Türkiye 2016 yılında radikal bir karar alarak enerjide verimliliği artırmak için yaz saati uygulamasına geçti. Bu uygulama ile Türkiye 6 milyar TL gibi bir tasarruf sağladı. Bazı çevrelerce, 'Çocuklar okula karanlıkta gidiyor. Mesai saatleri karanlıkta başlıyor.' söylemleri ile bu uygulamadan vazgeçilmesi gerektiği savunulsa da, küresel enerji krizinin patlaması ile dünya Türkiye ile aynı çizgiye geldi. Avrupa, Berat Albayrak'ın Enerji Bakanlığı döneminde başlatılan yaz saati uygulamasına geçmek için çalışma başlatırken, ABD de benzer bir adım attı. ABD'de 15 eyalet enerji tasarrufunu sağlamak amacı ile senatodan yaz saati uygulamasına geçme kararını almasını istedi. Senato, kararı onaylar ise ABD 2023 yılında yaz saati uygulamasına resmen başlayacak. Enerji Uzmanı Dr. İsmail Kavaz, enerji verimliliği açısından sabit saat uygulamasının çok önemli olduğuna dikkat çekti, sabah.com.tr'ye önemli değerlendirmelerde bulundu. Kavaz, "Bugün mesela teknolojide bize öncü gördüğümüz ülkelerin başında ABD ve Avrupa geliyor. Ama bu kez biz bu noktada onlara öncü olduk. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve o dönemin Enerji Bakanı Berat Albayrak şunun çok net farkındaydı. Türkiye fosil yakıtlar bakımından yüzde 70 civarında dışa bağımlılığı var. Ya biz bu maliyeti vereceğiz ya da kendi yağımızda kavrulacağız. 'Alternatif yenilenebilir enerji kaynaklarımızı kullanmaya hız vereceğiz, yaz saati gibi, sanayi ve ulaşımda enerji verimliliğini kullanacağız.' diyerek karar verdiler." dedi.
(İSMAİL KAVAZ)
'1974 VE 1979'DAKİ ENERJİ KRİZİNDEN DAHA DERİN BİR ENERJİ KRİZİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Dr. İsmail Kavaz, dünyanın bir enerji krizi içerisinde olduğunu ve buradan çıkış için de alternatif enerji kaynaklarına büyük ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Kavaz, dünyanın içinde bulunduğu enerji krizini şöyle değerlendirdi:
Avrupa'da ve ABD'de Rusya-Ukrayna savaşı sonrası enerji krizi biraz daha erkene çekildi. Kovid-19 sürecini şöyle değerlendiriyorum; 1974 ve 1979'de enerji krizleri yaşandı. Bir diğer enerji krizini de dünya şu anda yaşıyor. Ve şunu da söyleyebilirim, şu anki enerji krizi çok daha derin bir enerji krizi. Sanayide, ulaşımda, hane halkı boyutunda enerjinin olmaz ise olmaz olduğu bir çağda yaşıyoruz. Enerji kullanımı Kovid-19 sürecinde kapanmalarla birlikte azaldı. Ancak Kovid-19 sürecinden çıkış ile birlikte dünya sanayide eski günlerine dönme noktasına geldi. Enerjide alanında arz-talep dengesizlikleri enerji fiyatlarında aşırı bir şekilde artmasını gündeme getirdi.
Geçtiğimiz yılın son ayları itibarıyla Avrupa'da doğal gaz krizlerinden bahsediyoruz. Petrol fiyatlarının yine aşırı derecede arttığını görüyoruz. Doğal gaz özellikle enerji fiyatlarına da yansımakta. Ben bu fiyatları yıl sonu için hesaplıyordum ancak Brent Petrol fiyatının 100 doları aşması ciddi bir krizi beraberinde getiriyor. 74 ve 79 krizleri de petrol fiyalarının aşırı dalgalanması ile gelmişti. Rusya-Ukrayna savaşı tuz biber oldu. Savaş başlamadan önce, Avrupa'da doğal gaz fiyatlarının bir metreküp doğalgaz fiyatının 1000 dolar olduğu dönemde Vladimir Putin dedi ki, "Avrupa yenilenebilir enerjiye bir an önce geçmek istiyor. Ama bu geçiş yumuşak bir şekilde olur ise iki taraf içinde iyi olur.'
"5-6 MİLYAR LİRA GİBİ BİR FAYDA SAĞLADIK"
Türkiye'nin yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği adımlarını hızlı attığını ifade eden Kavaz sözlerini şöyle sürdürdü.
Şöyle bir durum var, Rusya elindeki rezerv doğal gazı satmak istiyor. AB gibi, bizim gibi fosil enerjiye bağımlı ülkeler de uygun maliyet ile almaya çalışıyor. Burada bir rekabet söz konusu. Almak isteyen ucuza, satmak isteyen optimum fiyata satmak istiyor. Avrupa'da bir yenilenebilir enerji süreci var. Biri de sabit saate geçiş süreci var. Bizim burada 5-6 milyar TL gibi bir tasarrufumuz var. Böyle bir fayda sağladık.
Enerji fiyatlarının yukarı çıktığı bugünlerde bu adımların atılması manidar. Alternatif enerji kaynakları içinde en önemlisi verimliliktir. Yenilenebilir ve nükleer enerji de var. Ancak gelecek nesillere sürdürülebilir bir dünya bırakmak için en önemli kaynak verimliliktir. Bu sabit saat uygulaması ile daha verimli enerji kullanımı noktasında fayda sağlanabilir.
"DÖNEMİN ENERJİ BAKANI BERAT ALBAYRAK VE CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN O DÖNEM ŞUNU ÇOK NET GÖRDÜ"
Türkiye'nin öncü bir pozisyon elde ettiğini ifade eden Kavaz, "Bugün mesela teknolojide bize öncü gördüğümüz ülkelerin başında ABD ve Avrupa geliyor. Ama bu kez biz bu noktada onlara öncü olduk. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve o dönemin Enerji Bakanı Berat Albayrak şunun çok net farkındaydı. Türkiye fosil yakıtlar bakımından yüzde 70 civarında dışa bağımlılığı var. Ya biz bu maliyeti vereceğiz ya da kendi yağımızda kavrulacağız. Alternatif yenilenebilir enerji kaynaklarımızı kullanmaya hız vereceğiz, sabit saat gibi, sanayi ve ulaşımda enerji verimliliğini kullanacağız." dedi.
"BUNU BİR ŞEKİLDE KOMPANSE ETMEMİZ LAZIM"
Kavaz, kabaca Türkiye'nin enerji tüketim değerlerini paylaşarak şöyle devam etti:
Yuvarlak bir şekilde geçen senenin rakamlarını vereyim. Elektriğin yüzde 30'unu doğal gaz kaynaklarını kullanarak, yüzde 60 yenilenebilir kaynaklarını kullanarak, yüzde 10'unu da kömürden elde ettik. Elektriğin yarısını fosil yakıtlardan üretiyoruz. Bunun için de yurt dışına inanılmaz paralar ödüyoruz. Türkiye'nin aşağı yukarı 15-20 milyar dolarlık doğal gaz harcaması var. Bizim bunu bir şekilde kompanse etmemiz gerekiyor.
"BERAT ALBAYRAK 2017'DE MİLLİ ENERJİ VE MADEN POLİTİKASI'NDA 3 SAC AYAĞINDAN BAHSETMİŞTİ"
"Dönemin Enerji Bakanı Berat Albayrak 2017 yılının Nisan ayında Milli Enerji ve Maden Politikası'nı açıklamıştı." diyerek kritik adımların atıldığı süreci değerlendiren Kavaz şöyle konuştu:
Burada Albayrak, 3 sac ayağından bahsetmişti. Biz dışa bağımlı bir ülkeyiz, arz güvenliğini sağlamak gerekiyor. Diğeri enerjide yerlileşme ve bir diğeri enerji borsaları ile ilgiliydi. Arz güvenliği ve yerlileşme stratejileri devamında getirilen bir süreç ile birlikte daha az enerji kullanarak aynı ürünü nasıl üretebiliriz üzerineydi. Sabah erken okula gitmek, işe gitmek gibi eleştiriler, bunlar giderilebilecek hususlardır. Biz iktisatta fayda maliyet analizi yaparız. Bizim faydamıza mı yoksa daha maliyetli bir iş mi diye bakarız. Ben burada kesinlikle şunu görüyorum, bu Türkiye'nin faydasına olan bir iştir. Dünya da şimdi bu eksende devam ediyor. Kesinlikle Türkiye'nin faydasınadır ve devam edilmesi gerekiyor. Okul saatleri, iş saatleri ayarlanabilir. Ama biz burada dışarıya verilecek büyük bir paradan kurtuluyoruz.
"TÜRKİYE'NİN NİHAİ HEDEFİ ENERJİDE MERKEZ ÜLKE OLMA STATÜSÜ"
Sayın Berat Albayrak'ın Enerji Bakanlığı döneminde yine bir arama filosu kurulmuştu. Kendi gemilerimiz alındı. Karadeniz'de bulunan doğal gaz 2023'de devreye girecek. Bunun çok ciddi bir maddi getirisi olacak. O zaman bile bir takım yaklaşımlar oldu bazı taraflardan. Biz BP ile Shell ile falan çalıştık. Bir atasözü var, el elin eşeğini türkü söyleyerek çağırırmış. O dönem bizim doğal gazımızı da türkü söyleyerek aradılar. Biz bu bir şey bulunamayan aramalara para verdik. Türkiye coğrafi konumu, yenilenebilir enerji potansiyeli ve Doğu Akdeniz ile Karadeniz'de fosil yakıt bulur ise önemli bir pozisyona oturur. Türkiye'nin nihai hedefi de enerjide merkez ülke olma statüsünü kazanmak.
NE OLMUŞTU?
Türkiye, 2016 yılında dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın öncülüğünde Türkiye'de yaz saati uygulamasına geçildi. Bir başka deyişle artık saatler sabit tutulacak, yaz ve kış için farklı saat uygulanmayacaktı. Bunun amacının da enerjide tasarruf sağlamak olduğu bildirildi. Ancak bu gelişme bazı çevrelerce manipüle edildi. Manipülasyon süreci öyle büyüdü ki, yaz saati uygulaması seçim vaadi haline bile dönüştü. Ancak 2016'dan itibarne Türkiye her yıl milyarlarca lira enerji tasarrufu yaptı. Bir başka deyişle aynı ürünü çok daha az enerji harcayarak üretti.
Gelinen noktada Türkiye'de manipüle edilen uygulama Avrupa ve ABD'ye öncü oldu. ABD senatosu, 15 eyaletin talebini ciddiyetle görüşüyor. Senatoda onaylanmasına kesin gözü ile bakılan uygulama ABD'de 2023 yılında hayata geçecek. Avrupa da, enerji krizinin patlak vermesi ile sabit saat uygulamasına geçmek için çalışmalarına hız verdi.