Takvim Gazetesi Ekonomi Müdürü Faruk Erdem'in moderatörlüğünde düzenlenen "Tarımda Yeni Dönem: Üretim Planlaması ve Yeni Destek Modeli" paneline Tarım Reformu Genel Müdürü Osman Yıldız, TÜSEDAD Başkanı Sencer Solakoğlu ve Çukurova Üniversitesi Tarım Ekonomisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Gül katıldı. Panelde tarımda sözleşmeli üretim, yeni destek modelleri ve sektörün geleceği ele alındı. Panelistler sözleşmeli tarım ve planlı üretimin tarımda sürdürülebilirlik için önemli bir adım olduğu vurgulandı. Kadınların ve gençlerin kırsaldaki rolünün artırılması, destek politikalarının daha hedefli hale getirilmesi ve uzun vadeli planlamaların yapılması gerektiğine dikkat çekildi.
ÜRETİCİ VE TÜKETİCİ KORUNUYOR
Panelin ilk konuşmasını yapan Osman Yıldız, tarımda yaşanan köklü dönüşümleri "sessiz devrim" olarak nitelendirdi. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın öncelikli hedeflerinden birinin, hem üreticiyi korumak hem de tüketiciye sağlıklı ve güvenilir ürünler sunmak olduğunu vurgulayan Yıldız, şu ifadeleri kullandı: "Gençler ve kadınlar için sağladığımız düşük faizli kredilerle kırsalda tarımsal faaliyetlerin artmasını sağlıyoruz. Kadınların yer aldığı her yerde hayat vardır, aile vardır ve bu, sürdürülebilir tarıma da büyük katkı sağlar." Yıldız, tarım sektörünün ekonomik büyümeye olan katkısını da dile getirerek, "Tarımda yüzde 4.6'lık büyüme bizim için büyük gurur kaynağı. Bu da doğru politikaların bir sonucu oldu" dedi. Yıldız, iklim değişikliği gibi zorluklara rağmen, geleceğe uygun tarımsal metodlar geliştirildiğini ifade etti.
ÜRETİMİN ANAHTARI
TÜSEDAD Başkanı Sencer Solakoğlu ise tarımda sessiz devrim yapıldığı görüşüne katıldığını belirterek, özellikle sözleşmeli tarımın bu dönüşümdeki rolünü vurguladı. Solakoğlu, tarımın planlı ve öngörülebilir bir yapıya kavuşması gerektiğini savunarak, şunları söyledi: "Eskiden verimli ve verimsiz üreticiler aynı şekilde değerlendiriliyordu. Sözleşmeli tarım, bu adaletsizliği ortadan kaldırıyor ve standardizasyon sağlıyor. Et ve süt sektörlerinde de uzun vadeli politikalar geliştirilmesi gerekiyor. Açığa ekim yapanlar desteklenmemeli, bu destekler, planlı üretime yöneltilmeli." Tarımın çok yönlü bir sektör olduğuna dikkat çeken Solakoğlu, diğer bakanlıklarla koordinasyonun önemine de değinerek, "Tarım, yalnızca bir bakanlığın çabasıyla yönetilebilecek bir alan değil. Çok yönlü ve bütüncül bir yaklaşım şart."
TARIM ÜLKELER İÇİN STRATEJİK BİR GÜÇ
Prof. Dr. Aykut Gül ise tüm dünyada tarımın stratejik önem kazandığına vurgu yaptı. Deprem ve savaş gibi olağanüstü durumlarda tarımı güçlü olan ülkelerin her zaman avantajlı olduğuna dikkat çeken Gül, bakanlık tarafından yapılan reformların daha fazla anlatılması gerektiğini söyledi. "81 ilde 100 binden fazla paydaş sahada bir araya geliyor, sorunları tespit ediyor ve çözüm üretiyor. Ancak bu başarıların toplumla daha fazla paylaşılması gerekiyor. Tarım sadece bir üretim aracı değil, aynı zamanda bir ülkenin geleceğidir" diyen Gül, kıt kaynakların doğru kullanılmasının tarımın sürdürülebilirliği açısından kritik önemde olduğunu belirtti.