Dünyanın gündemini oluşturan iklim krizi, kent planlarında da kendisini hissettirecek. İmpo İmar Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Oflaz, dünyanın sürdürülebilirliği risk altında iken, yeni kent planlarının iklim krizi tehdidini göz ardı edemeyeceğini söyledi. Sorun küresel olsa da, çözümünde önce şehirlerin liderliğinin şart olduğunu vurgulayan Hüseyin Oflaz, "Süreç kent yöneticilerine yeni görevler yüklüyor" dedi. Hüseyin Oflaz, yeşil binalar ve yeşil altyapı, sürdürülebilir ulaşım ve yatay mimarinin, yeni kent planlarındaki anahtar kelimeler olacağını belirtti.
BELEDIYELERE BÜYÜK GÖREV
Oflaz şöyle devam etti: "Afetlere ve felaketlere yol açarak dünyamızın sürdürülebilirliğini tehdit eden, şehirlerimizi yaşamak için çok daha sıcak hale getiren, devletleri acil ve hayati önlemler almaya zorlayan iklim krizi, yeni kent anlayışını da şekillendiriyor. Kent plancıları olarak bu riskin varlığını göz ardı edemeyiz. Dünyanın gündemini oluşturan iklim krizinin, kent planlarında kendisini daha fazla hissettireceği bir dönemeçteyiz." Hüseyin Oflaz, iklim değişikliğini en çok besleyen sera gazı emisyonlarında şehirlerin yüzde 75 pay ile önemli katkısı olduğunu hatırlatıyor. Oflaz, "Raporlar şehirlerdeki ulaşım ve binaların kentin sera gazı emisyonlarını artırmada ilk sırada geldiğini gösteriyor. Dolayısıyla süreç, kent yöneticilerine yeni görevler yüklüyor" diye konuştu.
AKILLI EKOLOJİK ŞEHİRLER
Konuyu kent planlaması açısından değerlerinden Hüseyin Oflaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "2050'de 9.8 milyara ulaşacak olan dünya nüfusunun 6.7 milyarı şehirlerde yaşayacak. İmar plancısı olarak konumuz, bu yoğun hareketliliği nasıl dengeleyeceğimiz ve iklim değişikliği ile nasıl mücadele edeceğimiz üzerine odaklanacak. Bütün bu soruların cevapları aslında akıllı şehirlerde bulunuyor. Akıllı şehirler anlamında imar planlarında ekoloji ve su kaynaklarının korunması, atık suyun toplanıp arıtıldıktan sonra yeniden kullanımı, altyapı sistemlerinin karbonsuzlaştırılması, yenilenebilir enerji kaynakları gibi faktörleri öne çıkarmamız gerekiyor."
YEŞİL ALTYAPILI BİNALAR ÜRETİLMELİ
İKLİM
krizinin kent planlarına 3 ana başlıkta gireceğini ifade eden Hüseyin Oflaz, "Sürdürülebilir kentsel planlama, suyun sızmasına izin veren kaldırımlar bağlamında yeşil altyapının kullanılmasını içeriyor. Böylece fırtınalarda selleri önlemek için yağmur suları etkin yönetilmiş olacak" dedi. Sadece altyapının değil, binaların da yeşil anlayışa göre inşa edilmesi gerekliliğini anlatan Oflaz, "Yeşil bina tanımından, hem enerjiyi tasarruf eden çevre dostu binaları anlamalıyız, hem de biyolojik çeşitliliği teşvik eden dikey asma bahçelerini bu sürece dahil etmeliyiz" diye konuştu. Oflaz, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yapıların iklim dostu ve enerji verimli olmasını sağlayacak mevzuatın önümüzdeki yıl tamamlanacağına ilişkin demecinin bu konuda cesaret verici olduğunu açıkladı.
SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM ÖNEMLİ
Kentlerde emisyon gazlarından en büyük sorumluluğunu taşıyan ulaşım sektörünün de sürdürülebilir olması gerektiğini anlatan Hüseyin Oflaz, daha yaşanabilir şehirler için yerel yönetimlerin toplu taşımaya yatırım yapması, toplu taşıma ağlarının genişletilmesi, şehir içinde bireysel araç kullanımını azaltıcı tedbirlerin alınması gerekliliğinin altını çiziyor. Hüseyin Oflaz, "Ayrıca birçok üreticinin, elektrikli toplu taşıma aracı üretme hazırlık veya aşamasında olduğuna dair haberler de yeşil ulaşım konusundaki umutları besliyor" ifadelerini kullandı.
KONUTLAR YATAY MİMARİDE OLMALI
İKLİM krizinin mimaride de etkileri olacağını, bunun da planlama yaklaşımlarını etkileyeceğini ifade eden Hüseyin Oflaz, "Dikey mimari ile kent merkezlerinde nüfus yoğunluğu artarken, trafik, ulaşım gibi sıkıntılar da zirveye çıktı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin çehresini değiştirmek ve depreme hazırlık konusunda önemine vurgu yaptığı yatay mimari, iklim krizi noktasında da stratejik bir noktaya geldi" yorumunu yaptı.
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE GÖZLER SIFIR ENERJİLİ BİNALARA ÇEVRİLDİ
TÜRKİYE'DE
kentsel dönüşüm çalışmaları devam ederken, yenilenen yapıların "yeşil bina" olarak hayata geçmesi sürdürülebilir kentler için büyük önem taşıyor. Altensis Kurucu Ortağı Dr. Emre Ilıcalı, hem toplam ekonomik fayda açısından, hem de insanların daha konforlu, daha verimli ortamlarda yaşamaları için enerji, su gibi değerli kaynakların daha verimli kullanıldığı, uluslararası standartlara uygun yeşil binaların inşa edilmesi gerektiğini dile getiriyor.
BÜTÜN OLARAK ELE ALINMALI
Kentsel dönüşüm çalışmalarında yapıların bütünlük içerisinde ele alınması gerektiğini dile getiren Ilıcalı, özellikle Avrupa Birliği Yeşil Mütabakatı'yla gündeme gelen ve Avrupa Birliği'nde 2021'den itibaren zorunlu hale gelen "neredeyse sıfır enerji bina" konseptinin ülkemizde de gündeme geleceğini belirtti. Sürdürülebilir kentlerin inşasında, doğru tasarlanarak enerjiyi en verimli şekilde kullanacak yapıların günümüzün olmazsa olmazı olduğunu belirten Ilıcalı, hem enerji verimliliğinin hem de konforun bir arada sunulduğu yapıların inşa edilmesi konusunda harekete geçilmesi gerektiğini belirtiyor.