Çiftçilik aile işi olsa da toplumsal cinsiyet ilişkileri kadını ev içi rollerle tanımlamaya devam ediyor. Erkek tarımı yürütürken kadın geri kalan bütün hayatı organize ediyor ve lojistik desteği sağlıyor. Ancak omuzlarındaki fazla yük yeterince anlaşılmıyor. Birleşmiş Milletler'in, kadınların tarımsal üretimdeki önemli rolünden hareketle ilan ettiği Dünya Kadın Çiftçiler Günü 2008'den bu yana her yıl 15 Ekim'de kutlanıyor. 1000 Çiftçi 1000 Bereket ile çiftçilerin yanında olmaya devam eden Cargill de program kapsamında KONDA'yla bir araştırma yaptı. Araştırma kadının rolüne göre ilginç ve çarpıcı sonuçları ortaya çıkardı.
GÜNDE 17 SAAT ÇALIŞIYOR
Cargill'in KONDA ile yaptığı araştırmaya göre çiftçi ailelerde toplumsal cinsiyet ilişkileri kadını ev içi rollerle tanımlamaya devam ediyor. Kadınlar 10-15 yıl öncesine kıyasla tarlada daha az olsa da arka plandaki lojistiği ve üretimin devamlılığını sağlıyor. Günde 16-17 saat çalışıyor, evin tüm idaresini, çocukların ve yaşlıların bakımını yapıyor. Bunun yanı sıra yazlık, kışlık, kurutmalık, konserve ürünlerin yapımında küçük imalathane gibi çalışıyorlar. Hayvancılıkla uğraşılan hanelerde kadınların üstündeki yük daha da artıyor. Tarımda aktif olmak konusunda yeterli özgüvene sahip ve hevesli kadınların "daha titiz, daha sabırlı olacakları" için erkeklerden daha iyi olacakları düşünülüyor.
TOPRAĞIN ASIL SAHIBI KADINLAR
CARGILL Gıda Türkiye, Orta Doğu, Afrika ve Hindistan Kurumsal İlişkilerden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Arzu Örsel araştırmaya ilişkin görüşlerini paylaştı. Örsel, "Toprağın asıl sahibi kadınlar, üretimin arka planındaki lojistiği de mahsulün katma değerli ve sürdürülebilir ürünlere dönüşmesini sağlayan da yine kadınlar. Sosyokültürel nedenlerden daha az ön plana çıkıyorlar belki ama bu işlere girdikten sonra erkeğe göre daha başarılılar" dedi. Tarımda kadınların güçlendirilmesinin ülke ekonomisine de büyük katkı sağlayacağını anlatan Örsel, "Tüm kadın çiftçilerin Dünya Kadın Çiftçiler Günü'nü kutluyoruz" diye konuştu.