Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, yılın son enflasyon raporunu açıkladı. Karahan, yıl sonu enflasyon tahminini 6 puan artırarak, yüzde 38'den 44'e çıkardıklarını duyurdu. Merkez Bankası, yüzde 14 olan 2025 tahminini de yüzde 21 seviyesine çıkardı. 2026 sonu tahmini de yüzde 12 oldu. Karahan, maliye politikası harcamalarında deprem kaynaklı belli katılıklar olduğunu vurgulayarak, "Hem bu harcamaların azalmasıyla hem de son dönemde alınan tedbirlerin önümüzdeki sene daha net bir şekilde devreye girmesiyle daha olumlu bir görünüm ortaya çıkacak. Seneye ciddi bir revizyon olacağını düşünmüyoruz" diye konuştu.
3 AYLIK GECİKME OLDU
Karahan, enflasyonda yüzde 38 seviyesine mart ayında ulaşılacağını belirterek, hedefte 3 aylık gecikme olduğunu, birkaç yıllık dezenflasyon programında bu durumun ciddi bir sapma olmadığını öne sürdü. Sanayi sektöründe firmaların fiyatlama davranışlarının iyileştiğini, üretici enflasyonundaki seyrin TÜFE'de mal fiyatlarını olumlu etkilediğini anlatan Karahan, "Temel mallarda fiyat artışları önemli ölçüde zayıfladı. Genel itibarıyla temel mal enflasyonu düşük seyretmeye devam ediyor. Talep koşullarındaki zayıflamayla fiyat artışının genele yayılımı azalıyor. Tüm sektörlerin enflasyon beklentileri kademeli bir şekilde geriliyor. Enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin hızı arzu ettiğimiz gibi değil" dedi. Karahan, para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesiyle yıllık enflasyonun önümüzdeki dönemde istikrarlı olarak gerileyeceğini öngördüklerini anlattı.
2 AYDA % 1.5'İN ÜZERİNDE
Kalan iki ayda aylık 1.5'in biraz üstü enflasyon beklentileri olduğunu belirten Karahan, "İlk çeyrekte artacağını düşünüyoruz ama üçüncü çeyrekten itibaren yüzde 1.5'in altına inecek ve yılı 1'e yakın bitirecek şekilde öngörüyoruz" şeklinde konuştu. Üçüncü çeyrekte birikimli cari açığın azalacağını öngördüklerini anlatan Karahan, şunları söyledi: "Cari dengedeki olumlu seyrin süreceğini öngörüyoruz. Enflasyonun ana eğilimini yakından takip ediyoruz. Ekim ayında enflasyonun ana eğilimindeki düşüşün sürdüğünü görüyoruz. Enflasyonun eğilimi öngördüğümüzden yavaş olsa da iyileşiyor. Üçüncü çeyrekte hizmet enflasyonunda okula dönüş etkili oldu. Okula dönüşün tamamlanmasıyla göreli fiyat uyarlaması büyük ölçüde tamamlandı." Hizmet enflasyonuna kira ve kira dışı olarak bakılmasının sağlıklı olduğunu düşündüklerini vurgulayan Karahan, "Kira enflasyonundaki ataletin öngörülerimizden yüksek olduğunu değerlendiriyoruz. Kira dışındaki hizmetlerde fiyat artışları kademeli olarak güç kaybediyor. Kiraya ilişkin öncü göstergeler ise, son çeyrekte aylık kira enflasyonunun yavaşlayacağına işaret ediyor. Sanayi tarafında firmaların fiyatlama davranışlarında net bir iyileşme görüyoruz. Genel itibariyle temel mal enflasyonu düşük seyretmeye devam ediyor" dedi.
FAİZ İNDİRİMİ İÇİN TARİH VERMEDİ
Karahan, ilk faiz indiriminin zamanlamasına ilişkin olarak "Veri odaklı gidiyoruz, ne zaman olacağını söylemek zor. Bunlara bağlı gerçekleşecek. Nasıl bugüne kadar gerektiğinde ilave sıkılaşma yaptıysak bundan sonra da, enflasyonu indirebilmek için, gereken adımları atacağız. Burada indirim döngüsü başlarsa hiçbir şekilde dezenflasyon sürecini sekteye uğratacak bir adım atmayacağız ya da Türk lirasına olan dönüşü sekteye uğratacak bir adım atmayacağız" ifadelerini kullandı.
ASGARİ ÜCRETTE KARAR VERİCİ DEĞİLİZ
Asgari ücret ile ilgili soruları da yanıtlayan Karahan, "Biz karar verici değiliz. Bir kurul var, burada kurul toplanıyor ve bunun süreçleri var. Süreçler işliyor, çeşitli kısımlar dinleniyor ve bir karar veriliyor. Biz bu kurulun bir tarafı olmadığımız gibi resmi ya da gayriresmi herhangi bir tavsiyede bulunmuyoruz. Bununla birlikte tabii ki raporumuzda bir enflasyon tahmini vermek durumundayız. Dolayısıyla ücret gelişmeleri dahil çeşitli varsayımlar yapmamız gerekiyor. Ücretlerin erimesine sebep olan şey enflasyonun yüksek olması" dedi.
DİBS STOKUNA TAKİP
Karahan, tezgâh üstü piyasa işlem iddialarına ilişkin soru üzerine, bu konunun özellikle temmuzdan sonra dönem dönem gündeme geldiğine dikkati çekti. Bunu geçmişten bu yana takip ettiklerini vurgulayan Karahan, şunları kaydetti: "Yurtdışı yerleşiklerin DİBS sahipliğinde olan kısmı şu anda 18 milyar dolar civarında. Giriş olarak da 16 milyar dolar civarında. Denetçilerimizle muhasebe denetimi yapıyoruz ve diğer yandan da kağıt bazında sahiplikleri de inceleme kapasitemiz var, bunları inceliyoruz. Bu konuda çok konuşuluyor ama ne yazık ki veriye dayalı konuşulmuyor. Bunun miktarı kesinlikle öyle konuşulduğu kadar değil. Bunu kendimiz Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) verilerinden de hesaplayabiliyoruz."