Türkiye'nin ihracatta rekor üzerine rekor kırması, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle deniz yolu taşımacılığının olumsuz etkilenmesi ve TIR güzergâhlarının bir bölümünün batı sınır kapılarına kayması nedeniyle gümrük kapılarında yoğunluk yaşanıyor. Bu durumu fırsat gören Türkiye'deki KOBİ'lerde tedarik zincirinde kendilerine yeniden yer arıyor. Savaşın bir soğuk savaşa dönüşme ihtimali üzerine uzun vadeli tedarik yapılanmasına gitmeye başlayan Avrupalı ve Rus tedarikçiler daha önce birbirlerinden aldıkları malları şimdi ya Türkiye üzerinden alma ya da Türkiye'de üretme konusunda çaba sarf ediyorlar. Yakın zaman önce Türkiye'nin önde gelen kurutulmuş gıda firmalarından biri ile anlaşma yapan Rus tedarikçiler, Ege Bölgesi'ndeki yeni tesisin sadece kendilerine üretim yapması konusunda anlaşmaya vardılar. Dünya markalarının çoğunun ülkeden çekilmesi, Türkiye ile Rusya arasında farklı bir ticaretin kapısını aralamaya başladı. Özellikle perakende, gıda ve elektronik eşyada Rus alıcılar bu markaları Türkiye'den tedarik etmenin yollarını arıyor.
FIRSATA DÖNÜŞTÜ
Avrupa Birliği'nin Yeşil Mutabakatı sanayiden teknolojiye, tarımdan lojistiğe ekonomide rekabet kurallarını değiştiriyor. Uzmanlara göre çevreci olmayan şirketlerin Avrupa Birliği ülkelerine zamanla mal satması imkânsız hale gelecek. Sürdürebilirliği benimseyen şirketlerin ise önü açılacak. Günümüz ekonomisinde kurumların sürdürülebilir büyüme ve kârlılık elde edebilmeleri için paydaşları ile birlikte sürdürülebilir iş modeline geçmeleri zorunlu hale geliyor. Bu da tüm paydaşları ile güvene dayalı şeffaf bir iletişim kurmaları ve paylaşımlar yapmalarını gerektiriyor. Bu kapsamda devletler de oldukça önemli kanunları bir bir hayata geçiriyor. AB'nin Avrupa Yeşil Mutabakatı ile sanayiden teknolojiye, tarımdan lojistiğe ekonomide rekabet kurallarının değişmesi beklenirken, Türk şirketleri için de riskler kadar fırsatlar da söz konusu. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile Türk şirketlerinin AB'ye ihracat yaparken yakın gelecekte karbon salım kriterlerini karşılamaları gerekecek.
2050 HEDEFİ SIFIR KARBON
Avrupa Yeşil Mutabakatı'na göre, ekonomik büyüme, şimdiye kadar olduğu gibi dünyanın kaynaklarını sömürerek ve çevreyi kirleterek olmayacak. Aralık 2019'da AB Komisyonu tarafından açıklanan Avrupa Yeşil Mutabakat Çağrısı ile AB, 2030 yılına kadar karbon salımını yüzde 50 azaltmayı, 2050 yılında ise sıfır karbon salım hedefine ulaşmayı planlıyor. AB, bu dönüşümü sağlamak için 1 trilyon euroluk bir bütçe ayırdı. Aynı zamanda, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) sebep olduğu yıkımı onarmak için kullanılan 800 milyar euroluk kurtarma fonunu da yeşil ve dijital dönüşüm hedeflerine hizmet edecek şekilde kullanmayı hedefliyor. Şirketlerin performanları yalnızca elde edilen karlar ile değil eş zamanlı olarak toplumsal, çevresel ve yönetimsel riskleri ile değerlendirilmesi gerekiyor. Uzun yıllardır şirket performansları finansal tablolar ile değerlendirilir iken karşı karşıya olduğumuz çevresel ve toplumsal riskler finansal tablolar üzerinden yapılan değerlendirmelerin şirketlerin performanslarını ve geleceğe yönelik planlarını göstermekte yetersiz kalıyor. Şirketlerin bu sorumluluk bilinciyle, iş modellerinde sürdürülebilir iş modeli dönüşümüne geçerek sürdürülebilirlik raporları yayımlamaları elzem bir hal almış durumda.