Cumhuriyetin 100. yılında, mayıs seçimlerinin ardından devam eden siyasi istikrarla birlikte, Orta Vadeli Program (OVP) ve 12. Kalkınma Planı ile ekonomide yol haritasını netleştiren Türkiye, tarihi bir dönemece girdi. Para politikasında atılan normalleşme adımları, büyümenin dengeli bir kompozisyona dönüşmesi için art arda gerçekleştirilen hamleler sonuçlarını vermeye başladı. 13 çeyrek kesintisiz büyüme performansı sergilenirken, işsizlik yüzde 8.5 ile 11 yılın en düşük seviyesine indi. Yıllık cari açık 50.7 milyar dolarla 10 ayın dibine düşerken, mayıs sonunda 700 puanı geçen Türkiye'nin risk primi 300'ün altına gerileyerek 2.5 yılın en düşük seviyesine indi.
YABANCI SERMAYE GERİ DÖNDÜ
Ekonomide dengeli büyüme hedefi doğrultusunda, tüketim harcamalarının GSYH'deki etkisi azaltılırken, ihracatta rekor serisi aralıksız sürüyor. Atılan bu adımlar, yabancı yatırımcıların da rotayı tekrar Türkiye'ye çevirmesini sağladı. Yabancı yatırımcılar 27 Ekim -15 Aralık 2023 tarihleri arasındaki 7 haftada 1 milyar 762 milyon dolarlık hisse senedi 1 milyar 484 milyon dolarlık tahvil alımı gerçekleştirdi. Ters repo ve teminat piyasasındaki işlemler de dahil edildiğinde yabancıların son 7 haftada hisse senedi ile tahvil-bono piyasasındaki net alımı 5 milyar 155 milyon dolara ulaştı.
1 TRİLYON DOLAR AŞILDI
Dünya ekonomisinin resesyon endişeleri ile mücadele ettiği 2023'te, tarihin en büyük deprem felaketi ve artan jeopolitik risklere rağmen Türkiye büyümeye devam etti. Yılın ilk 9 ayında yüzde 4.6 büyüme sağlanırken, GSYH ilk kez 1 trilyon doları geçti. Türkiye ekonomisinin 3 yıllık hedef ve politikalarının yer aldığı Orta Vadeli Program'a göre büyüme için bu yıl gerçekleşme tahmini yüzde 4.4 oldu. Ekonominin 2024'te yüzde 4, 2025'te yüzde 4,5, 2026'da yüzde 5 büyüyeceği öngörüldü. Enflasyonun bu yıl sonunda yüzde 65 olacağı tahmin edilirken, enflasyon hedefi gelecek yıl için yüzde 33, 2025 için yüzde 15.2, 2026 için yüzde 8.5 olarak belirlendi. GSYH'nin 2024'te 1 trilyon 119 milyar dolar, 2025'te 1.2 trilyon dolar ve 2026'da ise 1.3 trilyona ulaşması bekleniyor.
2.7 MİLYON KİŞİYE İSTİHDAM
2024-2026 yıllarını kapsayan OVP döneminde özellikle işgücü piyasasına yönelik yapısal reformların hayata geçirilmesi öngörülürken, program boyunca istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi artması bekleniyor. 2023 sonunda 31 milyon 654 bin olan istihdam edilenlerin sayısının, 2024'te 32 milyon 428 bine, 2025'te 33 milyon 340 bine ve 2026'da 34 milyon 381 bine çıkması bekleniyor. Yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen büyümenin sağlanması amacıyla para, maliye ve gelirler politikaları koordinasyon içerisinde yürütülerek bu alanlardaki reform adımları kademeli bir şekilde devreye alınacak.
TEKNOLOJİ YATIRIMLARINA TEŞVİK
İhracat potansiyeli yüksek alanlarda uluslararası markalaşma faaliyetleri desteklenecek. Lojistik açıdan uygun bölge ve ülkelerde uluslararası lojistik dağıtım ağlarının yaygınlaştırılması ve etkin işletilmesine destek sağlanacak. Bu çerçevede OVP sürecinde, cari işlemler açığı/GSYH oranının kademeli olarak yüzde 2.3'e indirilmesi öngörülüyor. Başta yatırım kredileriyle olmak üzere finans sektörünün yüksek katma değerli ve ihracata katkı sunan sektörleri desteklemesi ve tasarruflara aracılık faaliyetini etkin ve verimli bir şekilde yürütmesi için gerekli politika adımları atılarak düzenlemelerde sadeleştirme yoluyla finansal istikrar desteklenecek. Makroihtiyati sadeleşme, dijital Türk lirası, İstanbul Finans Merkezi'nin katılım finansta öncü konuma yükselmesi gibi tedbirler bu yapısal dönüşümü destekleyecek.
DEPREMİN YARALARI SARILACAK
Türkiye 2024'te deprem felaketinin yaralarını sarmak için önemli adımlar atacak. Bir yandan kentsel dönüşüm için tarihi hamlelere hazırlanılırken, 6 Şubat depreminin yaraları da sarılacak. 2023'te depreme ayrılan merkezi yönetim bütçesi 762 milyar TL olurken, bu rakam 2024'te 1 trilyon 62 milyar TL, 2025'te 566 milyar TL, 2026'ta 380 milyar TL olacak.
YOL HARİTASI ÇİZİLDİ
2024-2028 dönemini kapsayan 12. Kalkınma Planı'nın vizyonu da, "Türkiye Yüzyılı'nda çevreye duyarlı, afetlere dayanıklı, ileri teknolojiye dayalı yüksek katma değer üreten, geliri adil paylaşan, istikrarlı, güçlü ve müreffeh bir Türkiye" olarak belirlendi. Makroekonomik ve finansal istikrar ile dengeli bir büyüme sağlanırken cari işlemler dengesinde kalıcı iyileşme ve güçlü kamu mali dengeleri öncelendirilecek. Plan ile Türkiye'nin ekonomik ve sosyal alanda sağlayacağı kazanımlardan azami ölçüde faydalanılarak afetler başta olmak üzere risklere karşı dirençli yaşam alanları ve sürdürülebilir çevre öncelikli alanlar olacak. Plan döneminde afetlere karşı dirençli yaşam alanları ve kentsel dönüşüm ile temel altyapı hizmetlerine sahip konuta erişim sağlanacak, çevre ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı esas alınacak. Plan dönemi boyunca 5 milyon ilave istihdam sağlanarak işsizliğin dönem sonunda yüzde 7.5'e gerilemesi öngörülüyor.