Finansın nabzının attığı dev zirvede 'Bankacılığın Geleceği" başlıklı özel oturumda konuşan İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Türkiye'de tasarrufların yeterli olmadığını ve dış kaynak ihtiyacının olduğunu vurguladı. Aran, şunları söyledi: "Biz vatandaşların tasarruflarını ne kadar cazip oranlarda alırsak alalım, reel sektöre ne kadar düşük maliyet ekleyerek neredeyse başa baş, belki zararla aktarırsak aktaralım, kaynakları etkili transfer yapmış olabiliriz, ama bu refahın artması, büyümesi için yeterli değil. Bizim dış kaynak almamız gerekiyor. Politika faizinin seviyesi yabancı sermayenin akması için yeterli seviye. Ben yabancı sermayenin yerel seçimleri beklediklerini sanmıyorum. Hiçbir yatırımcı bir ülkeye giderken yerel seçim sonuçlarıyla ilgilenmez. Yabancının beklediği nokta politika faizi seviyesinin son nokta olup olmadığını görmek içindir. Merkez Bankası'nın 2.5 puanlık marjı elinde tuttuğunu en fazla bir seferlik daha artış yapacağı anlaşılıyor. Bu seviyenin ben yabancının 'bu ülkeye girerim 2-5 yıllık kağıtlarını alır para kazanırım' noktası olduğunu anlıyorum. Yabancı sermaye akışının doğrudan yatırım olmasa da sıcak para olsa da 2-5 yıllık kağıtlara girmesi beklentim de pozitif bakış açımın bir nedeni."
REHAVETE KAPILMAMALI
Hakan Aran, dışardan bu kadar yüksek bedel ödeyerek yabancının parası alındıysa, bunun değerlendirileceği yerin çok önemli olduğunun altını çizdi. Kaynağın ihracata, döviz kalemi yaratan ithal ikamesi üretime ve turizme aktarılmasının, 2-3 yıldır dile getirilen büyürken cari açık vermeyen ekonomiye sahip olma söyleminin gerçekleştirilmesi için tarihi bir fırsat yarattığını ifade eden Aran şöyle devam etti: "Ancak kaynağın rehavetine kapılır dönüşüm hikâyesinde aynı hızla motivasyonla devam etmezsek, bu hikâye tekrar yarım kalır. O nedenle finansın ve ekonominin geleceği için gelen dış kaynağın doğru alanlarda kullanılması birinci öncelik. Kaynak, kredilerle üretime dönüştürülmeli, ihracat, turizm ve tarım sektörleri stratejik olarak desteklenmeli, istihdam yaratılmalı, ithal ikamesi üretime aktarılmalı."
RİSKLERİ DİKKATLİ YÖNETMELİYİZ
FINANSA erişim açısından dikkat edilmesi gereken noktaya gelindiğini belirten Hakan Aran, "Önümüzdeki dönemde riskleri dikkatli yönetmek gerekiyor. 'Ben yaptım, oldu' anlayışıyla hassas dengeyi kaybedersek reel sektör finansman maliyetlerinin üstesinden gelemez" ifadelerini kullandı.