TEM Turkuvaz Medya Merkezi'nde gerçekleşen Gastroshow; dünyaca ünlü şefler, gurme yazarlar, gastronomi profesyonelleri ve sektör temsilcilerini bir araya getirdi. Avrupa'nın en büyük gastronomi turizm etkinliğinde, gastronomi turizminin güncel trendleri, yeni ürün ve hizmetler ile sektördeki gelişmeler tüm yönleriyle ele alındı. Etkinlik kapsamında düzenlenen panellerde, uzmanlar tarafından gastronominin kültürel ve ekonomik boyutları detaylı bir şekilde tartışıldı.
FARKLI LEZZETLER KEŞFEDİLDİ
Katılımcılar için düzenlenen atölye çalışmaları ve tadım etkinlikleri, gastronomi dünyasının farklı lezzetlerini keşfetme imkanı sundu. Zirve, hem yerel hem de uluslararası katılımcılar tarafından büyük ilgi gördü ve sektördeki yeniliklerin paylaşılması açısından önemli bir platform oluşturdu.
KENDİ ÖZÜNDEN KOPMAMAK LAZIM
ŞEF MURAT BOZOK: Evde annelerimizin, teyzelerimizin, anneannelerimizin yaptığı yemekler gerçekten çok lezzetli. Özünden kopmaman lazım. Ona da bir değer vermen lazım. İnsan zamanla anlıyor bunu. Bu bir süreç. Yani bir çorba, bir sütlaç yaparken küçümsememek lazım her aşamasını çok iyi bilerek, tadınız bozdan farklı dokunuşlara yaparak servis etmek çok önemli.
CÜNEYT ASAN: Gastronomi lise eğitimiyle başlar. Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'yla birlikte Sarıyer'de olacak şekilde Gastronomi Lisesi'ni açacağız. Daha sonra da bu liseler her yere yayılacak.
ŞEF SOMER SİVRİOĞLU: Biz şefler olarak yaratıcılığı ve el emeğini ön plana çıkardığımız için sanat eseri niteliğinde tabaklar ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Ülkemizde çok iyi gastronomi kitaplarımız var ancak bunların çevrilip tüm dünyaya satılması gerekiyor. Programlarımızda ülkemizde coğrafi işaretli ürünlerden yemekler yapılmasına önem veriyoruz. Çünkü bu mutfağımızı ve ürünlerimizi dünyaya anlatmamızda önemli bir rol oynuyor. Biz şefler olarak yaratıcılığı ve el emeğini ön plana çıkardığımız için sanat eseri niteliğinde tabaklar ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Restoranlarımıza gelen müşterilerimize sanat eseri niteliğinde yemekler sunarak onları mutlu etmeye çalışıyoruz.
NURİ DEVELİ: Türkiye'de her şehrin kendi bir mutfağı var. Bu kadar zengin bir yemek kültürüne sahip olan Türkiye'nin mutlaka dünyadaki gastronomi ekonomisinden çok daha fazla yararlanması lazım.
BESLENME ALIŞKANLIKLARI SORGULANMALI
İŞ INSANI Demet Sabancı Çetindoğan: Üretici kadınlarımızla özellikle yöresel ürünlerin ve unutulmaya yüz tutmuş mahsullerinin ve lezzetleri tekrar gündeme getirilerek ekonomiye kazandırılması sağlamak amacıyla çalışmalar yürütüyoruz. Bu kapsamda hem kadınlarımıza eğitimler veriyoruz hem de destek oluyoruz. Kadınlarımızla hem ürünlerin seçimi hem biliyorsunuz bir şey değerli olduğu zaman benzer komşular veya diğer firmalar aynı ürünü yapmak isterler. İl il dolaşıyoruz. Her ilin kendi özelliğinde olan ürünlerinin farklı amaçlarla kullanılabilecek şekilde üretilmesi gerektiğini söylüyoruz. Böylece hem çeşitlilik artıyor hem piyasada farklı ürünler bu şekilde girmiş oluyor. Üreticiler de daha mutlu oluyorlar. Bunu da il il dolaşarak eğitmenlerle de sağlıyoruz.
GELENEKSEL LEZZETLERİ YAŞATMALIYIZ
Eski Turizm Bakanı Bülent Akarcalı: Dünyanın en tercih edilen
ülkesi olarak görülen Fransa'da hiçbir
zaman Turizm Bakanlığı olmamıştır.
Fransız Devletinin hiçbir
zaman bu şekilde bir politikası olmamıştır.
Sektörün kendisi yapmıştır.
Türkiye'deki temel sorun bununla
ilgili kurumların var olması ancak
kurumların çalışmamasıdır. Ben devletin
müdahil olmasını istemem
çünkü siyaset politikayla
yakından ilgili olduğu
için değişkenlik gösterir.
Buna sektörün kendisinin
sahip çıkması gerekiyor
ki gastronomi gelişebilsin
ve sürdürülebilir olsun.
Her şeyi devletten beklersek
ve devlet bunu yaparsa
bu sektör gelişmez.
Sabırtaşı Restoran sahibi Mustafa Topçuoğlu: Kahramanmaraş'ın birçok
yöresel lezzetleri var. Bu geleneksel
lezzetlerin kesinlikle yaşatılması
gerekiyor. Tabii bizim hikayemizde
de insanlar o tezgahtan yedikleri içli
köftelerin lezzetlerini anlatması beni
mutlu ediyor. Bizim yaptığımız da bir
sanattır. Bu sanatı, kendi değerlerimizi
insanlara sunmaktan mutluluk
duyuyorum.
Espressobar Kurucu Ortağı Sam Çeviköz: Türk kahvesini Avustralya
başta olmak üzere tüm dünyaya tanıtmak
istiyorum. Kendi ekibimizi de bu
doğrultuda kurup onlardan büyük destek
aldık. Türkiye'de üçüncü nesil
kahve ilk biz başlattık şu anda hedefimiz
dördündü nesil kahveyi oluşturmak.
Bu açıdan başarıyı sağlamanın
temel yolu doğru ekibe güvenip onların
bilgilerinden yararlanmaktan geçiyor.
Koçulu Peynircilik Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Koçulu: İklim krizi olduğunu ilk önce israf
ve ekmek kokusunun yok olmasıyla
anladığımızı düşünüyorum. Biz
insanlık olarak soyumuzu sürdürmek
yerine çok fazla israf ediyoruz.
Eskiden topraktan aldığımız
verim daha yüksekken artık bu
tüketim çılgınlığıyla iyice azaldı.
YENİLİKÇİ BULUNDU. YAKLAŞIMLAR
Pronto Tur Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran, Türk kahvesi tarihsel öneme sahip olduğunu belirterek, "Türk kahvesini yurt dışına tanıtmalı ve bunu diğer ülkeler gibi doğru şekilde pazarlamalıyız. Bizim aynı zamanda Türk kahvesini dünyaya devletimizin desteği ve markalarımızın girişimiyle yayılımını artırmalıyız" dedi.
PASTIRMAYI İYİ ANLATAMIYORUZ
Başyazıcı Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Murat Başyazıcılar: Pastırma, Orta Asya'daki atalarımızdan gelen bir ürün fakat Kayseri'de benimsenip dünyaya yayıldı diyebilirim. Hayvana verdiğimiz gıdaları kendimiz görüp denetleyebiliyoruz. Pastırmanın dünyada hakkettiği yeri bulamaması bizim onu iyi anlatamayışımızdan kaynaklanıyor. Bu açıdan bizim de İtalya ve Fransa gibi kendi ürünlerimizi küresel olarak tanıtacak faaliyetlerde bulunmamız gerekiyor.
PLAKET VERİLDİ
Avrupa'nın en büyük Gastronomi turizm etkinliği olan Gastroshow'da panellerin ardından konuşmacılara plaket takdim edildi.