Finansın Geleceği Zirvesi'nde "Katılım Bankacılığında Türkiye için Fırsatlar" özel bölümünde Vakıf Katılım Genel Müdürü Mehmet Ali Akben, katılım bankalarının faiz hassasiyeti nedeniyle finansın dışında kalanların sistemin içine çekilmesine vesile olduğunu belirtti. Katılım bankacılığının gösterdiği gelişim ve hızlı büyümeyle bütünsel bir ekosistem oluşturmayı başardığını vurgulayan Mehmet Ali Akben, "Ülkemizde tohumları ilk kez 1985 yılında atılan katılım bankacılığı bugün sektörün çok önemli bir paydaşı haline geldi. Katılım bankalarının açılması Türkiye'de faiz hassasiyeti nedeniyle finansın dışında kalanların sistemin içine çekilmesine vesile oldu. Katılım bankaları tasarrufların değerlendirilmesi noktasında büyük bir sorumluluk üstlendi. Finansal kalkınmayı önceleyerek geliştirilen enstrümanlar yüksek teveccühle karşılandı" diye konuştu.
2 TRİLYONLUK BÜYÜKLÜK
Ülkemizde katılım bankacılığı çalışma prensiplerinde 8 bankanın hizmet verdiğinin altını çizen Mehmet Ali Akben, "Henüz genç olarak nitelendirebileceğimiz ekosistemin Türk bankacılık sisteminden aldığı payın yüzde 9 civarına ulaşması bu alana gösterilen ilgiyi teyit ediyor. 2 trilyon TL'ye yaklaşan bilanço büyüklüğüyle katılım bankaları finansal bankacılığı artırma çerçevesinde yalnızca bankacılık değil gösterdiği gelişim ve hızlı büyümeyle bütünsel bir ekosistem oluşturmayı başardı. Tüm alt katılımlarda çok önemli aktörlere dönüştü. Tabana yaygın ekonomik büyümenin katılım finans ekosistemi üzerine inşa edilmesi küresel ilginin ülkemize kazandırılmasında da önemli bir role sahip" şeklinde konuştu.
2026'DA 6 TRILYON DOLARA ÇIKACAK
KÜRESEL ölçekte 4 trilyon dolar büyüklüğe sahip olan İslami finansın 2026'da 6 trilyon dolara yükseleceğinin öngörüldüğünü belirten Akben, "Katılım bankalarının hem yerel tarafta pazar payını artırma hem de küresel sermayeyi ülkemize kazandırma noktasında önemli bir vazifesi bulunuyor" diye konuştu.