkiye dahil faaliyet gösterdiği bölgelerde bu yıl büyümenin ortalama yüzde 2,4'e düşeceği öngörüldü.
Bankanın Türk ekonomisi için mayısta bu yıla ilişkin açıkladığı yüzde 2,5'lik büyüme tahmini ise yüzde 3,5'e yükseltildi.
2024'TE YÜZDE 3 BÜYÜME
Yukarı yönlü revizyonun, seçim öncesi mali canlanmanın etkisiyle yılın ilk yarısındaki güçlü büyümeyi yansıttığı aktarılan raporda, Türkiye ekonomisinin 2024'te yüzde 3 büyüyeceği öngörüldü.
Raporda, beklenen büyüme performansına karşı kısa vadeli dış borcun 200 milyar doları aşması ve cari açığın 60 milyar dolar seviyesinde seyretmesi nedeniyle dış finansman dengesizliklerinin devam ettiği kaydedilirken, döviz rezervlerinin arttığı ancak mütevazı kalmaya devam ettiği ifade edildi.
EKONOMİDE OLUMLU SİNYALLER
Ortodoks ekonomi politikalarına geri dönüşün olumlu bir sinyal olarak görüldüğü raporda, Mart 2024'teki yerel seçimlerin önemli bir etken olacağı belirtildi.
EBRD ekonomistleri Türkiye'nin son yıllarda nispeten güçlü bir büyüme performansı sergilediğini ancak yavaşlama görüldüğünü ifade ederken, raporda Türkiye ekonomisinin büyümesinin 2023'ün ilk yarısında geçen yılın aynı dönemindeki yüzde 5,6'dan yüzde 3,9'a gerilediği kaydedildi.
EBRD'nin Türkiye'deki yatırımları, büyük bölümü özel sektörde olmak üzere, 18 milyar avro seviyesinde bulunuyor.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Bölgesel Başekonomisti Rafik Selim, Türk ekonomisinde atılan adımların etkilerinin görülmeye başlandığını belirterek, "Yabancı sermaye akıyor, yabancı yatırımcıların dönüşünün sinyalini veriyor ve rezervlerin yeniden inşasına yardımcı oluyor." dedi.
Selim, EBRD'nin bugün açıklanan Bölgesel Ekonomik Görünüm raporunda, Türkiye ekonomisi için bu yıla ilişkin büyüme öngörüsünü yüzde 3,5'e yükseltmesinin ardından AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Bu yıl yüzde 3,5'lik büyümenin ardından Türk ekonomisinin 2024'te yüzde 3 büyümesini beklediklerini kaydeden Selim, yukarı yönlü revizyonun bu yılın ilk yarısındaki ve özellikle ikinci çeyrekteki beklenenden güçlü büyümenin yansıması olduğunu dile getirdi.
Selim, büyüme tahmininin yükseltilmesinin aynı zamanda çalışan ve emekli maaşlarındaki artışlar, EYT, hükümet destekli garantiler, bankaların kredi artışlarını sağlayan borç verme hedefleri, seçim öncesi mali teşvikler ile 6 Şubat depremleri sonrası toparlanma ve yeniden yapılanma harcamalarındaki artıştan kaynaklandığını anlattı.
"YABANCILARIN TÜRK HİSSE SENETLERİ VE TAHVİLLERİ GÜÇLÜ ŞEKİLDE ARTTI"
Seçim sonrası yeni ekonomi yönetimi tarafından alınan tedbirlerin piyasalar tarafından "temkinli bir iyimserlikle karşılandığını" ifade eden Selim, "Türkiye'nin CDS priminde tarihi zirve olan Mayıs 2023'ten beri düşüşe tanık oluyoruz. Yatırımcı güveninde de iyileşme görüyoruz. Yabancıların Türk hisse senetleri ve tahvilleri güçlü bir şekilde arttı." dedi.
Selim, politika faiz oranlarında art arda yapılan artışlar, katma değer ve diğer vergilerde artışlar ve lirayı korumaya yönelik müdahalelerin azaltılması gibi yeni tedbirlerle cari açığın düşürülmesi ve döviz rezervlerinde yeniden yapılanma sağlamasının beklendiğini belirterek, "Eylülde açıklanan Orta Vadeli Plan yatırımcılar tarafından olumlu karşılandı ve yetkililerin fiyat istikrarı, kaynakların verimli dağıtımı ve büyümenin sürdürülebilirliği konusundaki kararlılığının sinyalini verdi." diye konuştu.
Sıkılaşan maliye ve para politikalarının bu yılın ilk yarısında büyümenin yavaşlamasına yol açacağını aktaran Selim, öncü göstergelerin tüketici ve işletmelerin daha az harcadığını gösterdiğini ve mali açığın da geçen yıllara göre yüksek kalabileceğini söyledi.
Selim, tedbirlerin bazı etkilerinin şimdiden görülmeye başlandığını belirterek şöyle konuştu:
"Turizm gelirlerinin de güçlü şekilde artmasıyla Temmuz 2023'te, Ekim 2021'den beri ilk aylık cari fazla oluştu. Yabancı sermaye akıyor ve yabancı yatırımcıların dönüşünün sinyalini veriyor ve rezervlerin yeniden inşasına yardımcı oluyor. Türkiye'nin uzay ve savunma, enerji ve doğal kaynaklar gibi farklı sektörlerde de Körfez ülkelerinden 50 milyar dolar seviyesinde yatırım alabilmesi, Türkiye ekonomisine olumlu yansıyacak.
Aynı zamanda, yatırımcıların ve onların güveninin cezbedilmesi ve sürdürülmesi için Ortodoks ekonomi politikasına geçişin sürdürülmesi hayati önem taşıyor. Yatırımcıları çekmeye devam etmek için makroekonomik istikrarı sürdürmek ve daha sürdürülebilir bir büyüme sağlamaya ihtiyaç var. Türkiye'nin uzun vadeli büyüme potansiyelinin sağlanması için çözülmesi gereken sistemik sorunlara da odaklanmak gerekiyor."
Selim, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi için yapısal reform gündeminin yeniden canlandırılması gerektiğini sözlerine ekledi.