Türkiye'nin son dönemde en büyük sorunlarının başında gıda enflasyonu geliyor. Tarlada 3 TL'ye üretilen ürün, tüccar ve aracılar nedeniyle tüketicinin sofrasına gelene kadar 15 TL'ye çıkıyor. Hal böyle olunca, kâr tüccar ve aracının cebine kalıyor, ne üretici ne de tüketici mutlu oluyor. Gıda enflasyonunu da tetikleyen bu sürecin çözümüne yönelik Antalya'dan örnek bir hamle geldi. Zeytin üreticilerinin en büyük sorunlarının başında gelen zeytinyağı sıkımı için kolları sıvayan Antalya Manavgat Ziraat Odası, 2011'de kurduğu Taşağıl fabrikasının ardından ikincisini açtı. Özel sektörün sıkım tekelini kıran bu tesisler, zeytinyağı fiyatlarını da aşağı çekti. Halihazırda en ucuzu 430 TL'den satılan birinci sınıf sızma zeytinyağı, üreticinin kurduğu fabrikayla vatandaşa 300 TL'ye ulaşıyor. Böylece vatandaş da yüzde 30 ucuza alıyor.

120 MİLYON TL ÜRETİCİYE KALDI
İkinci fabrika olarak hayata geçirilen Doğançam tesisi için Manavgat Ziraat Odası, 15 milyon TL bina yatırımı yaptı. Her iki tesisin makine parkuru da 40 milyon TL'lik yatırımla yenilendi. Böylece, iki tesiste toplam sıkım kapasitesi günlük 560 tona çıktı. Aynı zamanda borsa görevi gören tesis özel fabrikaların tekelini de kırdı. Özel fabrikalar, sezon öncesi sıkım kilogram fiyatını 30 TL olarak açıklamıştı. Manavgat Ziraat Odası'nın sıkım fiyatını 16 TL olarak belirlemesinin ardından özel fabrikalar da fiyatlarını 20-22 TL bandına çekmek zorunda kaldı. Sıkımdan sağlanan bu avantaj üreticiye yaradı. Her iki tesisle, Manavgatlı zeytin üreticilerinin yıllık 120 milyon TL cebinde kaldı.

ÖZEL TEKELİNİ KIRDIK
Manavgat Ziraat Odası Başkanı Rasim Metin, Antalya'nın ilçelerinde en fazla zeytin ve zeytinyağı üretiminin Manavgat'ta yapıldığını belirtti. İlçede 50 bin dönümde yaklaşık 2 milyon zeytin ağacından zeytin üretimi yapıldığını anlatan Metin, "2007'de göreve geldiğimizde üreticimizin en büyük sorununun zeytin sıkımı olduğunu gördük. Burada 11 tane zeytinyağı sıkım fabrikası var. Türkiye'nin birçok yerinde 10'da bir sıkım bedeli alınırken burada 6'da bir sıkım bedeli alıyorlardı. Bu da üreticinin kazanıcının büyük bir bölümünü sıkım fabrikalarına bırakması anlamına geliyordu. Biz de bu tekeli kırmak için 2011 yılında kapalı olan bir sıkım tesisini devraldık" ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE'DE BİR İLK
Türkiye'de ilk kez bir ziraat odasının böyle bir yatırım yaptığını anlatn Metin, üreticilerin tesise büyük ilgi gösterdiğini söyledi. Metin, "Ancak tesisimizin kapasitesi yetersiz kalıyordu. Biz de ikinci tesis için kolları sıvadık. Doğançam fabrikamızı 15 milyon TL bina yatırımıyla tamamladık. Her iki tesisteki makine parkurunu 40 milyon TL'lik yatırımla yeniledik" diye konuştu. Fabrikadan elde edilen gelirin yine üreticinin menfaati için yatırıma dönüştürüldüğünü anlatan Metin, "Şu anda iki tesisimizin 1.074 metrekare kapalı olmak üzere toplam 5 bin 207 metrekare alanı bulunuyor. Her iki tesiste günlük 560 ton işleme kapasitemiz var" dedi.
TESİSLER BORSA GÖREVİ GÖRDÜ
Bu tesislerin bölgede borsa görevi de görmeye başladığını anlatan Metin, "Fabrikalar açılmadan önce tesisler üreticiden 6 kilogramda 1 kilogram sıkım bedeli alıyordu. Tesisler sonrası 8'de bire kadar çıkardılar. Sezon başında özel fabrikalar sıkım kilogram ücretini 30 lira olarak açıkladı. Biz 16 TL deyince onlar da fiyatı 20-22 liraya kadar çekti. Yani bu tesisler birer borsa görevi gördü. Bu tesisler olmasaydı özel sektörde belki de sıkım fiyatı 50 liraya kadar çıkardı. Üretici emeğini kaptırmadı. Bizim hesaplamalarımıza göre toplamda 120 milyon TL üreticimizin cebinde kaldı" ifadelerini kullandı.
300 TL'YE BİRİNCİ SINIF ZEYTİNYAĞI
Yaklaşık 7-8 bin küçük üreticinin bu tesislerde sıkım yaptığını anlatan Metin, elde edilen zeytinyağını markalaştırmak için de çalışmalara başladıklarını aktardı. Metin, "Şu anda MZO markasıyla satışa başladık. İsteyen üretici bu markayla satıyor. Yemeklik zeytinyağının kilogramını 275 TL, sofralığı da 300 TL. Birinci kalite olan bu zeytinyağları şu anda sınıfının en ucuzu. Aracı ve fırsatçılara geçit vermediğimiz için üretimiz de tüketicimiz de kazanıyor" dedi.