TÜBİTAK desteği ile off-shore (açık deniz) dalga jeneratörü geliştiren Çakır'ın cihazının ileri testleri İstanbul Teknik Üniversitesi Tuzla yerleşkesinde gerçekleştirildi. Teknolojinin 2 yıl içerisinde ticari kullanıma girebileceği bilgisini veren Çakır, geliştirdiği teknolojinin dünyadaki rakiplerine kıyasla çok daha kısa sürede kendini amorti edebileceği bilgisini verdi.
Çakır, "Dalga enerji yoğunluğu rüzgara göre 2 kat, güneş enerjisine göre 10 kat daha yoğundur. Rüzgar ve güneş enerjisi yıllık kullanım oranı yüzde 30-35 iken yılda ortalama 120-130 gün yararlanılabilir. Dalga enerjisinin yıllık kullanım oranı yüzde 80-90 olup yılda ortalama 300-320 gün yararlanılabilir. Enerji halısı adını verdiğimiz sistemimiz, çalışma döngüsünde emisyon üretmez, ürettiği 13 KWH enerji için çevreye 1 ağacın bir günlük katkısına eş değer katkı sağlar. Enerji halısı 1 KW enerji için güneş panellerine göre onda 1, rüzgar türbinlerine göre de onda 5 oranında daha az bir alana ihtiyaç duyar" dedi.
MAVİ VATANDAN ENERJİ ALABİLİRİZ
Dalga enerjisinin rüzgar ve güneş enerjisine nazaran çok daha yoğun bir potansiyele sahip olduğunu belirten Çakır, "Ülkemizde yerleşim alanlarının dışında kalan 1652 kilometrelik sahil şeridinde ve kendi karasularımızda, mavi vatan sathında, yerli ve milli bir tasarım ile geliştirilen çevrim sistemimiz, kendi denizlerimizdeki enerjiyi kullanılabilir hale getirecektir.
Çevreci bir enerji kaynağının katkıları ile enerji bağımlılığımız azaltılabilecektir. Sistemimiz uygun kriterleri sağladığında ticari bir ürün olarak ihraç edilebilmesinin yanında patent ve teknoloji ihracatımız da söz konusu olacaktır" dedi.
Çalışmalarını, kurucusu olduğu Aqua Vizyon Enerji şirketi çatısı altında gerçekleştiren Çakır, "Dalga enerji yoğunluğu rüzgara göre 2 kat, güneş enerjisine göre 10 kat daha yoğundur, aynı büyüklükte bir alan ele alındığında deniz dalgası çok daha fazla enerjiye sahiptir. Teknolojimiz dalgasız denizde de aynı verimi elde etmektedir, dolayısıyla sahil bölgelerindeki tesislerin kullanımı için de uygundur" diye konuştu.
DÜNYADAKİ RAKİPLERİNE FARK ATIYOR
Çakır, teknolojisinin dünyadaki rakiplerine kıyasla avantajlarını ise şu sözlerle aktardı: "Sistemimizi öncelikle kendi sektöründeki diğer sistemlerin amorti süreleri ile karşılaştırmak isterim. Sektörde kendini en kısa sürede amorti eden sistem yaklaşık 12 yıl ile Oscillating Water Columns olup diğer sistemler için bu süre daha da fazladır. Biz sistemimizi 7-8 yıllık sürede kendini amorti edebileceği şekilde tasarlayıp optimize ediyoruz. Rakiplerimizden farklı olarak sistemimizde deniz yüzeyinde dalgaların gücüne, hareketlerine dokunabileceğimiz bir ara yüz kullanıyoruz, bu ara yüz sayesinde dalga enerjinin döngüsünü sağlıyoruz. Biz bu yüzey üzerindeki tüm dalga etkilerini oldukça az kayıp ile enerjiye çevirebildiğimiz için, dönüştürebildiğimiz enerji miktarı rakiplerimizden daha fazla. Yine sistemimizi oluşturan malzemelerin maliyetinin düşük olması sistemin toplam kurulum maliyetini de rakiplerimize göre avantajlı hale getirmekte. Sistemimizin tasarımsal özelliği sayesinde beklenmedik dalga etkilerine karşı dayanımlı olmasını, istikrarlı ve düzenli çalışmasını sağlıyoruz. Öte yandan diğer enerji kayaklarına baktığımızda, güneş pilleri için amorti süresinin 5 yıl civarında olduğunu, rüzgar türbinleri için ise 7 yıl civarında olduğunu belirtmek isterim."