InBusiness Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Hülya Güler'in moderatörlüğünde gerçekleşti. 'Sürdürülebilir Tarım' paneline ise Toros Tarım, Tarımsal Sanayi Grubu CEO Hakan Göral, SKD Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Sütaş Yönetim Kurulu Üyesi Duygu Yılmaz, Hektaş Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Hakkı Zafer Terzioğlu, Kerevitaş CEO'su Mert Altınkılınç ve Denge Tarım Kurucusu Atakan Atalay katıldı. SKD Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Sütaş Yönetim Kurulu Üyesi Duygu Yılmaz, tarım ve gıda sektörü olarak tek önceliklerinin sağlıklı ve yeterli gıdayı, dünya nüfusunun emrine sunabilmek olduğunu söyledi. Tarımda en büyük girdinin toprak ve su olduğunu belirten Yılmaz, "Topraktaki durumumuz, son 30 yılda 3.2 milyon ekilebilir tarım arazisini maalesef kaybetmiş durumdayız. Sadece son 30 yılda Konya büyüklüğünde ekilebilir araziyi kaybettik. Sadece son 10 yılda yüzde 23 toprağımızın verimini kaybetmiş durumdayız" dedi. Firma olarak gıda güvenilirliği bakış açısıyla, ineklerin yediği ottan süt ve süt ürünlerine kadar entegre bir yapıya sahip olduklarını söyleyen Yılmaz, "Bizim üretici eğitim ve karma yem üretim merkezlerimiz var. Her entegre tesisimizde bio-gaz tesisimiz var. Üretimde ortaya çıkan tüm atıkları bio-gazla, elektik, buhar ve sıcak suya dönüştürüyoruz. Biogaz tesisleri, fabrikaların yüzde 84'ü enerji ihtiyacını karşılayacak konumda. Bu sayede fosil yakıtları ve sera gazı emisyonlarını da azaltmış oluyoruz. Topraklarımızda organa-mineral gübreleri kullanıyoruz. 10 binlerce üreticiyle de çalışıyoruz" diye konuştu.
1.4 MILYON TON SERTIFIKALI TOHUM KULLANILIYOR
Toros Tarım, Tarımsal Sanayi Grubu CEO'su Hakan Göral ise 2050'de ulaşılacak insan nüfusunu doyurmak için iki tane Hindistan daha gerektiğine işaret ederek, "İki Hindistan olmadığına göre, elimizdeki ekilebilir alanlarla bunu yapacağız. Tarımdan kaynaklanan sera gazı emisyonlarını da kontrol edeceğiz" dedi. Gübre kullanıldığı zaman verimin yüzde 45 arttığına işaret eden Göral, "Bu da dünyadaki 7.5 milyar insanın yüzde 45'inin varlığını devam ettirmesinin sebebi gübrenin mevcudiyeti. Ancak bir taraftan kısıtlamaya bir yandan kullanıp verimi artıracağız diyoruz. O nedenle bizim iş modelini değiştirmemiz gerekiyor. Reçete bazlı, topraktaki ihtiyaca göre reçete yazmaktan bahsediyoruz" dedi. Türkiye'de tohumla ilgili çok şeyler yapıldığını söyleyen Göral, şunları vurguladı: "Türkiye tohumda da oldukça kendine yeterli bir ülke. Dünya tohum sektörü 50 milyar dolarlık büyüklüğe sahip. Bundan sonraki savaşların tohum savaşları olacağını pek çok fütürist tahmin ediyor."
28 MİLYON TABAKLA 7 MİLYON EVDEYİZ
Kerevitaş CEO'su Mert Altınkılınç, Kerevitaş Superfresh olarak 28 milyon tabakta 7 milyon eve girdiklerini söyledi. Tardan tabağa iş modeliyle, çiftçilerle yakın işbirliği içinde olduklarının altını çizen Altınkılıç, "Sertifikalı tohum, gübre ve ilaçları hasat öncesinde onlara sağlıyoruz. Finansal olarak onları rahatlatmaya çalışıyoruz" dedi. 'Gıdanı koru, sofrana sahip çık' projesini de desteklediklerini dile getiren Altınkılıç, "Su yönetimi, ambalajlama, gıda atıklarının verimli kullanılması bizim aldığımız diğer aksiyonlar. Ambalaj çalışmalarını geri dönüşümle değerlendiriyoruz ve yüzde 5-10 tasarruf sağlıyoruz. Emirdağ fabrikasındaki patates ve mısırda 20 bin ton atığı hayvancılık ve bio-gazda kullandık. Çiftçilerimizle çok yakın çalışıyoruz. Tarladan sofraya iş modeliyle çiftçilere alım taahhüdü veriyoruz" diye konuştu.
KURAKLIĞA DAYANIKLI TOHUM GELİŞTİRİYORUZ
HEKTAŞ Ticaret Genel Müdürü Hakkı Zafer Terzioğlu, firma olarak son 3 yıldır gübre üretimine başladıklarını dile getirdi. Terzioğlu, "Organamineral gübrede sektörün önemli oyuncularından biri haline geldik. Hayvan sağlığına yönelik ciddi atılımlarımız var. Tohumda ciddi çalışmalarımız var. Yurtdışında bir şirket satın aldık ve kuraklığa dayanıklı tohum çalışması yapıyoruz. Sebze tohumunda çalışmalarımız var. İhracat olasılığı, kâr marjı çok yüksek tohumun. Türk Cumhuriyetleri'nde ciddi atılımlarımız var. Sahada 150 mühendisimizle verimlilik ve bilinçlendirmeye yönelik çalışma yapıyoruz. Biz de tohumdan sofraya diyoruz. Manavgat'ta yanan seralar vardı biz o bölgede gübre yardımlarını yaptık, bu sayede yüzde 40 ek verim aldılar" diye konuştu.
TARIM SİHA KADAR ÖNEMLİ
DENGE Tarım Kurucusu Atatan Atalay ise ciddi anlamda gıda arzı ve talebi olduğuna vurgu yaptı. Kendilerinin 145 çeşit ürün ürettiklerini bildiren Atalay, şöyle devam etti: "Tohum üretiminde bio-teknolojiyi kullanıyoruz. Türkiye için SİHA ne kadar önemliyse, tarımın geleceği için de bio-teknoloji o kadar önemli. Tarımım sürdürülebilirliğinde bio-teknoloji yatıyor. Biz firma olarak şu anda 22 ülkeye ihracat yapıyoruz. Güney Kore'den Meksika'ya kadar. Dünyada daha fazla pazara girmeye çalışıyoruz. Dolapta 3 günde çürüyen domatesin daha fazla nasıl dayanabileceğine yönelik çalışmalar da yapıyoruz."