Beyoğlu Belediyesi, 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle Su Ve Sürdürülebilirlik Programı düzenledi. Programa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Muhammet Balta, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ve Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programın açılışı, sinevizyon gösterimiyle devam etti. Protokol konuşmalarının ardından başlayan oturumlarda alanında uzman kişiler suyu çeşitli yönleriyle ele aldı.
Konuşmasına suyun öneminden bahsederek başlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Bizim medeniyetimizin yaratılış düşüncesinde dört temel unsur vardır: Hava, toprak, ateş ve su. Bizim inancımıza göre suyu kirletmek, hayatı kirletmek demek. Zira su, en temel yaşam kaynağımız. Suyun olmadığı yerde ne yaşamdan ne şehirden ne de medeniyetten söz etmek mümkün olamaz. Özellikle iklim değişikliğinin en önemli etkilerinden olan kuraklık ve yeraltı sularının tükenmeye başlamasıyla su; artık, çağımızın ve geleceğin en hayati ve stratejik değeri haline geldi. Bugün sadece son 60 yılda 3 milyardan 8 milyara yükselen dünya nüfusu nedeniyle suya olan ihtiyaç her geçen gün daha da artırıyor. Vahşi tarım uygulamaları, bilinçsiz su kullanımı ve küresel israf nedeniyle su kaynaklarımız hızla azalıyor" dedi.
"ÜLKEMİZ TATLI SU KAYNAKLARI BAKIMINDAN SU STRESİ YAŞAYAN ÜLKELER ARASINDA"
Türkiye'nin su bakımındaki konumuna değinen Bakan Kurum, "2030 yılına kadar su kıtlığı yüzde 40 seviyesine kadar yükselecek. Açık ve net söylüyorum, önümüzdeki 10 yıl içerisinde insanlık alemi küresel su kıtlığı ve su savaşlarıyla karşı karşıya kalabilir. Devletler arasında su krizleri bugün itibariyle yaşanıyor ve su diplomasisi gerçekten yeni dönemde de güncel konular arasındaki yerini alıyor. Gururla ifade ediyorum ki; Türkiye, kamu kurumlarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, yardım örgütleriyle, üniversiteleriyle, gönül elçilerimizle bugün Afrika'da yaklaşık 10 milyon kişiye, her gün kesintisiz temiz içme suyu sağlayan tek ülke oldu. Ülke olarak her alanda olduğu gibi bu alanda da; insanlığın, mazlumların, kardeşlerimizin derdine derman olacak, yaralarını saracak adımları medeniyetimizden gelen bir vazife şuuruyla atıyoruz, atmaya da hep birlikte devam edeceğiz. Ancak üzüntüyle ifade etmeliyim ki; bu denli kullanım zenginliğine rağmen, bugün ülkemiz tatlı su kaynakları bakımından su stresi yaşayan ülkeler arasında. İklim değişikliğinin de etkisiyle kişi başına düşen yıllık su miktarımız bin 340 metreküplere kadar düştü. İşte tam da bu noktada tasarruf mekanizmalarını daha etkin, daha katılımcı hale getirmeliyiz" açıklamasında bulundu.
"VATANDAŞIMIZ SUYU KORUMAYI MİLLİ MESELE OLARAK GÖRMELİ"
Suyla ilgili politikalarından da bahseden Bakan Kurum, "Biz bakanlık olarak binalarımızda su israfını engellemeye yönelik gerekli düzenlemeleri yaptık. Yapı sektörümüz projelerini su depolama ve debi kontrolüne dair yaptığımız bu değişikliklere uygun bir şekilde tasarlamalı. Vatandaşlarımız da binalarında, yuvalarında bu yenilikçi sistemleri görmelidir. Milletimizden ricamız; suyumuzu korumayı milli bir mesele olarak görmeleridir. Bu görev bizim çocuklarımıza borcumuz, vatanımıza borcumuzdur. Yakında Cumhurbaşkanımız, Türkiye'nin önümüzdeki 100 yıllık çevre ve iklim politikalarını şekillendirecek kararlarımızı ve hedeflerimizi milletimizle paylaşacak. İnşallah bildirgenin ardından yepyeni bir dönem başlayacak, hem ülkemizin iklim dostu yeşil dönüşümünde, hem de bölgemizin geleceğinde yenilikçi, sürdürülebilir ve kalıcı adımların atılmasında öncü bir rol alacağız. Misafiri olduğumuz dünyamızı en temiz haliyle en doğal haliyle gelecek nesillerimize bırakacağız" ifadelerine yer verdi.
"ATIK SUDAN HİDROLİK ENERJİ , ARITMA ÇAMURUNDAN BİYOGAZ ELDE EDİYORUZ"
Kurum, Bakanlık olarak geri kazanılan suları sadece peyzaj alanlarında değil, içme suyu olarak da kullanmayı sağlayacak teknolojileri desteklediklerini ve tesisler kurduklarını anlattı. Tüm tesisleri, yeşil teknoloji ürünü olan biyorafineri tesislerine dönüştürdüklerini belirten Kurum, şunları kaydetti:"Bunlarla da yetinmeyip, atık sudan hidrolik enerji, arıtma çamurundan biyogaz elde ediyor ve vatandaşımızın hizmetine sunuyoruz. Bugün, arıtılarak kullanılan atık suların oranını yüzde 3,5'e çıkardık. Şimdi atık su arıtma, biyolojik arıtma ve membran teknolojilerini daha da yaygınlaştırıyoruz. Bu oranı inşallah 2023 yılında yüzde 5'e, 2030 yılında ise yüzde 15'e çıkaracağız. Sulak alanlar ve ormanlar gibi suyumuzu doğal olarak toplayan, filtreleyen, depolayan ekosistemleri de korumak için yoğun bir gayret içerisindeyiz. Bu kapsamda, 2018 yılında ülkemizin yüzölçümünün yüzde 9'u seviyesinde olan korunan alan büyüklüğümüzü yüzde 11,9'a ulaştırdık."
"PARİS İKLİM ANLAŞMASINA TARAF OLDUK 2053'TE SIFIR EMİSYON HEDEFLEDİK"
Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması'na taraf olma kararını tüm dünyaya duyurmasıyla ülkede tarihi bir süreci başlattıklarını ifade ederek Yeşil Kalkınma Devrimi ve Net Sıfır Emisyon 2053 hedefleri doğrultusunda çok önemli adımlar attıklarını vurguladı.
"BİNALARDA YAĞMURSUYU TOPLAMA SİSTEMİNİ ZORUNLU HALE GETİRDİK"
"Doğal su kaynaklarının korunması amacıyla 2 bin metrekarenin üzerindeki parsellere yapılacak binalarda yağmur suyu toplama sistemini zorunlu hale getirdik. Bu değişiklikle artık suyu ziyan etmeyeceğiz, depolayacağız. Yağışların az olduğu dönemlerde, binalarımızda depolanan bu suyu kullanacağız. Yapılarda suyun daha tasarruflu tüketilebilmesi için, sıhhi tesisat projelerinde lavabo musluk debilerini dakikada 6 litre, duşlarda da dakikada 8 litre ile sınırlandırıyoruz. Buradan 85 milyon vatandaşımıza ve yapı sektörümüze bir çağrıda bulunmak istiyorum: Biz Bakanlık olarak binalarımızda su israfını engellemeye yönelik gerekli düzenlemeleri yaptık. Yapı sektörümüz projelerini su depolama ve debi kontrolüne dair yaptığımız bu değişikliklere uygun bir şekilde tasarlamalıdır." Kurum, konuşmasının ardından 3 boyutlu gözlük ve ekipmanlarla meta müze deneyimine katıldı.
İSTANBULDA SU TAKSİM'DEN DAĞITILIRDI
Suyun Taksim'deki tarihine değinen Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, "Beyoğlu, İstanbul'a suyun dağıtıldığı yer. Bugünkü Taksim Meydanı, aslında suyun taksim edildiği, bölündüğü, İstanbul'a dağıtıldığı yer. Felsefi manada abı hayat dediğimiz suyun hayatın İstanbul'a dağıtıldığı yer. Dolayısıyla suyla ilgili bir toplantının da Beyoğlu'nda olması bu anlamda manidar" dedi.
Programda ayrıca Beyoğlu'nda ilkokul ve ortaokul arasında düzenlenen resim ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğrenciler ödüllerini Bakan Kurum'un elinden aldı.