Çalışanların ilk işe giriş tarihi, emeklilik yaşı ve gerekli prim açısından büyük önem taşıyor. Değişen yasalar nedeniyle emeklilik yaşı da yıllara göre değişiyor. İşe başlanan tarihte giriş yapılmasına karşın prim yatırılmadıysa emeklilik işlemlerinde bu tarih dikkate alınmıyor. Belirli bir süre prim ödeyenler emeklilik zamanını öne çekmek istiyor. Doğum, askerlik borçlanması gibi hizmet tespiti de erken emeklilik için önemli formüllerin başında geliyor. İşe başlanan tarihte giriş olmasına karşın prim ödemesi görünmüyorsa ve fiilen bu tarihte çalışmaya başlansa emeklilik işlemlerinde bu tarih dikkate alınmıyor. Örneğin 1990 yılında işe başladınız ve SGK'ya sigorta bildiriminiz yapıldı ancak priminiz ödenmedi. İlk prim ödemeniz 1995 yılında başladıysa emeklilik yaşı ve primi hesabında bu tarih dikkate alınıyor.
Eksik ya da bildirilmeyen prim günleri nedeniyle yaşanan mağduriyetin önüne geçmek için hizmet tespiti hakkı bulunuyor. İlk adımda Kurum'a başvurarak ilk işe giriş tarihinin fiilen çalıştığı tarihin olması gerektiğini belirterek sigorta başlangıç tarihi düzeltilmesi talep edilmeli. Olumsuz yanıt durumunda hizmet tespit davası açılmalı. Hizmet tespiti için hak sahibi gibi vefatı durumunda gelir ve aylık bağlanma hakkı olanlar da başvurabilir. Emeklilik yaşı ve emekliliğe esas prim sayısını mahkemenin tespit ettiği tarih üzerinden hesaplanır. Hizmet tespitine yönelik merak edilen soruların yanıtları şöyle:
Hizmet tespiti davası hangi durumlarda açılır?
Çalışma sürelerinin işveren tarafından SGK'ya bildirilmemesi ya da eksik bildirilmesi durumunda çalışan işçi alacakları yönünden büyük zarara uğrayabilir. Çalışan bu durumu öğrendiği andan itibaren sigortasız çalıştığı süreyi sigortalı hale getirmek için hizmet tespit davası açabilir. Hizmetin davacı çalışan tarafından sigortasız olarak görülmüş olması ve bu durumun SGK tarafından daha önce tespit edilmemiş olması gerekiyor.
Hizmet tespit davasını kimler açabilir?
Davayı kişinin kendisi veya vefat durumunda mirasçıları açabilir. Hizmet tespitine konu işyerinde hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde mahkemeye başvurulabilir. Aynı iş yerinde birden fazla giriş çıkış yapanların dava açma süresi de işten ilk ayrıldıkları tarihte başlar. Sigortalının vefatı durumunda miracılar sigortalının ölüm tarihinden itibaren dava açabilir.
Davanın çalışan lehine sonuçlanması durumunda sigorta primini işveren mi SGK mı yatırıyor?
Davanın kişi lehine sonuçlanması durumunda, talep edilen yıllar içindeki sigorta primleri işveren tarafından ödenir. Sigorta primleriyle birlikte bu süre içinde geçen yasal faiz de işverence karşılanır.
Hizmet tespit davası arabuluculuğa tabi mi?
İş Kanunu'nda öngörülen zorunlu arabuluculuk kapsamı dışında bulunuyor. Hizmet tespit davası açmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu bulunmuyor. Bu davada sonuç kesinleşmeden icra edilemeyen kararlardır. Muhakeme usulüne göre yaklaşık iki ayda sonuçlanıyor. Karar yüksek mahkemeye taşındıysa bir ay içinde gerekçeli karar bildirilir.
Çalışılan yıllara ilişkin bordro gibi somut belgelerin sunulması hak düşürücü süreyi kaldırır mı?
Yargıtay kararına göre aylık sigorta primleri bildirgesi, dört aylık sigorta primleri bordrosu, sigortalı hesap fişi gibi belgeleri sunanlar için hak düşürücü süre uygulanmıyor. Nitekim Yargıtay kararında bu belgelerden birisinin işveren tarafından verilmesi halinde burada Kurum'un işçinin çalışmasından haberdar olduğu kabul ediliyor. Kararda bu durumda hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği belirtiliyor.
Mevsimlik çalışanlar için hizmet tespitinde zamanaşımı süreci nasıl işliyor?
Mevsimlik çalışılın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü durumunda çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan beş yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak işin sona erdiği yılın esas alınması gerekiyor.
Sigorta müfettişlerince hizmet tespiti durumunda hak düşürücü süre işletiliyor mu?
Beş yıllık hak düşürücü sürenin ne zaman başlayacağı özel durumlara göre değişiyor. Yönetmelikte yer alan belgelerin verilmesi durumunda olduğu gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporuyla saptanması halinde de hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez.
Sigortasız çalışılan yıllar için dava açma süreci nasıl işliyor?
Bir işyerinde 2 yıl sigortasız çalıştıktan sonra işten çıkarılan personel için beş yıllık hak düşürücü süre işten ayrıldığı günden itibaren başlar. Diğer yandan 2 yıl sigortasız çalıştırıldıktan sonra sigortası yapılıp 10 yıl daha çalıştırılan kişi 2021 tarihinde işten çıktıysa 2026 yılının sonuna kadar sigortasız çalıştırıldığı dönem için dava açabilir.
Sigortasız çalıştığımı bordro dışından nasıl kanıtlayabilirim?
Hizmet tespitinde dava açmakla birlikte öne sürülen tarihte çalışıldığının kanıtlanması gerekiyor. Sigorta primleri bordrosun, hesap fişinin yanı sıra aynı dönemde çalışılan ve işveren resmi kayıtlarındaki başka çalışan tanık olarak gösterilebilir. İşverenin Sosyal Güvenlik Kurumu'na verdiği bordrolarda yer alanlardan tanık gösterilebilir. Ayrıca komşu işyerinde sigortalı çalışan da tanık olarak dinlenebilir.
Kayıt dışı sigortasız çalışanlar hangi haklardan mahrum kalır?
Sosyal güvenlik açısından niteliği itibariyle yasal işlerde çalışarak istihdama katılan kişilerin, çalışmalarının gün veya ücret olarak ilgili kurumlara bildirilmemesi ya da eksik bildirimi olarak tanımlanıyor. Kurum'a hiç bildirilmemesi, çalışma süreleri ve kazançların eksik bildirilmesi şeklinde olabiliyor. Sigortasız çalışanlar birçok yasal haktan yararlanamaz. Çalıştıkları günler emeklilik için geçerli sayılmaz, ihbar, kıdem alamaz, herhangi bir nedenle sakatlanıp çalışamaz duruma gelindiğinde malullük aylığından yararlanamazlar. Vefat durumunda aile bireyleri ölüm aylığı alamaz.